Bölüm 10

15.2K 654 28
                                    



Sonra ki günlerde Ferit'le hiç karşılaşmadık. O gittiğinde odamdan çıktım, o gelmeden odama gittim. Yemeğe falanda inmedim, seslenişlerine cevap bile vermedim. Beni buraya mahkum etti, evet ama kalbimi de mahkum etmesine asla izin vermeyeceğim. Mantık dışı bu, insan nefret ettiği birine aşık olabilir mi? olamaz tabi ki de...

Bir sabah mutfaktan dönüşte, Ferit'in yatak odasının kapısı az açık duruyordu. İçime bir heyecan girdi. Kapıyı açık unutmuş, girip bakmamın bir sakıncası yoktur sanırım. Kameralar mı? Hiç umurumda değil, evde kimse olmamasına rağmen usulca süzüldüm içeri. Eyvah! Ferit evde ve hala uyuyor. Geri geri adımlarken iniltisini duydum.

Sessizce yanına tekrar yaklaşıp dinlemeye başladım, evet gerçekten inliyordu. Usulca Ferit diye seslendim, cevap vermedi. Arkası dönük yattığı için yüzü de görünmüyordu. Eğilip yüzüne baktım, gözleri kapalıydı ve inlemeye devam ediyordu. Elimi anlına dayadığım da ateşler içinde yandığını hissettim, Ferit Ferit diye defalarca seslenmeme rağmen cevap verecek gücü olmadığının farkındaydım. Onu çevirip sırt üstü yatmasını sağladım. Ne yapacağımı bilemiyorum, telefonum yok ki bir doktor çağırayım, kapılar kilitli ve yardım isteyecek kimse yok.

Bok var değil mi? bok varda her şeyi yasaklıyorsun, ne yapacağım ben şimdi? Ferit'in telefonunu tüm odada aradım ama yok, oda yok ortalarda. İlaç? ilaç var mı? Allah'ım hiçbir fikrim yok bu evde ilaç olup olmadığına dair. Banyo yaptırayım desem kaldırıp banyoya kadar taşımamın imkanı yok. Tişörtünü ve eşofmanını çıkardım, boxsır la kaldı. Hemen balkon kapısını da hafif araladım, serin ve temiz havanın içeri girmesi gerek. Mutfaktan sirkeli su ve temiz bezler alıp odaya geri döndüm, alnına, eklem yerlerine bu bezleri sırayla ıslatıp koydum. Bunu tam bir saat boyunca yaptım, şu an daha iyi ateşi sanırım, ama hala gözlerini açmıyor. Ve git gide korkmaya başladım.

Mutfağa gidip tavuk çorbası yaptım küçük bir tencere de, bu arada beynimin sesleri de iyice ortaya çıkmaya başladı. Ne o Melek seni bu hale getiren adam için mi bu kadar endişeleniyorsun? Tebrikler, umarım çabucak iyileşir de sana yasaklar koymak yerine, kafana bir kurşun sıkar. Kalbimse sürekli beynime itiraz ediyordu. İnsanlık bu, eğer onu bu durumda bırakırsan ondan ne farkın kalır. Çorbayı kaseye doldurup mutfaktan çıkarken ikinizde susun diye bağırdım, sonun da başardım ve delirdim sanırım.

Odaya girdiğim de gözleri açılmıştı, fakat yüzün deki ifade şaşkın olduğu kadar, yorgun da görünüyordu. Gülümsedim çorba yaptım biraz iç iyi gelecektir dedim, yine sessiz baktı öyle yüzüme. Yanına oturup kendin içebilecek misin diye sordum, başını salladı. Fakat elleri titriyordu, tamam ben hallederim deyip kaşığı elinden aldım. Çorbasını içirirken hiç gözlerine bakmadım o bana baktı mı bakmadı mı bilmiyorum o yüzden, fakat ne yalan söyleyeyim ara ara gözlerim çıplak bedenine kaymadı değil.

Daha iyiydi artık. Çarşafı üstüne çekip beni görecek şekilde uzandı. Telefonun nerde Ferit doktor falan çağıralım dedim, gerek yok iyiyim ben dedi, sen bilirsin deyip odadan çıktım. Odamda dolandım durdum ama aklım hala onda, nasıl şu an çok merak ediyorum. Ama tabi ki gitmeyeceğim ben yapabileceğimi yaptım. Şimdi daha iyi, gerisini kendi halledebilir sanırım, nasıl olsa her şeyi yapabiliyor bey efendi.

Ben odamda zaman doldururken kapı çaldı. Açtığım da kapıda ki Ferit'ti, ne oldu iyi misin, bir şeye mi ihtiyacın var dedim birden, hepsi dudaklarımdan dökülüvermişti. Hiç konuşmadan içeri girdi ve yatağıma uzandı, neyse ki giyinmiş. Napıyorsun sen, burası benim odam, çık lütfen diye cırladım. Gözlerini kapatıp sana ihtiyacım var dedi, ben şok! sustum, ne cevap vereceğimi bilemedim çünkü.

Kalbim ve beynim aynı anda alaycı bir gülüş attılar bana. Beynim seni kandırıyor diyordu, kalbim boş ver anın tadını çıkar, koltuğa oturup savunmasız görünen hasta adamı izledim. Gerçekten şu an acı çekiyor gibi görünüyordu, gözleri hep kapalı. Kalkıp ateşini kontrol etmek için elimi alnına dayadım, tam geri çekerken elimi tuttu, gözlerini açıp gözlerimin taaaa içine baktı. Bu bakış diğerlerinden farklıydı, sanki bana ihtiyacı olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Beni yatağa çekip yanına yatmamı sağladı, kolunu belime sarıp yüzünü boynuma gömdü, hiç itiraz etmedim.

BAZI GİZLİ SIRLAR (Hayatımın Kazası)(tamamlandı)Where stories live. Discover now