Bölüm 52

4.4K 406 46
                                    


Bu bölüm beni çok etkiledi, üzüldüm. Yorum ve oylarınızla beni teselli edin olur mu? Hepinizi çok seviyorum keyifli okumalar...

Havaalanı çıkışı, Ferit arabanın kapısını açıp buyur edince tek kaşımı kaldırıp, ben gelmiyorum dedim. Ferit sinirli bir suratla "ne demek gelmiyorum?" Dedi. "Gelmiyorum işte, seni henüz affetmedim" dedim. Tek amacım gıcıklık yapmaktı. Ferit burnundan soluyarak "beni affetme ama evimize gel, daha fazla ayrı kalmak istemiyorum" dedi. Ama yerim seni ben. Daha fazla dayanamayıp dibine girdim "tamam tamam hadi, üzülmene dayanamadım" dedim. Gülen gözlerle Ferit " affettin mi beni?" Dedi.

Cevap vermeme fırsat kalmadan Ferit'in gözleri yuvalarından çıkacak kadar açılıp öne doğru sendeledi. Ben ne olduğunu anlamadan Sedat bindiği arabadan "laaannn" diye koşmaya başladı. Etraf tan bir kaç kişi çığlık atmaya başladı ben aval aval etrafa bakarken Ferit üzerime yığıldı. Düşmemek için elimi sırtına sardım ve elime değen sıcaklığa kaldırıp baktım kandı bu. Nasıl oldu? Hiç silah sesi duyulmadı oysa ki. Ferit vurulmuştu.

Ferittttttt diye avazım çıktığı kadar bağırdım. Dizlerimin dermanı kesildi Ferit'le birlikte yere çöktüm. "Ferit, Ferit aç gözlerini hadi lütfen" diye sayıklıyordum dizimde yatan Ferit'e. Ara ara gözlerini açıp bana baksa da yavaş yavaş bilincinin kapandığı kaybolan göz bebeklerinden belliydi. Sedat koşarak yanımıza geldi Ferit'i omuzlarından tutup sarsarak "uyan Ferit, aç gözlerini lan" diye bağırdı. Ama Ferit kapattığı gözlerini açmıyordu. Nefesim kesildi, onun kapalı gözlerinin ardında benim de dünyam karardı.

Elimi yanaklarına koyup tekrar bağırdım "Ferit, Ferit'im, daha seni affetmedim, hadi aç gözlerini ne olur, yapma bunu bana, yapma bunu bize" sona doğru sesim iyice kısık çıkmıştı. Ferit hala öylece kucağımda yatıyordu. Dudaklarımı dudaklarına değirip kulağına fısıldadım "sevgilim, ölemezsin, bir bebeğimiz olacak, bizi bırakamazsın" dedim sessizce. Belli belirsiz kıvrıldı dudakları. Duydu beni anladı ve ölmeyecek biliyorum.

Ambulans geldi müdahale etmek için beni çekiştirmeye başladılar. Benim ısrarla Ferit'i bırakmamam üzerine Sedat kollarımdan çekip beni kaldırmaya çalıştı. Kalktım, yerde yatan Ferit'e baktım, o heybetli gövdesi öylece dururken hiçbir şey yapamamanın çaresizliği tüm benliğimi sardı. Kendimi hissetmiyordum hatta hiçbir şey hissetmiyordum. Büyük bir boşlukta yuvarlanıyor gibiydim.

Sedat'ın beni kolumdan çekmesiyle kendime geldim. Ferit'i çoktan ambulansa koymuşlar yola çıkmışlardı. Sedat'la hemen arabaya binip ambulansın peşine düştük. Hastaneye varınca apar topar ameliyata aldılar. Biz Sedat'la Koridorda ileri geri yürüyüp duruyorduk. İki saat olmuştu ama içeriden kimse çıkmıyordu. Ne Sedat konuştu ne de ben. Tek kelime bile etmedik bu süre boyunca.

Sonunda kapıdan biri çıktı ve koşup yanına vardık biz bir şey sormadan doktor konuşmaya başladı. "Hastamızın durumu şimdilik iyi, ameliyat başarılı geçti, kurşun tehlikeli yerde değildi buda işimizi kolaylaştırdı, fakat fazla kan kaybetmiş, yirmi dört saat içinde bir komplikasyon olmazsa sorun yok ama olursa işimiz çok zor. Birazdan çıkarıp tedbir amaçlı yoğun bakıma alacağız" dedi. Saatlerdir ilk defa nefes aldığımı hissettim. Derin bir Ohh çekip Sedat'la sarıldık birbirimize.

Sonra aklım başıma yeni geldi Sedat'a dönüp "kim yaptı? ben hiç silah sesi duymadım, susturucu takmış olmalılar, sen gördün mü yapanları? Neden yaptılar? Ferit'in biriyle bir derdi mi vardı? Kim kim kim? Ben kendi kendime konuşurken Sedat gelip omuzlarımdan tuttu "Sakin ol kıvırcık, kim olduklarını bilmiyorum, ama bulacağız" dedi. Bende başımı sallayıp "bulacağız ve cezalarını kendi ellerimle vereceğim" dedim.

Sedat itiraz ederdi ama nasıl hissettiğimi tahmin etmiş olmalı. Tepkisiz kalıp sadece başını salladı. Hemen Sonra ameliyathanenin kapısı açıldı ve Ferit'i çıkardılar. O mavi gözleri hala kapalıydı. Yavaş yavaş yoğun bakım odasına alınırken elini tutup kulağına fısıldadım yine "seni seviyorum". Bunu ilk kez söylüyordum ona, bundan sonra da hep söyleyeceğim. Ben Ferit'in arkasından bakarken Sedat telefonda konuşuyordu, yanına gittiğimde telefonu kapattı.

BAZI GİZLİ SIRLAR (Hayatımın Kazası)(tamamlandı)Where stories live. Discover now