Bölüm 18

12.8K 593 15
                                    

Ferit'in mutfağa dönmesiyle, bana çapkın bir gülücük atması elimin ayağımın birbirine dolaşmasına yetti. Elimden bardağı düşürmediğim mi kaldı, ocakta ki çayı devirmediğim mi. ben şaşkın şaşkın hareket ederken o sürekli kahkaha atıp duruyordu. En son serçe parmağımı da masanın ayağına çarpıp acıdan kıvranmaya başlayınca ben kendimi öldürmeden Ferit müdahale etme gereği duydu sanırım. Otur şuraya şaşkın dedi ve beni sandalyeye oturttu. Acımı? ne münasebet hiçbir yerim acımıyor şuan Ferit'in elinin değdiği her yerde ufak çaplı yangından başka bir şey hissetmiyorum ben. İyiyim ben dedim elini tutup ayağımdan çekerken, yüzün kızarmış, emin misin dedi ayağa kalkarken o da. İyiyim ben deyip hızla ayağa kalktım, bir an önce buradan uzaklaşmam gerek çünkü. Kapıya yürürken kolumu tutup bir sorun mu var Melek neden yüzüme bakmıyorsun? dedi.

Nasıl diyeyeyim ben şimdi eğer yüzüne bakarsam daha çok kızarırım diye. Sustum, hiç cevap vermedim. Kolumu hızla kurtardım ve koşarak odama çıktım. Bir müddet sonra kendime gelince salak kafama vurup neden kaçtın ki gerizekalı diyerek kendime hakaret edip durdum. Ayrıca kendi çapımda haklıydım ki zaten. Onun sevgilisi var, olmaz bu iş kızım, boşuna kendi kendine gelin güvey olma.

Aşağıdan gelen kırılma sesiyle kendime geldim, buğün herkesin her şeyi kırıp dökesi var herhalde diye söylene söylene aşağı indiğimde kapının girişinde ki aynanın yerde olması ve kapının açık olmasıyla çok korktum. Ferit Ferit diye birkaç kez seslenmeme rağmen hiç cevap alamayınca korkum kat be kat arttı. Yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim ama olağan dışı hiçbir şey yoktu. Kapıdan çıktığımda iki korumayla karşılaştım. Neler oluyor diye sorunca duyduklarıma inanamadım.

" Melek hanım Ferit bey kırdı aynayı sebebini bizde bilmiyoruz, çıkarken de kapı açık kalsın, Melek gitmek isterse engel olmayın dedi" dedi. Nasıl yani şaka gibi? Git dedi yani bana, bu kadar zaman sonra. Madem bu kadar kolaydı neden yaptı bütün bunları? Yoo olmaz bu kadar basit değil, gel deyince gel git deyince git. Ama sorarım ben sana.

Korumaya Ferit nereye gitti diye sordum şirkete dedi. Hemen ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Bu şirket her nerdeyse beni hemen oraya götürüyorsunuz dedim. Hızla arabaya doğru ilerledim, korumalardan biri Melek hanım arabaya gerek yok şirket hemen caddenin karşısında dedi. Duyduklarıma inanamasam da şimdi bunu düşünmenin zamanı değildi. Hızla kapıya doğru koşmaya başladım.

İki korumada benle birlikte koşuyordu, bahçe kapısından çıkınca durdum ama karşı cadde de şirket gibi duran bir yer yoktu. Koruma anlamış olacak ki şuradan deyip beni karşıya yönlendirdi. Karşıda ki bir apartmanın arkasında başka bir apartmana benzeyen yerin kapısından girdik. Zaten incelemedim nedir neye benziyordur diye.

Asansörün önünde beklerken baktım ki gelmeyecek koşar adım merdivenlerden çıkmaya başladım. Korumalar mı? onlarda benle birlikte aynı tempodalar. Üç beş kat çıktık korumalardan biri eliyle burası diye işaret etti. Koridora girmeden durdum. Senin adın ne dedim Yusuf efendim dedi diğerine bakınca o da anlamış olacak ki Murat dedi. Bende kaldığım tempoda ki hızla koridora daldım.

koridorun sonunda, masada bir kız oturuyordu sekreter olmalı. Ona yaklaşıp Ferit içerde mi diye sordum gayet sakin. Kız kafasını kaldırıp beni şöyle bir süzdü, kimsiniz diye umursamaz bir tavırla sordu. Zaten burnumdan soluyorum ona fırsat vermeden daldım içeri ama oda boş Ferit yok. Aynı hızla geri çıktım bağırarak nerde Ferit diye sordum bu sefer. Kadının cevap vermeye niyeti yok anlaşıldı. Tam elimi saçına atıyordum ki Yusuf olan koruma Zeynep hanım lütfen dedi. Zeynep, sekreter hanım toplantıda ama şuan göremezsiniz dedi.

Toplantı odası nerde dedim bu sefer, kadın Yusuf'a baktı Yusuf gözüyle onaylayınca üst katta dedi. Sekreter şırfıntısına eğildim ve seninle sonra görüşeceğiz dua et şimdi acelem var diye tıslayarak tehditimi savurdum. O umursamaz tavrı beni daha çok sinirlendirdi, parmağımı suratına suratına salladım ve koşarak üst kata çıktım. Şansıma tek bir oda vardı kapıyı bile çalmadan daldım içeri yine. Dev bir oda, dev bir masa ve en az yirmi tane adam masada. Ferit efendi ise masanın en başında. Herkes aynı anda bana döndü ve öküzün trene baktığı gibi suratıma suratıma baktılar, hatta arada kıkırdayanlarda yok değil. Hoşş sanki benim umurumda.

BAZI GİZLİ SIRLAR (Hayatımın Kazası)(tamamlandı)Where stories live. Discover now