4 - " Utanç "

32.7K 1.3K 232
                                    

Bazen dünyaya gelmemin bir hata olduğunu düşünürdüm. Aslında olmamalıydım. Ben olmasam annem böyle bir hayat yaşamazdı. Babam bizi terk etmek zorunda kalmazdı. Ya da ben varım diye annemle evli kalmak zorunda kalmazdı. Ben olmasaydım annem bana bakabilmek için Nejat denen herifle evlenmek zorunda kalmazdı. Annemin hayatını da babam olacak adi herifin hayatını da ben mahvetmiştim. Peki benim hayatımı kim mahvetmişti ?

Sperm israfı olmama kim sebep olmuştu ? Annemle babam. Onlar böyle bir şey yapmasalar ben olmayacaktım ve hayatları belki de daha düzgün olacaktı. Şimdi babam olacak adamın hayatı nasıldı bilmiyorum ama beni bu zamana kadar hiç aramadığına göre ya ölmüştü ya da hayatı gayet rayındaydı. Onun hayatı nasıldı bilmiyorum ama annemin hayatını kurtarmak istiyordum. Evinde silah taşıyan bir adamla yaşaması hayatını her geçen gün daha da riske atıyordu. Bir an önce düzenimi kurmalı ve onu yanıma almalıydım.

"Gelebilir miyim ?"

Başımı kapıya çevirdim. Oğuz gözlerini kapatmış başını içeriye uzatmıştı. Gülümsedim. Her zaman düşünceliydi. Bazen onu kendine aşık edecek kızı kıskanıyordum. Oğuz kardeşim gibiydi ve onu paylaşmak istemiyordum.

"Gel tabiki"

Gözlerini açıp gülümseyerek içeri girdikten sonra kapıyı kapattı ve yanıma yaklaştı. Burası Oğuz'un İrem'le bana ayırdığı odaydı. Nadiren de olsa o adamın eve gelmediği zamanlar burada kalabiliyordum.

"Konuşalım mı ? Çağan'ın yanında konuşamayacağımızı düşündüm" diyerek yatakta yanıma oturdu.
O çocuğun adını duyunca yine cinlerim tepeme çıkmıştı. Adı bile beni öfkelendirirken onun adına sahip okulu 4 yıl nasıl çekecektim bilmiyordum.
Gözlerimi devirdim. "O gereksiz cidden arkadaşın mı ?"

Gülerek kendini yatağa attı ve tavanı izlemeye başladı.

"Onu tanımıyorsun. Evet kızlara yaklaşımı pek iyi değildir ama onun gibi arkadaş zor bulunur."

Ben de onun gibi yatağa uzandım. Şimdi dizlerimizden itibaren yatağa uzanmıştık ve tavanı izliyorduk.

"Ön yargılı biri olduğumu biliyorsun."

"Biliyorum."

"Bunun okuduğumuz lise yüzünden olduğunu da biliyorsun. O da onlar gibi Ogi. Senin olumlu yorumların fikrimi değiştiremez."

"Değiştirmeye çalış öyleyse. Hepimiz aynı okuldayız ve Çağan'la yakın olduğum için sık sık karşılaşacaksınız."

"Yaaaa" diyerek yerimde tepindiğimde Oğuz gülerek saçlarımı karıştırdı ve geri çekildi.

"Ayrıca o sana nasıl Ogi diyebiliyor" dedim kaşlarımı çatıp başımı ona çevirerek. "Sana sadece ben Ogi diyebilirim !"

Gülerek beni kendine çekti ve göğsüne yatırdı. Ona sadece ben Ogi diyordum ve İrem de Uzuz diyordu. Bu kural gibi bir şeydi artık aramızda.

"İyi misin ?" Dedi sesi durgunlaşırken. Eli kaşımdaki yaranın üzerinde hafifçe dolaştı. Omuz silktim.

"Her zamanki gibi. Biliyorsun. Alışkınım. Bunu da veda dayağı olarak kabul ediyorum. Bir daha bana el kaldıramaz."

"Buna ben de artık izin vermem. Beni durdurmana da izin vermem" derken bedeni kasılmıştı. "O silah nereden çıktı ?"

"Evde buldum. Tamamen şans eseri. Sanırım onun."

"Silahı yarın yok edeceğim. Umarım başka tehlikeli şeyler saklamıyordur."

Oğuz da annemi düşünüyordu. Her ne kadar beni telaşlandırmamak için dile getirmese de o adamın annemi öldürebileceğini fark etmişti.

DENİZ KIZI  Where stories live. Discover now