6 - "Melina"

27.9K 1.2K 130
                                    

Sabah gün ışığıyla gözlerimi açtığımda yeni bir yaşama uyandığımı biliyordum. Dün akşam Çağan gittikten sonra kendime bir şeyler hazırlamış ve televizyon izleyerek yemiştim. Sanırım Oğuz evi önceden hazırlatmıştı. Buzdolabının doluluğu ve evin temizliği bana bunu gösteriyordu. Şimdilik onun yatağında yatmıştım ama geldiğinde bana bir oda ayarlayacağını biliyordum. Her ne kadar yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmese de evi kurcalamamıştım. Herkesin kendine göre özeli olabilirdi değil mi ?
Oğuz'un burada kendine ait bir evi olduğunu bilmiyordum açıkçası ve bize bundan bahsetmemişti. Ama burada da çalışacağından bahsetmişti çünkü kendi ayakları üzerinde durmayı istiyordu. Okulu bitirince babasının işini devir alacağını düşünüyordum ama o abisine bırakmaya kararlı gibi duruyordu. Aksi takdirde babasının istemediği bir bölümü kazanmazdı. Oğuz diğerlerinden farklı olduğunu her seferinde bana gösterebiliyordu.

Telefona uzandı elim. Annemi hiç aramamıştım ama onun da beni aramadığını görmek beni tedirginliğe sürüklemişti. Numarasını tuşlayıp kulağıma götürdüğümde kapalı olması daha da panik yapmama sebep olmuştu. O adam bir şey yapmış olabilir miydi ? İşte o zaman gözümü bile kırpmadan o adamı öldürebilirdim.
Oğuz'un numarasını tuşlayıp kulağıma götürdüm.

"Güzellik uyandın mı ?"

"Napıyorsun Ogi ?"

"Kahvaltı yapacaktım şimdi. Her şey yolunda mı ?"

Sıkıntıyla üfledim nefesimi. "Annemi merak ediyorum. Telefonu da kapalı."

"Merak etme. Çocuklara söylerim bakarlar."

"Çok iyi olur."

"Sen nasılsın? Gecen nasıl geçti ?"

"Rahat geçti. Bir sıkıntı olmadı. Ne zaman geliyorsun ?"

"Bir kaç güne gelirim. İyice dinlen. Kafanı dinle. Sevda teyzeyi de merak etme. Gerekirse bizzat gidip görürüm."

"Ogi" dedim gülümseyerek. "İyi ki varsın."

Hafif bir gülme sesi duydum. "Sen de."

Telefonu kapattığımda biraz olsun rahatlamıştım. O adamın anneme bir şey yapmış olma ihtimalini unutmaya çalışarak banyoya girdim ve işlerimi halledip mutfağa geçtim. Sanırım biraz şanslıydım. Burada epey rahat edeceğe benziyordum. Bir kuş sütü eksikti. Suyu ısıtıcıya koyup çalıştırırken kalçamı tezgaha yaslayıp İrem'in numarasını tuşladım. Dün akşam pek konuşamamıştık çünkü eniştesi evdeyken pek fazla telefona bakamıyordu. Eniştesinin ona tam olarak nasıl davrandığını bilmiyordum ama gördüklerim nasıl davrandığını gösteriyordu zaten.

"Ada ?" Dedi nefes nefese. Kaşlarım çatıldı ister istemez. Neden sesi böyle geliyordu ki ?

"Her şey yolunda mı ?"

"Ah.." dedi derin bir nefes alırken. "Otobüse binmek üzereyim. İstanbul'a geliyorum."

Beklemediğim haber beni hem şaşırtmış hem sevindirmişti. İrem normalde bir ay sonra gelecekti ve kayıt olup buraya yerleşecekti.

"Neden erken geliyorsun ? Bir sorun mu var ?"

Eğer bunda o adamın parmağı varsa canını yakmaktan çekinmeyecektim. Öz babama bazen de bu yüzden kızıyordum işte. O herifle beni aynı çatı altında yaşamak zorunda bıraktığı için.

"Gelince anlatırım. Çağan beni karşılayıp yanına getirecekmiş. Oğuz öyle söyledi. Sen iyi misin ?"

Adını duyduğum an dün olanlar gelmişti aklıma. Sadece onu Hatırladığımda öfkelenmem normal miydi ? Ayrıca neden Oğuz İrem'in geleceğinden bahsetmemişti. Büyük ihtimal söylemeyi unutmuştu.

DENİZ KIZI  Where stories live. Discover now