40 - "Dağ evi"

17.3K 899 137
                                    

+65 vote +65 yorum sınırımız.

DİKKAT ! Bu bölüm aşk içeriyor :))

Keyifli okumalarr..

Duyduğum tıkırtılar üzerine gözlerimi araladığımda bedenimde yoğun bir yorgunluk hissediyordum. Neyseki bugün cumartesiydi ve okula gitmem gerekmiyordu. Pazartesi de bir tür toplantı olduğu için dersler iptal edilmişti. İşte bu oldukça iyiydi. Böylece tüm haftasonunu dinlenerek geçirebilirdim. Aslında vizelere çalışmaya başlasam daha uygun olurdu. Biriken çok fazla konu vardı ve biran önce bunları halletmem gerekiyordu.

Tıkırtılar devam edince kaşlarımı çatarak yataktan doğruldum. Saat kaçtı ?

Telefonumu elime aldığımda tuş kilidini açtım ve gözlerim sonuna kadar açıldı. Saat 13.30 du. Bu saate kadar uyumuş muydum yani ? İnanılmaz !

Diğerleri neden kahvaltı için beni uyandırmamışlardı öyleyse ?

Üzerimdeki yorganı kenara iterek yataktan kalktım ve banyonun yolunu tuttum. Alt kattan gelen konuşma sesleriyle diğerlerinin uyanık olduğunu anladım. Benden iyi birer fırçayı haketmişlerdi.

Banyoda işlerimi hallettikten sonra odama geri dönüp pijamalarımı çıkardım ve üzerime rahat bir şeyler geçirdim. Çağan'dan hala haber yoktu.  İçimi tuhaf bir huzursuzluk kaplamıştı. Belki de benimle yine dalga geçiyordu ve yüzüme bakacak yüzü olmadığı için ortalarda görünmüyordu. Kaşlarım istemsizce çatılırken bedenimi de öfke kıvılcımları kaplamaya başlamıştı. Eğer öyleyse bu sefer sessiz kalmazdım. Ya da bu sefer sineye çekmezdim. Hiç bir kız duygularıyla oynanmayı haketmiyordu.

Odamdan çıkıp merdivenlere yöneldiğimde hayal kırıklığı beni feci anlamda rahatsız etmişti. Ben böyle biri değildim. Kimsenin benimle alay etmesine izin vermezdim. Nasıl oldu da Çağan'a kanmıştım ? Belki de aşık insanlara bu yüzden aptal deniliyordu.

Omuzlarım çökerken mutfağa yöneldiğimde gördüğüm görüntü karşısında duraksadım.

"Hangi meyveleri koyalım sence ?" Dedi İrem hevesle. Ogün abi arkasına geçerek ellerini beline doladı ve çenesini omzuna yasladı.

"Sen hangisini istersen yavrum. Benim için fark etmez."

İrem'in yanakları hafifçe kızarırken kıkırdadı ve muz dilimlerinden birini alıp Ogün abinin ağzına doğru uzattı.

"Bunu senin için yaptığımı biliyorsun.  Sen hangisini istersen o meyveden koyacağım."

Ogün abi ağzına aldığı muzu çiğneyerek yuttuktan sonra İrem'in yanağına bir öpücük kondurdu.

"İstersen çamur koy. Benim onu yine de yiyeceğimi bilmen gerekir."

Daha fazla bu romantikliğe dayanamayarak içeri daldım. "Ah iki adım ötede cilveleşin lütfen" dedim huysuzca. İrem irkilirken Ogün abi gülerek geri çekildi ve hemen İrem'in yanında dikildi.

"Nazar etme n'olur. Çalış senin de olur" dedi Ogün abi keyiflice. Gülerek gözlerimi devirdim ve baygın bakışlarımı üzerinde gezdirdim. Tam da Çağan'ın bu yaptıkları üzerine böyle bir manzara özenmeme sebep olmuştu açıkçası. Eskiden olsa umursamazdım bile.

"Niye beni kahvaltı için uyandırmadınız ?" Dedim suçlar tarzda. Sandalyelerden birini çekip oturduktan sonra dilimli muzlardan bir tane alıp ağzıma attım.

İrem dehşete düşmüş şekilde yüzüme baktı. "Uyandırmadık mı ? Üzerine çıkıp tepindim. İki yandaki evlerde oturanlar bile uyandı benim sesime ama sen uyanmadın. Ölü gibiydin. Bir ara kalp masajı bile yapmayı düşündüm ama nefes aldığın için yaşadığını fark ettim."

DENİZ KIZI  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin