Bölüm 45

5.1K 453 7
                                    



Bir haftadır yoğunluktan dolayı, bölüm yazamadım bu yüzden yarın bir bölüm daha yazıp atmayı planlıyorum (inşallah). Okuyucu sayımızda, yıldızlarımızda sanki biraz durdu gibi.

Tüm okuyucularımızdan destek olmalarını, mümkünse paylaşmalarını ve mutlaka yıldıza dokunmalarını rica ediyorum. Benim için çok değerlisiniz, seviliyorsunuz :) :) :)

Keyifli okumalar...


Tahran havaalanında indiğim de bambaşka bir ülkeye ayak bastığımı bir kez daha anlamış bulundum. Kalabalık ve farklı insanların arasından çıkışımı yapıp güvenlikten geçen çantamı alıp omzuma attım. Kalabalığın sonlarına doğru ilerlerken elinde ki kağıtta Birce Kuzey yazan orta yaşlı bir adama doğru ilerledim.

Ben yanına varınca kağıdı indirip, elini uzattı "Tahir" dedi kırık Türkçesiyle. Nezaket gereği zaten bildiği ismimi söyleyip elini sıktım bende. Bana eliyle çıkış kapısını gösterdi ve hemen ardında kapıya doğru yürümeye başladı. Bende koşar adım arkasından onu takip ettim.

Çıkışta havaalanının karşı caddesine doğru gelen arabalara aldırış etmeden kendini yola atıp aynı hızla geçiş yaptı. Bende arkasından çarpılma tehlikesi atlatarak sağ salim geçmeyi başardım. Adam bir kez bile dönüp arkasına bakmadı. Orada bir araba bana çarpsa sanırım ben öldükten sonra yokluğumu fark ederdi.

Eskice bir arabaya binip benim binmemi bekledi. Bindiğim arabadan Hurremşehr'e doğru yola çıktık. İlk yarım saat kadarı hiç konuşmadan ilerledik. Adamın konuşmaya pek niyeti yok orasını anladım da, sonuçta bende şuan bu ülkede, bu şehirde körüm. İki çift lafta kimseyi öldürmez herhalde.

Uzun Yol boyunca hiç konuşmadan yolculuk yapmış olmamız etrafımı daha çok incelememe sebep oldu. Bu ülkede çöl olduğunu biliyordum fakat bu kadar fazla dağların olduğundan haberim yoktu. Gökyüzüne baş kaldırmış kahverengi dağlar çizilmiş bir tablo gibi insanı cezb ediyordu. Yeterince sustuğumuzu düşünüp konuşmaya başladım "Tam olarak nereye gidiyoruz?" diye sordum. Gözleri yolda olan adam bana hiç bakmadan "Hurremşehr'e aradığın kızın kaldığı eve" dedi.

Daha fazla konuşmayan adama ısrar etmenin bir manası yoktu, bende onun yaptığını yapıp yol boyunca sustum. Kalabalık bir şehre girdik, eskice bir evin önünde durduk. Arabadan indiğimizde Tahir bana yaklaşıp " Ev bu, bildiğim kadarı ile kız burada değil, üst katta evin sahibi oturuyor, ona sorar gerekli bilgiyi alırsın burası senin bildiğin ülkelerden çok farklı, buradan itibaren yalnızsın başının çaresine bakmaya bak, buna önce giyimini değiştirerek başlayabilirsin, benden bu kadar eyvallah" dedi ve gitti.

Bilmediğim bir ülke, bilmediğim bir şehir, bilmediğim bir evin önünde yapayalnız kala kaldım. Yapacağım tek şey sanırım şuan kapıyı çalmak. Açık olan kapıdan girip 2. Kata çıktım. Kapıyı çaldım yaşlı bir kadın açtı beni baştan aşağıya süzüp şüphe ile yüzüme baktı, kendi dilinde Farsça "Kimsin, Ne istiyorsun?" dedi. En şirin yüz ifademi takınıp "Ben Birce alt katınızda oturan Berna'nın arkadaşıyım" dedim.

Kadın kırışmış yüzünde soğuk bir ifade ile "Berna yok! dört ay önce evimi kiraladı bir yıllıkta peşin verdi, bir aydır eve gelip gittiği yok, bir yıllık peşin aldığım için evi kimseye veremiyorum, kendiside nerede hiçbir fikrim yok" dedi. Bu durumu fırsata çevirmenin tam zamanı idi "biliyorum, arkadaşım kendi evinde kalabileceğimi söyledi, eğer sizde yedek anahtar varsa alabilir miyim?" diye sordum.

Hala uzaylı görmüş gibi suratıma bakan yaşlı kadın " Nereden bileyim doğruyu söylediğini" dedi sert bir sesle. O an aklıma kızın bendeki fotoğrafı geldi çantamdan çıkarıp kadına gösterdim." Benim arkadaşım bu, sizin kiracınızda bu değil mi?" diye sordum. Kadın beni onaylar şekilde başını salladı ama hala ikna olmuş gibi görünmüyordu. Yine çantamdan bir miktar para çıkarıp "Ben bu şehrin yabancısıyım ve başka ev bilmiyorum inanın arkadaşımın haberi var beni buraya o gönderdi, siz bu parayı alın anahtarı bana verin hem sizin hem de benim işimiz görülsün." Dememle kadının yüzü aydınlandı. Ne demişler para her kapıyı açar. En azından bu evin kapısını açtı dimi ama.

BAZI GİZLİ SIRLAR (Hayatımın Kazası)(tamamlandı)Where stories live. Discover now