DENİZ KIZI

33 - "Bu kız bana ait"

Multimedya : Çağan

Keyifli okumalar...

Gözlerimi etrafta gezdirirken diğer yandan da nefes almaya çalışıyordum ama pek başarılı olduğum söylenemezdi. Burası tam da tahmin ettiğim gibiydi. İğne atsan yere düşmeyecek bu yerde ister istemez Çağan'ın kolunu düşündüm. İyi olacak mıydı?  Alacağı sert bir darbede kesinlikle dikişleri sıkıntı yaratırdı. Henüz tam iyileşmiş değildi. Kaşlarım çatılırken ne düşündüğümü idrak ederek kendime kızdım. Bana neydi ! O kendini umursamıyorsa ben de onu umursamayacaktım.

Gözlerimi etrafta gezdirirken tanıdık bir yüz arıyordum ama bu çok zordu. Hem zaten İstanbul'a geleli ne kadar olmuştu ki ? Tanıdığım insanlar iki elin parmağı kadardı. Daha şimdiden sıkılmaya başlamıştım bile. Sahi benim burada ne işim vardı ? Çağan'la yaptığımız anlaşma sadece intikam almak içindi. Onun her dediği yere gitmek zorunda mıydım ? Belki de bunu Çağan'la konuşmalıydım. Sahi o neredeydi ? 'Burada bekle' diyerek beni koltuğun birine oturtup kendi gözden kaybolmuştu. Buranın diskodan bir farkı yoktu. Sadece kafe işleten birinin bu kadar büyük bir eve nasıl sahip olduğunu merak ediyordum. Belki de kafe işletmek sadece hobisiydi. Zaten Çağan'ın arkadaşlarının da normal gelirli insanlar olması tuhaf olurdu.

Gözlerimin önü birden karanlığa hapsolduğunda gözlerimin üzerindeki elleri hissettim. Gözlerimden çekmeye çalışırken zorluk çıkarmadan ellerini çekti ve karşıma geçerek genişçe sırıttı.

"Gelmişsin !"

Hastanede gördüğüm haline göre daha iyi olması beni mutlu etti. Yine de o günü hatırlatacak en ufak bir hareket yapmamaya özen gösteriyordum. Kendini kötü hissetmesini istemiyordum.

"Gelmeme gibi bir şansım var mıydı ? Melina da burada olacakmış."

Dudaklarını büzerken başıyla onayladı. "Onu içkilerin orada görmüştüm. Yanında da şu sevgilisi vardı."

Kaşlarım şaşkınlıkla kalkarken Melina'nın o çocuktan ayrıldığını düşündüğüm için şimdi o çocukla olması tuhaf gelmişti. Çağan eğer onları birlikte görürse tahminimce hiç iyi şeyler olmazdı.

Çağla birilerine el sallarken bana dönüp "ben biraz arkadaşların yanına gideceğim tatlım. Yine görüşürüz." Diye şakıdıktan sonra cevap vermeme fırsat vermeden gözden kayboldu.

Kısa süre sonra yerini daha iri bir beden aldı. Elinde tuttuğu iki bardaktan tahminimce içinde meyve suyu olanı bana uzattıktan sonra yüzü keyifli duruyordu. Anlaşılan Melina ve o çocuğu henüz görmemişti.

"Plan ne ?" Diye sordum meyvesuyumdan bir yudum alarak. Burası fazla sıcak olduğu için bu iyi gelmişti ama kenarda cam dibinde yiyişen çiftleri görünce az kalsın meyve suyunu püskürtecektim.

Kendini gevşekçe yanıma attıktan sonra boştaki kolunu koltuğun üstüne attı. Sanki omzuma atmış gibi duruyordu. Bu basit hareketi yaparken bile ne kadar zorlandığını görüyordum ve kızmadan edemiyordum. Yine de bir şey demedim.

"Plan yok. Doğaçlama davranacağız. Normal sevgililer nasılsa öyle."

Peki normal sevgililer nasıldı ? Benim hiç sevgilim olmamıştı ki ! Çağan da bunu fark etmiş olacak ki yamuk bir sırıtışla "Sadece bana ayak uydur" dedi.

Diğer yandan da içinde içki olduğunu düşündüğüm sarı bir sıvıyı yudumluyordu. İçki yarası için kötü olmayacak mıydı?

Umursama Ada. Umursama !

Ortamda slow müzik yankılanmaya başlarken Çağan tam yudumlamak üzere olduğum meyvesuyumu elimden aldı ve kendininkiyke birlikte ortadaki sehpaya koydu. Çok geçmeden bileğimden kavrayarak "Hadi" dedikten sonra beni ayağa kaldırdı ve herkesin dans etmekte olduğu yere sürükledi. İtiraz edemedim. Sanki oyuncak gibiydim. Bana sürekli böyle istediğini yapacak mıydı ? Ne kadar bu durum huzursuz etse de içimde itiraz etmek istemeyen bir yan vardı ve ben ister istemez o yanı dinlerken buluyordum kendimi.