Bölüm 60 - Hoş geldin Bebek!

12.7K 1K 133
                                    




       

Mustafa yatakta istirahat eden yetiminin sırtına bir yastık daha koyup genç kadına doğrulması için yardım etti. " Sen biraz kitap oku hayatım. Dinlen. Telaş yok. Tamam mı?" diye kadını rahatlatmaya çalışıyordu kendince. Tabi söylediklerinin kendi içinde yaşadığı heyecana bile zerre kadar tesiri olmuyordu. Artık son günlere gelip dayanmışlardı. Koskoca dokuz ay telaşla, heyecanla ve tüm yaşanmışlıkları ile geçmişti nasıl olduğunu anlamadıkları kısa bir zaman dilimi içinde. Artık gün sayma faslı geçmiş tedirgin bir bekleyiş başlamıştı.

" Tamam, canım ben rahatım merak etme. Bence senin biraz daha sakin olman lazım, beni panikleten senin bu evhamlı hallerin kocacığım." Elif sırtını iyice yastığa gömmeye çalışırken bir yandan da kocasını azarlamayı ihmal etmiyordu. Kadın bir doğuracaksa Mustafa dokuz doğurmaya çoktan başlamıştı. Hamileliğin her halini beraber yaşayınca doğum sancılarının da aynı zamanda gelmesi muhtemeldi.

Elif kitabını okumak için eline aldığında Mustafa da odadan çıkmak için kapıya yönelmişti. Son bir refleksle kafasını çevirip karısına baktı. Fakat kadının yüzü buruşmuş sanki bir ağrısı var gibi suratı garipleşmişti. " Bir şey mi oldu hayatım?" diye sordu adam merakla.

Elif fark edildiği için biraz mahcup olmuş gibiydi. " Sanırım doğrulmaya çalışırken biraz yatağı ıslattım ben." Dedi utanmış bir şekilde.

" Yatağı mı?" dedi Mustafa şaşkınlıkla. Elif'in yorganı kaldırması ile gördüğü manzara şaşkınlığını tatlı bir telaşa bırakmaya başlıyordu. Yatak ıslanmıştı fakat kan lekelerini de seçebiliyordu adam.

Hemen acele ile hastaneye doğru gitmek için evden çıktılar. Elif'in henüz sancısı gelmemişti. Aslında bir çocuk gibi yatağa kaçırdığını düşündüğü için hastaneye gitmek istemiyordu ama Mustafa ısrar etmiş ve gönül koymakla tehdit etmişti kadını. Son zamanlarda iyice hantallaşan vücudu Elif'in kontrolü dışına çıkmıştı artık. Yatakta doğrulmaya çalışırken belli ki farkında olmadan kaçırıvermişti biraz. Ne gerek vardı yani hastaneye gitmeye? Şimdi doktor bir şey yok diye eve gönderirse utancı daha da artacaktı.

Neyse ki ebe Kadını muayene ettiğinde bunun doğum sürecinin başladığının belirtisi olan bir belirti olduğunu söylemişti. Suyu gelen Elif'i acele ile sancı odasına almışlardı. Bu sırada kızlar da hastaneye gelmişti koştura koştura. Ellerinde bebek için hazırladıkları çantaları da vardı. Tabi ki bu ayrıntılar Mustafa'nın aklından uçup gitmişti. O şimdi Elif'in odasının önünde volta attığı uzun bir serüvene yelken açmıştı. Dizilerde filmlerde birkaç dakika süren sahne gerçek hayatta hiç bitmeyecek gibi saatlerdir devam ediyordu. Mustafa bazen içeri Elif'in yanına giriyor onu teselli ediyor bazen odanın dışında volta atıyordu. Genellikle Elif kendisini böyle sancı çekerken görmesini istemediğinden kocasını odadan çıkarmak için bahaneler üretiyordu. Kızlar da odada durmuş ellerinde cüzleri ile bir yandan okuyor bir yandan da Elif'e manevi bir şekilde destek olmaya çalışıyorlardı.

Bu hal saatlerce sürdü. Ve sonunda Elif'i doğumhaneye aldıklarında herkesin kalbi titriyordu. Neyse ki doğumhane maceraları kısa sürmüştü ve yarım saat içinde bebeği doğumhanenin açılan kapısından çıkartan bir hemşire Mustafa'nın kucağına vermişti ufacık bebeği. Öyle küçüktü ki...

O kadar küçük, o kadar savunmasız ve o kadar güzeldi ki... Mustafa bebeğe bakarken yanaklarından süzülen yaşlara hâkim olamamıştı. Yorgun ve miskin bir şekilde uyuyordu bebekleri. Hemşire birazdan annenin de odaya getirileceğini söylemişti. Mustafa kızının kokusunu doya doya içine çekti. Cennetin kokusu bundan daha güzel olamazdı belki de... O kadar küçüktü ki hem nasıl tutacağını bile bilmiyor hem de öpmeye kıyamıyordu. Şimdi bu duyguya nasıl şükredilir; o şükrün hakkı nasıl verilirdi acaba?

Elif'in Mim Durağı - Kitap Oldu Where stories live. Discover now