31 - "Arkadaş olalım Deniz kızı"

20.6K 925 87
                                    

Helöö
Biraz geç kaldım bebişlerim. Hemen bölüme geçelim.
Vote ve yorumları göreyimm ?
Multide Umay.

Keyifli okumalarr...

Hastaneye nasıl geldik, görevliler nasıl Çağla'yı zapt edip acile yatırdılar hiç bir fikrim yoktu. Hepsi çok hızlı bir şekilde gerçekleşmişken Çağla'nın bu hali beni korkutmuştu. Kendinde değil gibiydi ama Acile girene kadar bana 'Ada yardım et' diye yalvarmasından bilincinin yerinde olduğunu anlayabilmiştim. Yine de bu olanlara anlam veremiyordum. Çağan mesaj atarak yolda olduğunu söylemişti ve şimdi ben de Merih beyle birlikte acilin bekleme kısmında Çağla'nın çığlıklarını dinliyordum.

Merih bey duvara yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmiş gözlerini kapatarak başını geriye yaslamıştı. Yavaş adımlarla yanına yaklaştığımda gözlerini aralayarak yüzüme baktı.

"Tuvalette neler oldu ? Çağla nasıl bu hale geldi ?" Dedim merakla. Ne olduysa tuvalette olanlardan sonra Çağla bu hale gelmişti.

"Erkekler tuvaletine gidiyordum" diye başladı derin bir nefes alarak. "Sonra Çağla'nın çığlıklarını duydum. O herif" derken dişlerini sıkıyordu. O anı tekrar yaşıyor gibiydi. "Çağla'yı taciz ediyordu. Ben de hemen müdahale ettim. Sonrasını biliyorsun zaten."

Başımla onayladığımda "Çağla'nın bunun ilgili bir anısı mı var ?" Diye sordu düşünceli bir şekilde. Olabilir miydi ? "Bilmiyorum" diye mırıldandım.

"Başka bir sebep göremiyorum çünkü. " Kendi kendine gülümsedi. Sanki aklına bir anı gelmiş gibiydi. "Dersimde uyuması haricinde anormal bir davranışını görmedim."

Gülümsediğimde Çağla'nın çığlıkları durduğu için merakla müdahale odasına doğru ilerlemeye başladık. Kapıdaki güvenlik görevlisine "girebilir miyiz ?" Diye sorduğumda kenara çekilip biz yol verdiğinde temkinli adımlarla içeri girdik. Çağla boş gözlerini tavana dikmiş halsiz bir şekilde sedyede yatıyordu. Sessizce yutkundum. Yavaş adımlarla yanına ilerlediğimde daha yüzüme bakmadan konuşmaya başladı.

"Ben birini öldürdüm Ada."

Ne diyeceğimi bilemezken bunun da bilincinin bir oyunu olup olmadığını düşünsem de daha kendinde gibi duruyordu. Sessiz kalarak devamını dinledim. Merih beyin varlığını yanımda hissedebiliyordum.

"Emir'le buluşacaktık. Beni alacaktı ama işi çıktığı için bekledim onu. Hava kararmıştı ve çevrede tek tük insan vardı. Biri geldi. Bir şeyler söyledi ama sarhoş olduğu için korktuğumdan ne dediğini anlamadım. Bana dokunmaya çalıştı. Kurtulmaya çalışsam da engel oldu. Kimse yardım etmedi. O kadar çaresizdim ki... Emir de gelmemişti."

Derin bir nefesle gözünden bir damla yaş yastığına doğru süzülürken ne diyeceğimi bilemez bir şekilde Çağla'ya bakıyordum.

"Elinde bıçak vardı. Nasıl oldu bilmiyorum ama bir an bıçağı elimde hissettim ve hiç düşünmeden o herife sapladım. Çağan'ı aradım hemen. Kimse görmemişti. Sanırım bu yüzden başımız her sıkıştığında Çağan'la birbirimizi ararız. Emir gelmeden yetişti. Beni krize girmiş bir şekilde gördü. Söylediğine göre kendimde değilmişim. Daha sonra kendimi Paris'te tedavi olurken buldum. Okulu orda tamamladım. Öğrendiğime göre o herif ölmüştü. Emir'in bu olanları bilmesini istemedim. Benim katil olduğumu bilmesindense onu nedensizce terk ettiğimi sanmasını istedim."

Bakışları yüzümü bulduğunda birer damla daha yaş süzüldü gözlerinden. Artık sesi titriyordu.

"Sonra abim de öğrenmiş olanları. Polislerin öğrenmemesini o sağlamış zaten. Babam bu durumlarda çok katı olduğu için onun haberi yok olanlardan."

DENİZ KIZI  Where stories live. Discover now