32 - "Parti"

17.7K 840 45
                                    

"Umay Soylu'nun oda numarasını öğrenebilir miyim ?" Diyerek sekretere sorduğumda önündeki dosyalara bakarak "203 numaralı oda" dediğinde elimdeki buketi diğer elime alarak kıza teşekkür edip ilerlemeye başladım.

"Gelmek zorunda mıyım? " diye arkamda homurdanan Çağan'a gülerek gözlerimi devirdim.

"Hayatında bir kere kibarlık edeceksin."

"Bir kere ?" Dedi inanamıyormuş gibi. "Benden kibarı henüz anasının karnından doğmadı. Sadece hakedene gösteriyorum" dediğinde bu zamana kadar bana kibar olmamasını haketmediğime yorarak kaşlarımı çatarak sessiz kaldım. Yüz ifademi görmemesi iyiydi. Bir de bunu açıklamakla uğraşamazdım.

203 numaralı odaya yönelerek kolunu tuttuktan sonra sıkılmış bir ifadeyle arkamdan gelen Çağan'a döndüm. "En azından teşekkür edebilirsin."

"Teşekkür?" Dedi tekrar inanamıyormuş gibi. Sanki ona sen gaysin demişim gibi bir ifade vardı yüzünde. "Ne için edeceğim ? Abisini başımıza musallat ettiği için mi ? Kolumdan vurulduğum için mi ?"

"Çok yargılayıcısın" dedim suçlayıcı bir tonda. "Aynısını bana da yapmıştın. Yaralı olmanın sebebi bendim. Umay değil."

Yüzü anında gevşerken sanki yanlış bir şey söylemiş gibiydi. "Senin suçun olmadığını söylemiştim" dedi daha yumuşak bir ses tonuyla. Ardından sıkıntıyla nefesini üflerken etrafına bakındı. "Her neyse. O kıza ısınamadım. Pirelerim almadı."

"Pirelerin almadı ?" Dedim gülerken. "O nasıl bir konuşma tarzı. Zenginler böyle konuşur mu ?"

Alaycı bir ifadeyle gülerken yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Zenginlerin yaptığı çok farklı şeyler var. Bir ara anlatırım. Vaktimiz bol nasılsa."

Sessizce yutkunurken iyice üzerime abanarak elini elimin üstüne koyup kapıyı açtı. Bir anda bedenimi ateş bastığı için kendimi hemen içeri attığımda Umay'ı sessizce tavanı izlerken gördüm.

"Umay ?" Dedim genişçe gülümseyerek. Yanına yaklaşıp elimdeki Çağan'a zorla aldırdığım buketi komodinin üzerine koydum. Beni görünce yüzüme bakıp genişçe gülümsedi.

"Ada ? Burada olduğuna inanamıyorum" derken doğrulmaya çalıştığı için omuzlarından ittirerek geri yatmasını sağladım.

"Kalkmana gerek yok. Kendini yorma."

Gözleri anında dolarken "Size bir şey olacak diye çok korktum" dedi.  "İyi misiniz ?"

Tam ağzımı açıp 'iyiyiz' diyecekken Çağan arkamdan çıkarak kolunu gösterdi. "Sence nasıl görünüyoruz bayan AVM ?"

Umay gözlerini kaçırırken dudaklarını mahçup bir ifadeyle ısırdı.

"Ben.. üzgünüm."

"Üzgün müsün ?" Dedi Çağan dalga geçer gibi. "Cidden mi ?"

"Çağan" diye dişlerimin arasından yüzüne bakıp uyarıcı tonda konuştuğumda ofladı.

"Tamam tamam. Neyse. Hazır hastanedeyken yaramı kontrol ettireyim" diyerek Umay'a ters bir bakış atıp odadan çıktığında hemen Umay'a döndüm. Ben kendimi yeteri kadar suçlamıştım. Onun da kendini suçlamasını istemiyordum.

"Sen ona bakma. Aynı suçlamaları bana da yaptı. Senin suçun değildi. Onu umursama."

Yanına oturduğumda hüzünlü bakışlarını yüzüme çevirdi. "Özür dilerim Ada. Her şey için. Abim sizi rahat bırakacağını söyledi. Onu ikna ettim. İçiniz rahat olsun."

Evet. Çok rahatım. Evet. Bizi kesinlikle rahat bırakacak.

Gözlerimi devirmek istesem de kendimi zor tutarak hafif bir tebessüm sundum. Abisinin cidden peşimizi bırakacağını düşünüyor muydu ? Hiç mi tanımıyordu onu ?

DENİZ KIZI  On viuen les histories. Descobreix ara