44 - " Bana geleceksin "

15.9K 759 118
                                    

+70 vote +70 yorum sınır

İçeriye doğru hızlı adımlarla ilerlediğim zaman Çağan kolumdan tutarak beni durdurdu.

"Neler oluyor deniz kızı ?"

"Beni bırakmalısın?" Dedim yalvaran bir ifadeyle kolumu kurtarmaya çalışırken. Ama Çağan bırakmamak da ısrarcıydı. Polisler arama yapıyorlarsa çantamdaki şeyleri bulurlardı ve ben kesinlikle uyuşturucu satıcılığından hapse girerdim. Tabi Çağan da çevirdiğim oyunu öğrenmiş olurdu ama bu önemli değildi. Önemli olan polisleri atlatmaktı.

"Neler olduğunu anlatmadan hiç bir yere gidemezsin" dedi kendinden emin bir ifadeyle. Gerçeği anlatmadan kurtulamayacağımı fark ettiğimde hapse girmek mi yoksa Çağan'ın gerçeği öğrenmesi mi arasında bir seçim yapmam gerekti ve doğru olanı seçtim.

"Eğer bırakmazsan uyuşturucudan beni tutuklayacaklar."

"Ne ?" Bir anlık şaşkınlıkla eli gevşediğinde hemen elinden kurtulup içeri doğru koşmaya başladım. Müzik devam ederken polisler çanta ve üst baş aramasına başlamışlardı bile. Nehir'in masasına doğru ilerleyip soru sormasına fırsat vermeden çantamı aldım ve tuvalete doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.

"Dur bakalım" Çağan yolumu keserek iki kolumu da tuttu.  "Neler olduğunu baştan anlatıyorsun."

Geriye bakarak koridoru kontrol ettim. "Önce şunu halledelim."

Yanından geçip tuvalete ilerlediğimde hiç çekinmeden benimle birlikte girdi içeriye. Çantamdaki malzemeleri alıp kabinlerden birine girdim hepsini tuvalete atıp sifonu çektim. Bu ana kadar Çağan hiç konuşmadan beni izledi. İşim bittiğinde ise kaşlarını çatarak yüzüme baktı.

"Seni dinliyorum."

Kapı gürültüyle açılarak polis memuru içeri girdiğinde ikimizi de şüpheli gözlerle süzdü. İster istemez tedirgin olmuştum.

Çağan'a dikti bakışlarını. "Kızlar tuvaletinde ne işiniz var."

Çağan gayet rahat bir şekilde yanıma gelip kolunu omzuma attı. "Kız arkadaşım rahatsızlandığı için onunla birlikte geldim. Boş burası gördüğünüz gibi."

Polis şüpheli bir şekilde ikimizi de süzdükten sonra "Çantanıza bakabilir miyim?" Diye sordu bana hitaben. Temkinli şekilde çantamı uzattığımda içerisini aradıktan sonra bana geri uzattı. Sonra Çağan'a döndü. "Üzerinizi arayabilir miyim ?"

Çağan kolunu omzumdan çektikten sonra ellerini havaya kaldırdı ve polis onun üzerini aradı.

"Bu rutin bir arama. Her zaman yapıyoruz" dedi açıklarcasına. "Sizin üzerinizi de bayan polis arkadaşlardan biri arayacak."

Başımla onayladığımda bizi lavaboda bırakıp çıktı. Tam derin bir oh çekecekken Çağan az önceki sert ifadesine dönerek gözlerini yüzüme dikti. Bu benden açıklama beklediğinin bir kanıtıydı. Sanırım bu daha gerici bir durumdu.

"Umut Soylu ile bir anlaşma yaptık" dedim tek nefeste. "Size zarar vermemesi karşılığında..."

"Uyuşturucu mu satıyorsun ?!" Diyerek sertçe sözümü kesti. Başımı iki yana salladım gergince.

"Ben satmıyorum. Satması için insan ayarlıyorum. Daha doğrusu Umut Soylu'nun istediği kişiyi ayarlamaya çalışıyorum."

Burun kemerini öfkeyle sıkarken gözlerini kapadı. "Dur tahmin edeyim. Bu kişi de Nehir Turan, değil mi ?"

Gözlerini açıp öfke kıvılcımlarını bana doğrulttuğunda aynı gerginlikte başımı salladım.

"O çocuğun ebesini..." diyerek kapıya yöneldiğinde hızla kolundan tutup durdurdum. Bu bile bile intihara gitmek olurdu. Nejat'ı ve o çocuğu gözlerimin önünde öldüren adam Çağan'ı çok kolay ezer geçerdi.

DENİZ KIZI  Where stories live. Discover now