37 - "Vazgeç Çağan"

17K 945 180
                                    

Kabinin yumruklanmasıyla gözlerimi sıkıca kapatarak yutkundum.

"Deniz dışarı çıkar mısın ?"

Yumruklarının sertliğine zıt olarak sesi oldukça yumuşak geliyordu. Ben ne yapıyordum ? Neden böyle davranıyordum ? Ellerimi iki yanda yumruk yaptığımda canımı acıtmak istiyordum. Hayır. Canımın acısını unutmak istiyordum. Oysa neden acıdığını bile bilmiyordum ki. Sadece... acıyordu işte. Bilmediğim bir his bedenimde deviniyordu. Aslında uzun zamandır deviniyordu ama ben görmezden geliyordum. Şuanki sinirimin nedenini ne kadar inkar etsem de biliyordum. Kıskançlık ? Belki. Ama hala kabul edecek gücü kendimde bulamıyordum.

"Deniz iyi misin ?"

Başımı duvara yaslayarak gözlerimi sıkıca kapattım. "İyiyim" dedim sadece. Değildim. Ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

"Dışarı çık. İyi olduğunu görmeliyim."

Elim kabin kapısının koluna gidip kilidini açtıktan sonra kapıyı ileri doğru ittim. Başımı kaldırıp Çağan'a baktığım an endişeli gözleriyle karşı karşıya geldim. Kaşlarını çatmış sert nefesler alıyordu.

"Neler oluyor ?" Dedi yüzümü büyük bir ayrıntıyla incelerken.

"Hiç birşey. Hadi gidelim" diyerek yanından geçeceğim zaman kolumdan tutarak beni durdurdu. Kalbim bana inat hızlanmaya başlarken bu değişimime kaşlarımı çatarak tepki verdim.

"Ne. Oldu ?" Dedi vurgulayarak. Sesi biraz daha keskindi ve cevap almadan beni burdan çıkarmayacak gibi duruyordu.

Derin bir nefes alarak önüne geçip yüzüne baktığımda gözlerimi kaçırma ihtiyacı hissettim. Heyecanlanmam normal miydi ? Şuan acayip tepkiler veriyordum ve bu beni tedirgin ediyordu. Acaba havuz mu çarpmıştı ?

"Nehir suya düşünce..." diye başladım gözlerim çenesindeyken. "Biraz panik yaptım. O yüzden."

Eli çeneme gidip nazikçe başımı kaldırıp gözlerine bakmaya zorladı. Saçları ıslaklığın etkisiyle dağılmış bir kısmı alnına dökülmüştü. Uçlarından damlayan sular yanaklarını ıslatıyordu ve bu çok dikkat dağıtıcı bir manzaraydı.

"Sende bir tuhaflık var" dediğinde sıcak nefesi yakınlığın etkisiyle yüzümü yaladı. "Yanakların kızarmış. Sanki ateşin var gibi. Hasta mısın?"

Yüzümü elinden kurtarırken düzensiz  nefes alıyordum ama belli etmemek için de büyük bir çaba sarfediyordum. "İyiyim ben. Gitsek iyi olur. Yanlış anlamasınlar."

Cevap vermesine fırsat vermeden çıkışa doğru ilerlerken arkamdan geldiğini biliyordum. Elim kalbime doğru giderken kalbimin göğüs kafesini zorladığını hissettim. Kendime gelmem gerekiyordu. Hem de hemen.

🎡🎢🎠

Murat hoca ben soyunma odasına gittikten sonra Nehir'le ilgilenmiş ve bana dikkatle ilgili övgüler yağdırmıştı. Gözüne girmiş olmalıydım ki bir sonraki ders saatlerimin listesini vermişti. Tabi ben akıllılık ederek Nehir için özel saatler de ayarlamış ve bunu onunla paylaşmıştım.

Genelde herkes aynı seviyede olduğu için genel bir ders işlemiş ve kursun bugünkü saatini tamamlamıştım. Sanırım herkesle aynı seviyede olmayanlardan biri de Çağan'dı. Profesyonel diyebileceğim derecede yüzme biliyordu ve bu da beni kursa neden geldiği konusunda düşündürüyordu. Bunu ona da sordum.

"Sevgilimi tek başına kurtların içinde yarı çıplak vaziyette bırakamazdım herhalde" dedi alaylı bir ifadeyle. Arabasına doğru ilerlerken "Buna inanacağımı düşünmüyorsun herhalde" dedim. Nedensizce söylediği cümle hoşuma gitmişti ama doğru olmadığını ikimiz de biliyorduk.

DENİZ KIZI  Where stories live. Discover now