Bölüm 20 - Tadımlık

16.1K 1.2K 46
                                    

Mustafa evin içine girip giriş kapısını kapattığında mutfaktan gelen tıkırtıları duyduğuna şükretti içinde. Son günlerde kulağına efsunlu bir melodi gibi gelen sesler dolaşıyordu evinin içinde. Mezarlık kadar sessiz olan bir evi canlı ve renkli bir bahçeye dönüştüren içinde yaşanan anılarmış, bunu öğrenmişti adam son zamanlarda. Soğuk ve sessiz bir eve gelen kadın o eve hayat veriyordu. Bir kalbi eline aldığında yaydığı o büyülü aşkla yeşerttiği gibi bir eve adım attığında da o evi yaşanır kılıyordu. Adamın kalbine ihtisas edilen en şükür edilesi nimet bu olmalıydı. Sevebilme ve bir kadının ılık, mayhoş ve kekremsi bir keyif veren sıcacık sevgisiyle sevgisine karşılık bulabilme ihtimali..

Mustafa sessiz adımlarla mutfağa geçti. Sofra kurma telaşında olan yetimini görünce içini tarifsiz bir huzur kapladı. Sinsice sokulup boynunun en hassas yerine bir öpücük kondurduğu kadın ürperdiğin belli eder biçimde irkildi. Adamın dudakları ne zaman böyle muziplikler yapsa kadının içinde volkanlar patlıyor ve en derin damarlarına kadar kaynar lavlar akıyordu sanki. Bu tür davranışlara henüz alışamamıştı ama artık ilk günlerdeki gibi tepki vermeyi de bırakmıştı.

Mutlu ve memnun bir tebessümle karşılık verdi eşine. " Hoş geldin canım, sofra hazır. Açsan hemen yiyebiliriz."

Mustafa o ana değin ne kadar aç olduğunun farkında değildi. Muntazam bir itina ile kurulan sofra manzarası görünce midesi varlığını hissettirmek istercesine burkulmaya başlamıştı. " Tama, ben elimi yüzümü yıkayıp geliyorum hemen." Dedi ve yetiminin alnına bol sulu ve yapışkan bir öpücük kondurdu. Elif için biriktirdiği birçok buse vardı ve bunları dağıtma konusunda oldukça cömert davranıyordu, artık tüm coğrafyalarda caizdi sevdiğini öpmesi çünkü.

Sevgiyle yoğrulup emekle pişirilmiş lezzetli yemekleri keyifli bir muhabbet eşliğinde sünnetleyerek bitirdiler. Masayı beraber toplayıp kahvelerini yapıp televizyon olan geniş oturma odasına geçtiler. Televizyonu açma gereği hissetmiyorlardı baş başa kaldıklarında. Konuşulmamış ve konuşulması gereken o kadar çok konu vardı ki aralarında, buna vakitleri kalmayacakmış gibi telaşe ediyorlardı sanki. Konunun konuyu açtığı dibi görünmeyen bazen derinlere daldıkları hoş sohbetler yapıyorlardı akşamları. Ne büyük nimet! Hamdolsun..

Elif nadir zamanlarda aralarında geçen ve oldukça kısa süren sessizlik anında birden hüzün dolu bir nefes çekti içine. Gözlerini halıda dikkatini çeken bir toz tanesine sabitledi.

" Bazen bir insanı bu kadar sevmeyi kendime yakıştıramıyorum. Yani kalu beladaki ahdime ihanet ediyormuşum gibi geliyor. Vah ki ne çok ihanet etmişliğim var geçmişimde.." sesi titrek ve pişmanlık doluydu. Derdini anlatmakla kendine söylenmek arasında bir serzenişle devam etti düşüncelerini dökmeye. " belki bu yüzden arada huzursuz olup bocalıyorum. Dengesiz davranışlarımın destekçisi ince bir vicdan azabı var sırtımda yük ettiğim kendime. Kamburum bu benim belki de ruhumun çirkinliği bundandır." Elif'in bakışları halıda kilitlendiği noktadaydı konuşurken. Başını kaldırmaya mecali yok gibi isteksiz ve keyifsiz bir yüz hali vardı. Aslında yüzünü çevirse tek göreceği onu hayranlıkla yoğurulmuş ölçülü bir tebessümle izleyen zevci olacaktı ama kadının bunu görmeye bile cesareti yok gibiydi.

Mustafa – inadına - biraz daha sokuldu zevcesine. Cenneti andıran çiçeklerle bezenmiş gül kokusunu içine çekti biraz daha.

" bence senin aynan bozuk hatunum. Öncelikle senin ruhun çirkin değil onda bir anlaşalım ve bu çirkinlik muhabbetini bir daha konuşulmamak üzere kapatalım diyorum ben. " sevecen ama otoriter bir öneriydi adamın sözleri. " diğer konuya gelirsek eğer; Üstad bana bir konuşmasında aşk Müslümana yakışan en güzel ve kıymetli ziynettir demişti. Beşeri aşk, iman etmiş ve inanmış bir Müslüman için ilahi aşkı tamamlayan bir duygudur aslında. Tabi eğer doğru kişiyi bulmuşsan. Gerçi o kişi nasibindeyse Allah bir şekilde çıkartıyor zaten." Mustafa yetimine biraz daha sokulup kadının başını kendi göğsüne yasladı ve kendi vücuduna yayılıp bir yol gibi akan uzun siyah ipeksi saçlarını okşayarak konuşmasına devam etti. Bu hareketi kadının kedi gibi hissetmesine neden oluyordu. Yeri geldiğinde hayran olunası bir bilgeye dönüşen bu adam giderek daha çok yer kaplıyordu kendi dünyasında.

