46 - " Ayrılık "

14.9K 759 109
                                    

Telefonumu da çantama attıktan sonra hazırdım artık. Yine Çağan'dan gizli bir şey yaptığım için huzursuz olsam da bunu yapmaya mecburdum. İçimden bir ses Umut'u bir tek benim ikna edebileceğimi söylüyordu. Diğer yandan da bana "geleceksin" dediği cümle zihnimde yankılanıyordu. Onun istediği gibi olmasa da yine de ayağına gidiyordum. Beni diğer rahatsız eden durum da buydu işte.

Odadan çıkarak merdivenlerden indiğimde mutfaktan çıkan İrem'le karşılaştık. Elindeki nutella kavanozun kaşıklamakla meşguldü. Dudaklarının iki kenarına çikolata bulaşmıştı ve o bunu pek umursuyor gibi durmuyordu. Saçlarını da ev topuzu yapmıştı.

"Ne bu efkar ?" Dedim takılarak. Başını kaldırıp yüzüme baktıktan sonra derin bir iç çekti. "Ogün'le Oğuz dışarı çıktı. Kendimi ekilmiş gibi hissediyorum."

Gülerek elimi saçlarına daldırıp karıştırdım. "Sanırım ben de seni ekeceğim İrocum."

"Çağan'ın yanına mı?" Dediğinde birden keyfim kaçarken ister istemez gülümsemem yüzümde dondu.

"Hayır." Dedim çıkışa ilerlerken. Askıdan kaşe dize kadar olan siyah kabanımı alıp üzerime geçirirken meraklı bakışlarla peşinden geldi. "Nereye öyleyse ?"

"Sınıftan arkadaşlarla buluşacağız ama Çağan'a söylemedim. Sıkıntı çıkarmasın diye" dedim bakışlarını kaçırarak. Çok sık yalan söylemeye başlamıştım.

"Anlaşıldı" dedi eliyle dudaklarına görünmez fermuar çekerek. Siyah botlarımı da giydikten sonra dışarı çıktım.

"İyi eğlenceler" dediğin de ona el sallayarak durağa doğru ilerlemeye başladım. Soğuk artık daha da hissedilir haldeydim ve daha önce böyle soğuk bir havayı tecrübe etmemiştim. Taksilerden birini çevirdikten sonra Soylu Holding'in adresini söyledim. Bugün bu saatlerde holdinge olduğunu bilecek kadar tanıyordum onu.

Taksi holdingin yakınlarında durduğunda taksimetrede yazan miktarı taksiciye vererek taksiden indiğimde Soylu Holding gökdelen gibi önümde yükseliyordu.

Girişten geçtikten sonra sekreter kısmındaki görevli kıza doğru ilerleyerek önünde sürdüğünde bu mesafeden neredeyse göğüslerinin tamamını görmek üzereydim. Gözlerim bir an irileşmek istese de son anda durdurdum.

"Umut beyle görüşeceğim."

Kız mavi gözleriyle alttan alttan yüzüme baktı. "Randevunuz var mıydı?"

"Hayır ama..."

"Randevunuz yoksa görüşemezsiniz."

Lafı ağzıma tıktığı için kaşlarım çatılırken sinir bedeninde yayılmaya başlamıştı bile. "Ada Akşit olduğumu söylerseniz kabul edecektir." Dediğimde bakışlarını önündeki bilgisayardan kaldırıp kibirli bir şekilde yüzüme bakmaya başladı. "Senin gibi kaç kız geliyor buraya günde haberin var mı? Hepsine inanıp Umut beyle görüştürsem burada bir işim olmazdı. Şimdi size iyi günler."

Bakışları tekrar önündeki bilgisayara döndüğünde sinirler derin bir nefes aldım. Anlaşılan Umut'la görüşmem zor olacaktı. Kıza son bir bakış attıktan sonra asansöre doğru ilerlemeye başladığımda "hanımefendi!" Diye bağırdı arkamdan. Adımlarımı hızlandırıp asansöre ulaştığımda bu sırada asansörün açılmasıyla içeridekilerin çıkmasını beklemeden çıkmakta olanları istemeyerek kendimi asansöre attığımda asansöre yaklaşmakta olan iki güvenliği görünce gözlerim irileşti ve hemen onuncu katın düğmesine bastım. Görüşmelerimizden birinde onuncu katta çalıştığını söylemişti neyseki.

Güvenlik yetişemeden asansörün kapısı kapandığında derin bir nefes aldım. Onuncu kata geldiğimizde​ asansörün kapısı iki yana açıldığında kendimi hızla dışarı attım. Uzun bir koridor karşıladı beni ve bir çok kapı bulunuyordu. Niye daha önce buraya gelmemiştim kız ? Hem o zaman böyle bir sıkıntıyla da karşılaşmazdım. Koridorun sonundaki masada oturan kıza doğru ilerlemeye başladığımda o kızın da aşağıdaki gibi sıkıntı çıkarmaması için dua ediyordum.

DENİZ KIZI  Where stories live. Discover now