FİNAL - MAT

24.4K 1K 587
                                    

Part 2

"Çağan..." Mırıldanır tarzdaki sesimi kendim bile zor duyarken gözlerim irileşmiş Çağan'ın yere düşen bedenine bakıyordum.

Hareket dahi edemezken dönmüş gibiydim. Yüzü acıyla kasıldı. Hafifçe inlerken dizlerinin üzerine düştüğünde sonunda ayaklarımdaki gücü hissettim ve hemen yanına yere çöktüm. Titreyen elim karnındaki sızan kanın üzerini kaplarken tek aklıma gelen onun yaşayıp yaşamayacağıydı.

Umut Çağan'ı gözlerimin önünde vurmuştu. Titrek bakışlarımın hedefi Umut'a çevrildi. İki eli yandaydı ve silah tutan eli gevşekçe tutuyordu silahı. Gözleri boş bir şekilde üzerimizde dolaşıyordu. O kadar boştu ki sanki ruhu alınmış gibiydi. Uzun zamandır bu haline alışkındım ama şimdi.. Şimdi daha da beter bir haldeydi.

"Deniz..." Diyen iniltili sese çevirdim bakışlarımı. Başını yavaşça omzuma yasladığında alnındaki yerleri gördüm.

"Tamam, ben buradayım. Sana bir şey olmayacak."

"Özür...dilerim..."

"Kes sesini" dedim sinirli bir şekilde. Daha fazla kendini yormasını istemiyordum.

"Bunu...duyman... lazım..."

"Neyi duymam lazım ?" Dudaklarımı saçlarına bastırdım. Onu kaybetmekten ölesiye korkuyordum. Bu farklıydı. Melina ile evlendiğinde bile böyle hissetmemiştim. Çünkü benimle olmasa bile bir yerlerde nefes aldığını bilmek insanı rahatlatıyordu.

"Seni... her... zaman... sevdim."

Bedenim kasılırken dudaklarımı daha sert bastırdım. "Bunları sonra konuşacağız."

Elim cebime giderken telefonumu çıkardım ve ambulansı çağırdım. Çağan kesik kesik nefesler alırken Umut'a çevirdim bakışlarımı. Kaşlarını çatmış sert bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. Onu tanımakta güçlük çekiyordum. Kaşlarım çatıldı ister istemez. Bunu nasıl yapmıştı ? Gerçi bunu yapmaması tuhaf olurdu değil mi ? O bir mafyaydı.
Ama tanıdığım Umut mafya bile olsa bunu yapmazdı.

"Bunu...neden yaptın ?"

Dişlerimin arasından söylediğim kelimelerin keskin uçları Umut'a çevriliydi. Dudağının kenarı hafifçe yukarı kıvrılırken psikopatça bir sırıtış yerleştirdi yüzüne. Ürkmedim desem yalan olurdu. Daha sıkı sarıldım Çağan'a.

"Seni uyarmıştım. Sana açıkça söylemiştim. Beni ciddiye almayan sendin."

İnanamaz gözlerle Umut'a baktım. Kesinlikle karşımda duygusuz ve soğuk kanlı şekilde duran kişi beni yurtdışına götürüp bana destek olan kişi olamazdı. "Umut" dedim daha ılımlı olmaya çalışarak. Çünkü oldukça tehlikeli bakıyordu. Kesinlikle normal değildi. "Lütfen yardım et. Onu hastaneye götürelim. Lütfen" dedim yalvarırcasına. Tek kaşını tehlikeli bir ifadeyle yukarı kaldırdı.

"Kurtarmak isteseydim zaten vurmazdım. Değil mi Ariel ?"

Dünyam başıma yıkılırken Çağan'ın kesik kesik aldığı nefeslerini duyuyordum. Ona nefeslerimden vermek isterdim.

Umut arkasını döndü. Bir adım attığı an kalbim panikle tekledi. "Umut, bizi böyle bırakma. "

Umut omzunun üzerinden gözlerime baktı. Öyle bir baktı ki gözlerinde öfke ateşlerinin harını bu mesafeden görebiliyordum.

"Bizi, sen bıraktın Ariel. Şimdi sonuçlarına katlanmak zorundasın."

Karanlıktaki siyah arabasına hızlı bir şekilde giderek son bir bakış attı yüzüme. Duygusuz, boş, mermer gibi bir ifadeydi. Gaza basıp arkasına bile bakmadan, tereddüt bile etmeden gözden kayboldu.

DENİZ KIZI  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin