FİNAL - ŞAH

14.3K 633 151
                                    

Part 1

Gözlerimi kısarak Çağan'ın arkasından baktığımda bu mekana girmeyi kafaya koymuştum bir kere. Girişler arka taraftaydı öyle değil mi ? Öyle bir müşteri olarak rahatça girebilirdim içeriye.

Adımlarım mekanın arka tarafına doğru yöneldiğinde karşılaştığım manzara aslında ön kısmının burası olduğunu gösteriyordu.

Mekanın tabelasında yazan "Zehir" ismi kulağımda yankılandı. Çağan'a da bu şekilde hitap etmişlerdi. Bu mekan ya Çağan'a aitti ya da burada oldukça ilginç şeyler dönüyordu.

Girişe doğru ilerleyip kimliğimi gösterdikten sonra güvenliklerin tuhaf bakışları altında içeriye girdim. Burası Umut'un barına benziyordu. En azından girişi. Uzun dar koridor müzik seslerinin boğuk gelmesini sağlıyorken bu dar koridorda bile duvara yaslanıp birbirleriyle hoyratça öpüşenlere yüzümü buruşturarak baktım. Anlaşılan pek tekin bir bar değildi.

Sonunda koridorun sonuna geldiğimde geniş mekan ve yanıp sönen loş ışıklar gözlerimi kısmama neden olurken yoğun ter kokusu sebebiyle burnumu buruşturdum. Mekan o kadar kalabalıktı ki iğne atsam yere düşmeyecekti. Burada Çağan'ı nasıl bulacaktım ? Deli gibi dans edenler görüş açımı kısıtlarken en mantıklı şeyin barmene sormak olacağını düşündüm.

Birilerine çarpmak zorunda olsam da sonunda var kısmına gelip kendimi yüksek tabureye bıraktım. Diğer yandan da etrafa göz atıyor Çağan'ı görmeyi bekliyordum. Kesinlikle yoktu. Burada çalışmıyorsa ne işler çeviriyordu ? Çağla'nın dedikleri kulaklarımda çınladı. Bedeninde morluklar olduğunu söylemişti. Sıkıntıyla nefesimi üfledim.

"Nasıl yardımcı olabilirim?" Diye bir ses duyunca bedenini geriye çevirip barmene baktım. Tek kaşını kaldırmış yandan bir gülüş atarak mavi gözlerini yüzüme dikmişti. Ne diyeceğimi düşündüm önce. Çağan'ın burada ne iş yaptığını bilmediğim için direk soramazdım.

Zehir.

Belki de bu şekilde sormam gerekiyordu. Ancak o şekilde dikkat çekmez ya da Çağan'ı zor durumda bırakmazdım.

"Ben..." Boğazımı temizledim."Birini arıyordum."

"Kimi ?" Şüpheli şekilde yüzüme baktı.

"Zehir'i." Tereddütle yüzüne baktım. Yüz hatları bir an gerildi.

"Ne yapacaksın Zehir'i ?" Sessizce yutkundum. Ne yapacaktım cidden ? Peki barmene ne demem gerekiyordu ?

"Görüşmeliyim."

Dudağının kenarı sinsice yukarı kıvrıldı. "Bahis konususun yani."

"Ne ?" Afallamış şekilde yüzüne baktım. Bahis mi ?"

"Zehir'i görmek istiyorsan ya izleyicisi direk, ya bahisçi ya da bahis konusu. Ya da... Hiç biri ? Sadece meraklı birisi ?" Şüpheyle baktı yüzüme. Yavaşça yutkundum. İşte şimdi herşey ilginç bir hal almaya başlamıştı.

"izleyiciyim." Dedim ne anlama geldiğini bilmeden. Elindeki temizlediği bardağı tezgaha bırakarak başıyla onayladı. "Pekala." Başıyla bir yeri işaret etti. İşaret ettiği yere baktığımda karanlık bir koridor başlangıcı gibi görünüyordu. Ürkmeden edemedim. "O koridoru takip et ve alt kata in. Zehir'i bulacaksın."

Başımla onaylayarak hızla yerimden kalktım ama kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Tek başımaydım ve barmenin doğru söylediğinden bile emin değilken bahsettiği yere ilerledim. Burada başıma bir şey gelse muhtemelen aylar sonra haberleri olurdu.

Koridora ilerlediğimde karşımda bir asansörden başka bir şey yoktu. Düğmeye basıp beklemeye başladım. Kulaklarım zonkluyordu. Kalbimin baskısını hissedebiliyordum.

DENİZ KIZI  Where stories live. Discover now