" Senin endişelerin ise yersiz bence. Yaratıcısını hakkıyla sevip tanımayan insanlar beşeri aşkın esaretinde eriyip kaybolurlar. Hayatında hiç okyanusu görmemiş birinin su birikintisini umman sanması gibi belki de. Ama bizim bu iki duyguyu birbirine karıştırmayacak kadar – en azından ben öyle düşünüyorum ve umuyorum – bilinçli olduğumuza inanıyorum. Yani inşaAllah o bilince ulaşmışızdır ya da ulaşamadıysak şimdiye kadar bundan sonra birbirimizi bu yolda destekleyeceğimizi biliyorum. Helal dairesinin çizgilerinden dışarı taşırmadan götüreceğiz bu gemiyi, inanıyorum ben." Dua gibi, pişmanlık biraz beklenti ve temenni edercesine umutlu bir duygu ile dökülmüştü cümleler adamın dudaklarının arasından. " İnşallah." Diye karşılık verdi Elif mırıldanır gibi bir sesle. " İçimi rahatlattın." Dedi sessizce suçunu itiraf eder gibi. Ömrü boyunca endişelerini, korkularını ya da hüzünlerini kendine saklamışken şimdi yeni yeni tanımaya çalıştığı bu adama içindeki acılarını açmanın huzurunu yaşıyordu. Derdini, sıkıntısını düşünmeden belki biraz umarsızca paylaşacağı birinin olması güvende mutlu hissetmesini sağlıyordu. Adamın kollarında kendisini anne rahmindeki bir bebek kadar güvenli ve rahat hissediyordu.

" Beni sevmemek için öne sürdüğün bütün tezleri çürütmek için itina ile çabalarım." Mustafa muzipçe gülümsüyordu hiç çekinmeden. Elif bezginlikle gözlerini devirdi. " Artık, pek fazla tezimin kalmadığının farkındasındır umarım."

Mustafa göğsünde iyice mayışan kadını sıkıca sarmalayıp ipeksi saçlarını doya doya koklayarak kokusunu beynine sindire sindire çekti ve saçına rast gele buseler kondurdu ufak ufak. Aniden durup aklına unuttuğu önemli bir konu gelmiş gibi heyecanla konuşmaya başladı. " Geçen akşam aklıma ne geldi biliyor musun hatunum?"

" Ne geldi bey?" diye karşılık verdi Elif alaycı bir merakla.

" Şimdi geçen akşam Betül ile bizim Yusuf'u aynı anda kapıda görünce benim beynimde şimşekler çaktı." Diye anlatmaya başlamıştı ki Elif araya girerek hevesini bir balyoz darbesi ile kırmak için haince bir hareket yapmıştı..

" Yine kaç tilki dolanıyor kafanda acaba sevgili kocacığım?"

Mutluluğu evlilikte bulan insanlar etraflarında gördükleri insanları da bu güruha katmak için canla ve başla çaba sarf edebiliyorlardı. Ve şuan Mustafa bu tür insanlara çok iyi bir örnek olabilirdi.

" Yani ben düşündüm de, acaba diyorum, bu ikisini bir görüştürebilir miyiz, sence, ne dersin?"

" Bence olmaz." Dedi Elif kesin ve net bir dille.

" Hemen kestirip atma be aksi kadın Yusuf iyi çocuktur ben kefilim. İçimde çok güzel bir his var, gerçekten bak.."

" Betül'ün kimseyle görüşmek isteyeceğini sanmıyorum. Hem biliyorsun yüksek lisansa başlayacak bu sene. Sanmıyorum bu teklife olumlu bakacağını. Yani özetle olmaz bence."

Mustafa hayalleri gülle ile yıkılmış bir çocuk gibi yüzünü düşürmüştü.

" Dudaklarını büzme hemen. Bu kadar istiyorsan Betül ile konuşurum ' sırf senin hatırın için.' Ama fazla ümitli olmanı tavsiye etmiyorum yine de."

Elif'in ciddi olan tavrına tezat Mustafa gayet keyifli ve sevecen görünüyordu.

" Olacak bu iş görürsün bak. Neyse bunu umreden dönünce hallederiz artık." Elini yetiminin saçlarında gezdirirken ağzından ne kaçırdığının farkında olmamıştı.

" Umre mi?" dedi Elif şaşırmış bir halde yerinden doğrularak.

" evet haftaya kutsal topraklara gideceğiz ya. Söylememiş miydim ben sana yoksa?" diyerek saf ayağına yatmaya çalışan Mustafa durumunu kurtarma peşindeydi. Sürpriz yapmak isterken birden batırıp saçma bir şekilde söylemişti böyle büyük bir haberi.

Ellerini iki yana açarak vücudunu geriye doğru yasladı ve numaradan gerinir gibi yaptı. Yalancı bir esnemeyle de tiyatrosuna coşku katan Mustafa " Yatsak mı artık? benim biraz uykum geldi de.." diyerek masumca gülümsedi. Ve bir süre kutsal topraklardan konuşarak geceye devam ettiler.

Elif'in Mim Durağı - Kitap Oldu Donde viven las historias. Descúbrelo ahora