62 - "Gidiş"

12.9K 759 283
                                    

Nasılsınız Deniz Kızlarım ? Geçmiş bayramınız mübarek olsun
Bayramda neler yaptınız ?
Finale yaklaşıyoruz artık
Hep üzücü bölümler olmayacak, merak etmeyin
Dediğim gibi

En güzel gökkuşağı en şiddetli yağmurlardan sonra çıkar

Kalbim göğüs kafesimi yumruklarken tırnaklarımı Umut'un koluna batırdım. Ceketi olmasına rağmen net bir şekilde hissettiğini tahmin edebiliyordum. Davetiyemizi gösterip villanın bahçesine adım attığımızda davetiyelerine hiç bakmamıştım. Daha doğrusu bakmak istememiştim. Yeteri kadar zor anlar yaşıyordum, bu anlara yenisini eklemeye gerek yoktu.

Asrın amca eşi ile birlikte misafirleri karşılarken Umut'la onlara görünmeden içeri  girmeyi başarmıştık. Bir de Nilüfer hanımın sıfatını görmek istemiyordum. İremler yoktu. Aynı zamanda Oğuzlar da yoktu. Onlar Çağan'ın yaptıklarına tepkiliydiler ve kolay kolay da affedeceklerini sanmıyordum. Ogün abi ve Oğuz için değerli olduğumu biliyordum. Özellikle Oğuz beni kardeşi gibi görüyordu ve bu olanlardan sonra Çağan'a hesap dahi sormadan silmişti onu. Zaten hesap sormasına da gerek yoktu. Açık açık benimle oynadığını söylememiş miydi ? Neyi açıklayacaktı ki daha ?

Derin bir nefes alırken göğüs kafesim havalandı ama sanki hala soluk almaya ihtiyacım vardı. Aldığım nefesler bana yetmiyor aksine beni boğuyordu. Buraya geldiğime şimdiden pişman olmuştum.

"İyi misin ?" dedi Umut kolundaki elimin üzerine elini koyarak. Ayakta durmakta bile zorlansam da dudaklarımı yalayarak "İyiyim" dedim. Bakışlarım sürekli etrafta dolanıyordu. Havuzun çevresi yüksek masalarlar çevrelenmişti ve sahne olarak ayrılan kısımda bir orkestra alçak tondan klasik bir müzik çalıyordu.

Yanımdan geçen garsonun elindeki tepsiden bir kadeh alarak dudaklarıma yaklaştırdım ve bir yudum aldım. "Çok içmek yasak. Hatırlatmama gerek var mı ?"

"Biliyorum" dedim gözlerimi devirerek ama şu an tam burada deli gibi içmek ve gidip Melina'yla Çağan'ın üzerine kusmak istiyordum.

Yüksek masalardan boş olan birinin yanına ilerlediğimizde "Buraya efkarlanman için getirmedim seni Aksine güçlü durduğunu göstermen için getirdim" dedi Umut kulağıma doğru.

Bakışlarımı omzumun üzerinden yüzüne çevirdim. "Kusura bakma, her sevgilimin düğününe gelmiyorum." duraksadım." Zaten tek bir sevgilim oldu" diye homurdandım ağzımın içinde. Umut'un kaşları şaşkınlıkla havalandı.

"Daha önce erkek arkadaşın olmadı yani ?" Başımı iki yana salladığımda derin bir nefes aldığını işittim. "Öyleyse işim oldukça zor" diye mırıldandı. Sanırım benim duymadığımı düşünüyordu ama net bir şekilde duymuştum. Yine de umursamadım. Umursamam gereken başka şeyler vardı.

Mesela tam da şu anda kolunda Melina'yla bahçeye giriş yapan Çağan gibi. O an zamanla birlikte kalbimin de durduğunu hissettim. Canım daha ne kadar acıyabilirdi. Acıyordu işte. Hem de çok acıyordu. Sevdiğim adamın kolunda gelinlikler içinde başka bir kız vardı. Karnında da bebeği...

Melina etrafa gülücükler saçarken Çağan zoraki bir şekilde tebessüm ediyordu çevresindekilere. Bu mesafeden bile net bir şekilde görebiliyordum. Ama o beni henüz görmemişti. Şu an onunla göz göze gelmeye hazır değildim. Üzerinde jilet gibi duran siyah smokinle nefes kesici görünüyordu. Melina Beyaz salaş uzun bir elbise tercih etmişti. Göğüs kısmından aşağısı bol kesim giderken orta boy bir kuyruğu vardı. Bu da ona gelinlik havası katmıştı. Bu tercihinin sebebinin belirgin karnı olduğunu tahmin edebiliyordum.

Soğuk havaya inat üşümüyordum. Umut'un koluna sıkıca tutunmuşken kolunu çekti ve elimden kurtardı. Daha ben ne olduğunu anlamadan kolunu belime dolayarak beni kendine çektiğinde ne olduğunu anlamadım. İşte o an Çağan'ın gök mavisi gözleri benim soluk kahverengi gözlerimi buldu. Bakışları derinleşti ve yanımdaki Umut'a kayarak büyük bir nefretle bakmaya başladı. Melina ile birlikte  gelin ve damat için ayrılmış yüksek masanın başına geçtiklerinde gözlerini bizden ayırdı. Dişlerini o kadar sıkıyordu ki yanaklarının içeri çöküşünü görebiliyordum.

DENİZ KIZI  Where stories live. Discover now