59 - " Gitme "

13.9K 710 134
                                    

Salonda oturmuş gergince ellerimle oynarken verdiğim kararın sağlamlığı sallanmaya başlamıştı bile. Çok tuhaftı. Belki de ilk kez kendimi bu evde bu kadar gergin hissediyordum. Bir o kadar da yorgun. Duygularım düşüncelerimle savaş açmış, savaşta akan kanlar da beni boğuyor gibi hissediyordum.

Ayak sesleri duyduğumda bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim. Umut keyifli bir yüz ifadesiyle ve elinde gevşekçe tuttuğu bardaklarla bana doğru geliyordu. Yüzündeki rahat ifadeyi görmemek için kör olmak gerekiyordu sanırım. 

Tam önümde durduğunda dev gibi görünüyordu. Aslında ben oturduğum için fazla küçük kalmış başımı oldukça kaldırmak zorunda kalmıştım. Elindeki bardaklardan birini bana uzattığında başta boş boş baksam da daha sonra kendimi toparlayıp parmaklarımı bardağın etrafına sardım. Kendini hemen çaprazımdaki tekli koltuğa gelişi güzel attı. Aslında bu tablo tanıdıktı. Ben her geldiğimde bu şekilde oturur durum değerlendirmesi yapardık ama şimdi ilk kez bu kadar rahatsızdım.

"İç" dedi çenesinin ucuyla elimdeki bardağı işaret ederken. "Gevşersin."

Elimdeki bardağı dudaklarıma yaklaştırırken aslında bana ilk defa içki verdiğini fark ettim. Daha önce ya kahve ya da meyve suyu ikram etmişken şimdi içki ikram etmesi oldukça ilginçti.

Kehribar rengi sıvıdan bir yudum aldığımda acı tat boğazımdan akıp geçti ve boğazımı yaktı. Ardından ise damağımda bıraktığı tat çok farklıydı. Güzeldi ve insanı tekrar içmeye zorluyordu.

"Dikkatli ol. Serttir." Dediğinde bakışlarımı kaldırıp yüzüne baktım. Dudağının bir kenarı hafifçe kavislenmişti. Sanırım az önceki tepkim onu keyiflendirmişti. Bakışlarımı bardağıma indirdiğimde bardağının yarısının daha şimdiden bittiğini fark ettim. Bakışlarını üzerimden çekmeden kalanı da fondiplediğinde şaşkınca yüzüne bakakaldım. Hem bana dikkatli ol diyordu hem de kendi nefes almadan içiyordu. Gözlerini tekrar yüzüme diktiğinde biraz bile etkilenmediğini fark etmem cesaretlenmeme sebep oldu. Ona sormadan elimdekini aralıksız içmeye başladığımda "Hop hop hop" dediğini duyar gibi olsam içkinin neredeyse tamamına yakınını içtiğimi fark ettim.

Feci derecede yakıcı bir tat boğazımı alev alev yakıyordu ve bu da yüzümü buruşturmama sebep oldu.

"Aferin!" Dedi Umut sertçe. Yüzüne baktığımda kendimi odağımı kaybetmiş gibi hissediyordum. Bedenimin gevşediğini hissederken kendimi dondurma gibi eriyecek gibi hissetmeye başlamıştım. Beynimde bir dönme dolap vardı ve çalışmaya başlamıştı. Umut şoka girmiş gibi yüzüme bakarken hafifçe gülümsedim. Onun bu hali nedensizce komik gelmişti.

"Teşekkür ederim" dedim alakasızca ama sanki ses bana ait değildi. Kelimeler dudaklarımla savaş açmış gibiydi. Kalan bardağı da dudaklarıma yaklaştırırken Umut elimden sertçe çekip aldı.

Kaşlarımı çatarak yüzüne baktığımda iki tane Umut görmek beni afallatmıştı.

"Onun ne tür bir içki olduğundan haberin var mı ?" Diye sertçe konuştuğunda hangi Umut'a cevap vereceğimi şaşırmıştım.

Elim şaşkınlıktan açılan ağzıma gittiğinde "Senin ikizin mi var ?" Dedim şaşkınca. Giyimleri bile aynıydı.

Umutların afalladığını fark ettim. Hem de aynı anda aynı tepkileri veriyorlardı.

Ayağa kalkarak tam önümde diz çöktüklerinde Umutlardan birinin yavaşça solarak yok olduğunu fark ettim. Bu durum beni de dehşete uğratırken kalan tek Umut sağ elinin baş ve işaret parmağını çeneme yerleştirerek yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

Gözlerime sertçe ve dikkatlice bakarken ben odağımı bulmakta zorlanıyordum.

"Niye böyle bir şey yaptın ?" Dedi sertçe. Dişlerini birbirine bastırdığını kasılan çenesinden görebiliyordum. Ya da zihnimin bana bir oyunuydu bu. Şu an çevremi görmekte zorlanıyordum.

DENİZ KIZI  Where stories live. Discover now