Bölüm 66 - Emri Olur !

12.5K 1.1K 158
                                    

selamun aleykum arkadaşlar

gözünden kaçan arkadaşlar varsa bir önceki bölümde çekilişimiz var kazanana istediği her hangi bir kitabı alıp göndereceğim inşaallah...

face grubumuza da gelin hadi ama :)

keyifle okuduğunuz bir bölüm olur inşaAllah..

selam ve dua ile...


***

       

" Halime sen beni niye buraya getirdin durup dururken?" diye sordu Zehra şaşkınca geldikleri kafeyi incelerken. " Evlenme teklifi yapacaksan inan hiç düşünmüyorum bu aralar." Diye ekledi alayla.

" Evdekiler birer birer evleniyor kıskanmışsındır belki dedim." Dedi Halime arkadaşına çaktırmadan dil çıkararak.

" Halime ya beni bu kadar sevme kuzum. Benden sana yar olmaz. Biliyorsun değil mi?" dedi Zehra pofuduk koltuğa kurulurken.

Burası şık bir mekândı. Pastel renkte rahat kadife koltuklar vardı. Ortam biraz karanlık olsa da içerisinin dizaynı şık ve ağırdı. Zehra ve Halime genelde öğrencilere hitap eden daha ucuzcu mekânlarda takıldıkları için Halime'nin illa buraya gelmek istemesi Zehra'nın durumu garipsemesine ve alaycılığa vurmasına yol açmıştı.

" Kız gömü mü buldun yoksa sen?" dedi neşeyle Zehra. Burası burslarını israf edecekleri yegâne mekânlar arasındaydı sonuçta. Onun yerine dürümcü Ahmet'te bir hafta yemek yiyebilirlerdi mesela.

" Zehra bir gün de böyle yerlere gelelim. Baktım bizi getirecek biri yok bari kendi kendimizi gezdirelim dedim." Dedi Halime bu sefer bezgince.

Haklıydı. Yani sınıfta iki kız gezen tek gruptu onlarınki. Ya kalabalık kızlı erkekli gruplar vardı her yere beraber giden ya da sevgilisiyle takılan insanlar.

" Olabilir aslında. Biz de şöyle güzel bir pasta yiyelim bakalım." Zehra keyifle menüye bakıyordu. Bu sırada masalarına oturan bir yabancıyı fark etmemişti bile. Çünkü pastaların fotoğrafları oldukça iştah açıcı görünüyordu.

" Halime şu pastaya bak." Diye elindeki menüyü işaret ederken masaya kurulan Levent'i gördü ve suratı asıldı genç kızın.

" Bunun ne işi var burada Halime?" dedi adamı hiç muhatap almayarak.

" Seninle konuşmak istiyormuş Levent Bey. Benden rica etti." Dedi Halime ama Zehra genç kızın lafını böldü. " Sen de bu adam için arkadaşını kandırdın öyle mi?" diye sordu kızgın bir ifade ile kaşlarını çatarak.

" Zehra bir kere konuşacaksın işte. İnat etme. Zaten benim bir işim vardı çıkmam lazım. Sizin muhabbetiniz bol olsun o zaman. Görüşürüz." Dedi Halime hızla çantasını alıp toparlanırken.

Zehra şaşkınca baktı arkadaşına.  Resmen kandırılmıştı. Bir de bu adamla aynı masada yalnız kalacaktı. Bu sırada masaya çikolatalı pasta da gelmişti aksi gibi. İyi de sipariş vermemişlerdi ki daha. Kesin bu da Halime'nin fikriydi. Zehra o masada çikolatalı pastayı boynu bükük bırakıp kalkamazdı ki!

" Alacağın olsun Halime. Bunun hesabını vereceksin. Of ne güzel koktu be mübarek nimet. Ağlar bu şimdi arkamdan." Diye söylenmeye başladı Zehra. Bu sırada Levent sadece izliyordu iki genç kızın tatlı münakaşasını ve Zehra'nın çikolatalı pastaya olan bakışmalarını.

Aslında kalkıp giderdi genç kız ama işte tüyoyu almıştı Levent. Masaya gelen pasta tutuyordu Zehra'yı. O nimeti bırakıp da gidemezdi. Çikolatalı pastaya dayanamazdı. Hele böyle bir yerde o pasta ne de güzel olurdu. Tevekkeli değil Halime de gelene kadar buranın pastalarını övmüştü. Uyuz Halime! Gıcık Halime! Hain Halime!

Elif'in Mim Durağı - Kitap Oldu Where stories live. Discover now