Bölüm 53

3.9K 356 24
                                    

Geçiş bölümü...

Keyifli okumalar...

"ne? Neeee?"

"duydun işte, hemen hastaneye gel"

"bak bu şakaysa hiç komik değil Sedat"

"ne şakası kızım yaaa, gel işte hemen"

Sonrası yok bende, tek hatırladığım gözlerimin karardığı, başımın döndüğü ve gerisi karanlık. Gözlerimi açtığımda hastane odasındaydım başımda Sedat ve Meryem vardı. Gözlerim ışıkla buluşur buluşmaz içimin dolup taştığını fark ettim, Ferit yoktu, artık yok. Yüreğim bunu kaldıracak kadar güçlü değil.

İçimden haykırmak geliyor, dayanamıyorum, gözyaşlarım çığlığa, çığlıklarım hıçkırığa dönüştü. Sesime, Sedat koşup geldi bana sarılıp "ağlama, ağlama kıvırcık, tamam sakin ol" diyordu ama ben onu duyacak ve dediklerini yapacak kadar sakin ve dayanıklı değilim. Sedat ve Meryem beni teselli etmeye kalktıkça ben daha çok ağlamak istiyorum.

Sedat laf arasında "tamam ama bebeğe bir şey olacak şimdi, yeğenime bir şey olursa kendimi hiç affetmem" dedi. Hıçkırıklarımın arasında başımı kaldırıp "sen nerden biliyorsun?" dedim. Yanımdan kalkıp "Melek, inan seni aradığımda hamile olduğunu bilmiyordum, bilseydim öyle pat diye söylemezdim" dedi.

Bu benim soruma cevap değildi, sesim yükseltip sorumu tekrar sordum "nerden biliyorsun, cevap versene?" diye bağırdım. Sedat Meryem'e dönüp "güzelim bizi biraz yalnız bırakır mısın?" dedi. Meryem çatık kaşlarla, bu durumdan memnun olmayan bir surat ifadesiyle Sedat'a cevap vermeden odadan çıktı.

Ben merakla beklerken gözyaşlarım hala ardı arkasına yanaklarımdan süzülüyordu, Sedat yanıma gelip elini omzuma koydu "bir yeğenim olacağını Ferit'ten öğrendim" dedi. Başımı kaldırıp şüpheyle yüzüne baktım bıyık altından gülüyor mu o? Benim şaşkın suratıma otuz saniye kadar bakıp kahkaha atmaya başladı.

Bakışlarım kötüleşip, dik dik bakmaya başlayınca hem gülüp hem de benden geriye doğru gidiyordu. Bu adam kafayı yedi sonunda, kesinlikle bu hareketler normal değil, delirmiş gibi gülüyor. Ayağa kalkıp dibinde bittim "bu kadar komik olan nedir? Anlat" dedim tıslayarak.

Eliyle bir dakika yapıp gülmeye devam etti, kısa bir süre sonra susup nefesini kontrol altına alınca beni eliyle iterek yatağa geri oturttu. "bak kıvırcık, Ferit ölmedi, onu öldürüp sana zarar vermek isteyenlere karşı oynanan bir oyun bu..." lafını bitirmesine izin vermeden Sedat'ın belinde ki silahı kavrayıp şakağına dayadım.

Ferit ölmedi ama şimdi Sedat ölecek. Hızla sırtını duvara dayayıp diğer elimle de boğazına yapıştım. Sedat elleri havada beni durdurmak için hiçbir hamle yapmadı. Çenesinin altına girip "göt herif, ne demek lan Ferit ölmedi? Bana neden öldü dedin? Amacın ne lan? Senin yüzünden bebeğim düşseydi ne olacaktı? Hem ben bu kadar gözyaşı döktüm, üzüldüm boşa gitmesin, kafana sıkayım değil mi?" dedim.

Sedat yerinde huzursuzca kıpırdanıp "Melek, bak valla seni aradığımda hamile olduğunu bilmiyordum, sadece seninle eğlenmek istemiştim, hemen söyleyecektim ama telefonda senin sesin kesilince bayıldığını anladım, Ferit'e söyleyince o da bana çok kızdı, hamile olduğunu söyledi, özür dilerim bak gerçekten" dedi.

"lan, laaan senin eğlence anlayışını..." lafımın gerisini yuttum. Şu an karşımda ki adam Sedat değil de, düşmanım gibi görünüyordu gözüme. Şakağından silahı çekip elimi arkama koydum, ama diğer elim hala boğazındaydı, sırtını duvardan bir milim bile oynatmıyordu.

Sedat "Melek, tamam haklısın ama lütfen bırak artık beni bırak ta oturup düzgünce konuşalım" diye sayıklayıp duruyordu. O ara Meryem içeri girdi tiz bir çığlık attı kapının önünde öylece durup "Melek, napıyorsun sen?" diye bağırdı. Başımı ondan yana çevirip "sen karışma" dedim.

O hala olduğu yerde zıplayıp "silah, silah var elinde" diyordu. Sedat istese kolayca elimden kurtulabilirdi biliyorum, bu birimde hızlı ve çevik hareketleriyle ünlü olan bir adamdı o. Hala arkamda tuttuğum silahı tekrar Sedat'ın başına dayadım.

"Ferit nerde? Ölmeden önce bunu söyle bari" dedim. Sedat kaş göz işaretiyle Meryem'i işaret etti. Yani demek istiyor ki bu gizli bir bilgi en yakınımda ki bile bilmemeli. Anlamış gibi başımı salladım. Meryem yanımıza kadar gelip ağlamaklı gözlerle "Melek, bırak artık şu silahı, lütfen" dedi.

Başımı olumsuz anlamda sağa sola sallayıp "bu adam eğlenceyi çok seviyor, bende onunla biraz eğleneyim" dedim. Meryem Sedat'a dönüp "neler oluyor Allah aşkına, neden delirdi bu" dedi. Bak bak baaak bana deli diyor haspam.

Meryem hala Sedat'tan bir cevap bekliyordui, Sedat gayet rahat bir şekilde "korkma, sadece benden hıncını alıyor, hiç bir şey yapmayacak" dedi. Ve başını bana çevirip sırıtarak "yapamaz" dedi. Gözlerimi kısıp kulağına yaklaştım

"sen beni hiç tanıyamamışsın abicim" dedim.

Ne söylemeye çalıştığımı anlayan Sedat elini boğazında ki elime atıp geri itmeye çalıştı. Ben daha çok sıkınca "sakın, sakın" diye bağırıyordu ve ben şakağında ki silahı ateşledim...

Bam bam bam....

Biraz kısa bir bölüm oldu ama idare edersiniz beni biliyorum, her şey yine sarpa sardı, Melek'in hayatı çok karıştı. Ferit'in en başta Melek'i neden eve kapattığını anlamış olmalısınız. Çünkü Melek bir mıknatıs gibi belayı çekiyor. Adımını dışarı atar atmaz, tüm kötüler peşine düştü. Ferit ve Melek hayırlısıyla normal iki çift gibi yaşamaya başlasalardı artık... Biraz zor gibi ama...

Çünkü Melek normal biri değil zaten :)

Hepiniz bu hikayede asıl kahramansınız, buralara sayenizde geldik iyi ki varsınız. Seviliyorsunuz...

Yıldıza dokunmayı ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen :)

BAZI GİZLİ SIRLAR (Hayatımın Kazası)(tamamlandı)Where stories live. Discover now