Bölüm 26

7.4K 584 20
                                    

Arkadaşlar oy vermede cömert olun lütfen biraz. Yıldızlarımız çoğalsın ki hevesimiz artsın

Seviliyorsunuz :-)


Meryem'in ağlaya ağlaya anlattıkları kafamda ki her şeyi saçma sapan bir hale getirdi. Sedat'a mı üzülsem, Meryem'e mi üzülsem bilemedim. Nasıl bir hayat bizimkisi? Kim kime napıyor? Bu kadar şey kimin başının altından çıktı? Kim haklı? Kim haksız? Artık ipin ucu kaçtı bende, hiç bir şeyi tam olarak yerine koyamaz oldum.

Meryem koltukta uyuya kaldı üzerini bir battaniyeyle örtüp yukarı çıktım. Ferit hala çalışma odasındaydı kapısını tıklatıp içeri girdim. Gözleri kan çanağına dönmüş vaziyette öylece oturuyordu. Sedat'ın yokluğu onunda epeyce sarsmış anlaşılan.

Yanına oturup elini tuttum, "iyi misin" diye sordum, başını çevirip yüzüme baktı o an çaresiz bir adam gördüm karşımda. Üzüldüm mü? Hem de çok, o an ona her şeyi bir bir anlatmak geldi içimden. O beni oyuna getirdiği sanıp üzülüyordu ama asıl oyuna gelen kendisiydi. Bu kadar yalandan sonra ikimizden "biz" olur muydu orası da meçhul artık.

"Hadi sevgilim yatalım çok yorgun görünüyorsun" dedim. Hiç cevap vermeden kalktı el ele odadan çıktık. Benim odamın kapısına gelince elini enseme atıp beni başımdan kendisine çekti. Derin bir öpücük bıraktı saçlarıma "iyi geceler meleğim" deyip geri dönerken tutup ellerini, kendimle beraber içeri çektim onu da.

O şaşkın şaşkın bakarken yatağa uzandım gel işareti yaptım elimle, yanıma gelip uzanınca başımı göğsüne koydum, " uyuyalım artık, hayatımızda her şey yolundaymış gibi uyuyalım bu gece" dedim. Derin bir iç çekip, " her şey sarpa sardı, hiçbir şeyi kontrol edemez oldum, asla yapmam dediğim şeyleri yaparken buluyorum kendimi ve bunu beni çok korkutuyor" dedi.

" korkma, sen kötü bir adam değilsin, her şeyi akışına bırak biraz, kontrol etmeye çalışma" dedim. Bir süre sessiz kalıp "deneyeceğim" dedi. Sonrası benim için boşluk. Bu kadar kafa karışıklığına rağmen uyuyabildiysem,bunu Ferit'in huzur dolu kollarına borçluyum sanırım. Ama onu bilemiyorum ne zaman uyudu? Yada hiç uyumadı mı?

Sabah kalktığımda yatakta yalnızdım. Banyo faslından sonra odadan çıktığımda Ferit yine çalışma odasında bir sağa bir sola volta atıyordu. Ya bir haber bekliyordu yada beklediği haber istediği gibi gelmemişti. Huzursuzdu ve telaşlı. Yanına sokulup boynuna sarıldım. "bu kadar huzursuz olman beni de huzursuz ediyor, lütfen biraz sakinleş" dedim.

"tamam, sen şimdi bana bir kahve yaparsın, bir de böyle sevgiyle bakarsın, iki de gülümsedin mi bence bende gayet sakin olurum" dedi. Ben sevgiyle mi bakıyorum yüzüne? Hiç farkında değilim oysa ki, kocaman gülümseyerek "istediğin kahve olsun, hadi gel" deyip elini tuttum ve aşağı indik.

Meryem arkası dönük hala koltukta yatıyordu. Sessizce mutfağa geçtik Ferit sandalyeye oturdu bende kahvenin suyunu koydum. Aslında aklımda küçük bir plan vardı ve bunu başarabilmem için Ferit'le fazlaca samimi olmam gerekiyordu.Beynim görevini yap diye benimle uğraşırken kalbim mutluluktan çoktan oynamaya başlamıştı.

Yani aslında bile isteye yaptığım her şeyi, Ferit'e olan bütün yakınlaşmalarımı, ten temaslarını, görevim diyerek kılıf giydiriyordum. Kendimi kandırıyordum, onunla olmayı bende istiyordum ve bu durum beni daha çok zor duruma sokuyordu. İtiraf etmeliyim ki, zevk alarak yaptığım ilk iş bu.

Kahveleri yapıp, kupanın birini Ferit'e uzattım, o kahvesini masaya koyunca iki bacağının arasına girdim ve başını göğsüme dayadım. Bu hareketim oldukça şaşırtıcıydı onun için, sanırım sonradan idrak etti, gevşek olan ellerini sıkılaştırdı belimde.

BAZI GİZLİ SIRLAR (Hayatımın Kazası)(tamamlandı)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz