51 - " Uyku "

15K 700 180
                                    

Çağla panikle ayağa kalkarken "Emir ?" Dedi yakalanmanın verdiği panikle. Bence yakalanmamız iyi olmuştu. Bu iş fazla uzamıştı ve Emir'in artık gerçekleri öğrenmesi gerekiyordu.

"Kimi öldürdün ?" Dedi Emir buz gibi bir sesle. "Kim sana ne yaptı ?"

Çağla göz ucuyla yüzüme baktığında desteklercesine başımı salladım.

Çağla bakışlarını yere indirirken "Seninle görüşecektin. Yanına geliyordum. Biri..." Diye başladı ve duraksadı. Sanki o anları hatırlıyor gibiydi. Emir kapıda dikilmeyi bırakıp içeri girdi ama belirli bir mesafede durdu. Yüzündeki ifadeden hiç bir şey anlayamıyordum ama gergin olduğu her halinden belliydi. Ne düşündüğünü merak ediyordum.

"Beni taciz etti. Daha da ileriye gidecekti. " Çağla'nın sesi titremeye başladı. "Elindeki bıçağı gördüm. Boğuşurken o bıçak benim elime geçti ve..." Ağlamaya başladığında yerimden kalktım. Emir bir kaç adımda Çağla'nın önüne geldi ve kollarından tutarak sarstı. Çağla irileşmiş yaşlı gözlerini Emir'e çevirdiğinde nefessizce onları izliyordum. "Neden bu olaydan sonra beni aramadın ! Neden beni çağırmadın ya da yanıma gelmedin !"

Çağla kolundaki baskının acısıyla yüzünü buruşturunca bir an araya girmeyi düşünsem de vazgeçtim. Bu meseleyi onların halletmesi gerekiyordu ve Emir kızdığı noktada sonuna kadar haklıydı.

"Benim bir katil olduğumu öğrenmeni istemedim !" Diye bağırdı Çağla. Göz yaşları deli gibi süzülüyordu yanaklarından. Emir'in kaşları sertçe çatıldı.

"Gerizekalı aptal kız !" O da deli gibi bağırırken kendini zor tutuyor gibi duruyordu. "Katil olsan ne değişecek ha ? Ne değişecek ?! İstersen yüz kişiyi öldürmüş ol, istersen dünyanın en kötü insanı ol..." Çağla'nın elini aldı ve avuç içini kendi kalbinin üzerine bastırdı. "Buradaki yerinin değişeceğini mi sanıyorsun ?"

Çağla şaşkınca yaşlı gözlerini kırpıştırdı. "Benden nefret etmedin mi ? Hayal kırıklığına uğramadın mı ?"

Emir hafifçe gülümsedi. "Aptal, senden nasıl nefret ederim ? Ama hayal kırıklığına uğradım. Böyle bir şeyden sonra senden soğuyacağımı düşünüp beni terk etmen beni hayal kırıklığına uğrattı."

Çağla bakışlarını mahçupça yere indirdiğinde "özür dilerim" diye mırıldandı.

"Gel buraya" Emir Çağla'yı kendine çekip sıkıca sarıldığında sessizce çıkışa yöneldim. Arkamdan sessizce kapıyı kapatırken belime dolanan kollarla irkilsem de o tanıdık ferah koku beni gevşetmişti. Bedenimi kolları arasında kendisine çevirerek kollarımı da boynuna doladım.

"Gürültüye geldim. Her şey yolunda mı ?"

Başımı aşağı yukarı salladım. "Emir ve Çağla barıştı. Gerçekler açığa çıkınca haliyle sesler biraz yükseldi ama sorun yok."

Dudaklarını alnıma nazikçe bastırdı. "Sakın Çağla gibi yapma. Eğer bir şey oldursa bana söyle. Saklamak çözüm değil" dediğimde alnımdaki dudakları seğirdi ve kolları gerildi.

"Ne olabilir ki ?" Dedi kendini geriye çekerken.

Omuz silktim. "Bilmem. Ama olursa bana dürüstçe söyle. Senden asla soğumam."

"Söz verir misin bu konuda? Ne olursa olsun beni sevmekten vazgeçmeyeceksin."

Sesindeki tuhaflık dikkatimi çekse de çok üzerinde durmadım. "Söz veriyorum" diye onayladığımda dudaklarıma küçük bir öpücük kondurarak elini elime indirdi.

Birlikte aşağı kata inerken mutfaktan gelen seslerle rotamızı mutfağa çevirdik. Çağrı tost makinesinin başında sıkılmışçasına beklerken bizi fark ederek omzunun üzerinden baktı. Bakışları birleşmiş ellerimizde dolaştıktan sonra dikkatini tekrar tost makinesine verdi. "Aç mısınız ?"

DENİZ KIZI  Where stories live. Discover now