Bölüm 51

4.4K 450 69
                                    


Ben geldiiiimmmm :) bu kez bölümü can alıcı noktada bırakmadım, daha doğrusu bırakamadım. Nerede kesmeye kalksam, sanki eksik kalıyor gibi oluyordu ve içime sinmiyordu. Neyse, can alıcı noktada kalmadı diye yorum yapmayı bırakmayın sakın, sizin yorum ve oylarınız benim için besin gibi bir şey, diyetteyim sizin oylar ve yorumlarla besleniyorum :) bu güne kadar hiç etiket yapmadım ama bu bölümü, mesaj atarak ve mesajlarında heyecanını en içten şekilde yansıtıp, beni mutlu eden bir okuyucuma armağan etmek istiyorum NidaYildrm . Hepiniz çok değerlisiniz ve biz artık bir aile olduk. Sizi çok seviyorum, siz de beni çok sevin olur mu? :) Hepiniz yaradana emanetsiniz.

Keyifli okumalar...

Şimdi sıçtım...

Kaşlarım havada hala benden cevap bekleyen adama boş boş bakmaya devam ettim. Pis sırıtışı içimi kemirirken alaycı suratına karşılık bende tıpkı onun gibi bakıp

"Stanley?"

Kaşları anında inip, şaşkınca suratıma baktı.

"Stanley değil, Stefan" dedi.

"ahh her neyse Steve, benden ne istiyorsun?"

"Steve değil Stefan, ne isteyeceğim tabi ki kodları, hadi ama küçük hanım istediğimi ver de bu iş uzamasın artık."

"ne istiyorsun, Sung?"

"aptal mısın? Benimle oyun mu oynuyorsun?"

"oyun? Oyun yaşını geçtiğimizi sanıyorum"

"bana bak sürtük, bırak tatava yapmayı, istediğimi ver, bende bu iş uzamadan seni öldüreyim"

"beni, öldüreceksin?, bu kadar insanın içinde? Doğrumu duydum Stan?"

Karşımda bir buçuk metre boyunda, mavi gözlü, tepesi dökülmüş sarıya çalan saçlarıyla oturan adam, ayağa kalkıp tüm uçağa,

"arkadaşlar" diye seslendi aynı anda kadın, erkek tüm yüzler bize döndü,

"Melek hanıma herkes merhaba desin" dedi.

Ben şok, ben iptal, tüm uçak bana sıradan bir şeymiş gibi selam verdi. Sağ lopum korkuyla titrese de ben kuyruğu dik tutma taraftarıyım. Kırk küsür insan selam verdikten sonra adam yerine tekrar oturdu, sinirli ve telaşlıydım ama bunu onun bilmesine gerek yok. Çok eğleniyormuşum gibi yüksek sesle bir kahkaha attım.

Bu kahkayı o kadar çok uzattım ki, tek amacım hızla bir taraftan plan yapmaktı. Madem bu şerefsiz bu kadar cesur, ee o zaman bize de biraz cesaret lazım değil mi? eminim adam hayatta benim kadar, tuhaf davrananını görmemiştir.

"ya baksana Simon, sen nasıl bu kadar net Türkçe konuşabiliyorsun?"

"Simon değil, Stefan, ne demişler dostunu yakın tut, düşmanını daha da yakın, ben yirmi yıldır Türkiye de yaşıyorum, bu işi çözmeden de Amerika' ya dönmeye niyetim yok."

"bence de dönme, bak ne güzel Türk gibi olmuşsun, gel bir kelime-i şahadet getir, Müslüman ol, sevmişiz biz seni demek ki, bağrımıza bastığımıza göre"

"sen ajan olduğuna emin misin? Ben seni öldüreceğim diyorum, sen bana gel Müslüman ol falan diyorsun"

"sinir yok Sid, sakin ol sevdim ben seni"

"Stefan, Stefan benim adım Stefan, daha ismimi aklında tutamıyorsun, senin nasıl ajan yaptılar, ajan mısın soytarı mısın belli değil. Neyin kafası bu kızım, haplanıyormusun sen?"

BAZI GİZLİ SIRLAR (Hayatımın Kazası)(tamamlandı)Where stories live. Discover now