38 - "Seviyorum"

18K 911 268
                                    

Kapının açılmasıyla birlikte İrem'in irileşmiş gözleriyle karşı karşıya geldim.

"Ada !" Dedi inanamıyormuş gibi ve aniden boynuma atladı. Onu kollarımla sararken bir adım geri gitmiştim.

"Sanki yıllardır görüşmüyormuşuz gibi davranıyorsun."

Geri çekilip kırgın gözlerle yüzüme baktı. "1 haftadır görmüyorum !"

Kollarımı bedenime sararak "Neyse. Üşüdüm. İçeri geçelim" dedim daha fazla dışarıda durmak istemediğim için. Oysa üşümüyordum. Yanıyordum !

İrem kenara çekilip bana yol verdikten sonra şüpheyle gözlerini kıstı. Gözlerimi kaçırarak yanından geçerken hafifçe boğazımı temizledim.

"Oğuz yok mu ?" Dedim etrafa göz atarken.

"Hayır. Sevgilisiyle buluşacakmış" dedi hoşnutsuzcasına. İster istemez gülümsedim. Umay ve Oğuz.

"Ya senin sevgilin nerede ?" Dedim imayla. Salona geçerek kendimi koltuğa bıraktığımda çaprazımdaki tekli koltuğa oturarak iki büklüm oldu. Yanakları da hafif kızarmıştı.

"Neler olduğunu bilmiyorsun."

"Anlatırsan öğrenirim" dedim gülümseyerek. Hem Çağan'la aramızda geçenleri de bir nebze unutabilirdim belki. Beni öptükten sonra bir şey söyleyememiş apart topar arabaya binmiştim. Neyseki beni eve bırakana kadar o da hiç konuşmamıştı ve sessizce arabadan inmiştim ben de. Yüzüne bile bakamamıştım. Belki de ilk kez bu denli utanmıştım. Ben utansam bile çirkefleşerek üste çıkan biriydim. Çağan beni tamamiyle değiştirmişti.

"İnanmayacaksın ama Ogün de beni liseden beri seviyormuş" dedi heyecanla.

"Nasıl yani?" Dedim yerimde dikleşirken.

Saçlarını geriye savurarak bağdaş kurdu. "Yanisi şu. Seninle konuşmamı duymuş ama sonunu duymuş. Sadece birini sevdiğimi öğrenmiş. E tabi konuşmanın başını duymadığı için kendisi olduğunu bilmiyormuş. Başkasını sevdiğimi düşündüğü için de benden uzak durup Amerika'ya gitmiş. Yani olay bu. E hani şu üzerinde çalıştığımız kıskandırma operasyonu vardı ya. Onun sayesinde de duygularını itiraf etti sonunda."

"Tahmin ediyordum bu tarz bir şey çıkacağını" dedim onaylayarak. "Sonunda kavuştunuz" dedim genişçe gülümseyerek.

Genişçe gülümsedikten sonra yerinde rahatsızca kıpırdandı. "Aslında onun için bir şeyler yapmak istiyorum. Yıllardır hayallerimde yaptıklarımı şimdi gerçekleştirmek istiyorum."

Yüzünden bile açıkca belli olan bu çocuksu hevesine gülümsedim. Çağan'la yaşadığımızı anlatmalı mıydım anlatmamalı mıydım bilmiyordum. Açıkçası boş bir hevese de kapılmak istemiyordum. Çağan beni öptükten sonra uzun zamandır adını koyamadığım daha doğrusu kabullenmediğim hislerin beni ele geçirmesine izin verdim. Onu seviyordum.

Bu artık inkar edilemez bir gerçekti benim için. Aşk böyle bir şey miydi ? İrem'in yıllarca bana anlattığı hislerini yaşıyordum. Sanırım aşk böyle bir şeydi.

Zilin sesiyle yerimden kalkıp kapıya ilerledikten sonra kimin gelmiş olabileceğiyle ilgili kısa bir beyin fırtınası yaptım. Çağan olabilir miydi ? O öpüşme sahnesinden sonra fazla sessiz ayrılmıştık. Elim kalbime giderken diğer elim kapının koluna uzandı. Bu çok berbat bir şeydi. Sürekli onu düşünürken heyecanlanacak mıydım böyle ?

Kapıyı açtığım an kalbimin kuş misali hali de biranda söndü. Ama bir yandan da o gelmediği için içim rahatlamıştı.

"Kimleri görüyorum" dedi Çağrı kocaman gülümseyerek. Kenara çekilip ona geçmesi için yol verdiğimde "hoşgeldin. Geçsene" dedim. Üzerinde siyah bir deri ceket ve altında da koyu renk bir kot vardı.

DENİZ KIZI  Where stories live. Discover now