Kitap 1 - 34.Bölüm: Hain Albert Zau

4.6K 450 61
                                    

Bu bölüm AyeYavuz140 adlı kullanıcıya ithaf edilmiştir. Umarım yetiştirebilmişimdir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kısa sürede bütün düşmanlar kan içerisinde yere kapaklanmıştı. Albert Zau'nun dantianı yok olduğu için yerde bilinçsiz bir şekilde yatıyordu. Ağzından, kulaklarından, burnundan ve gözlerinde kan akıyordu. Eric, bomba gibi bir kahkaha attı ve yerde aciz bir şekilde yatan Albert'e bakarak konuşmaya başladı.

"Aptal herif, gerçekten bizi öldürebileceğini düşünüyordu."

Eric tekrar kahkaha attı ve etrafına bakmaya başladı. Birkaç asker yaralanmış olsada bütün düşmanlar yere serilmişti. Eric etrafı süzmeye devam ederken Aiden'in yanındaki 2 iri kurdu gördü. Kurtların auralarını hissettiği anda gözleri fal taşı gibi açılmıştı. "B... Bu kurtlar tanrı yaratıkları! Onların asil auraları karşısında kendimi çok aciz hissediyorum. Bu çocuk gerçek bir dahi! Seviyesini gizlemeyi bile başarmış!"

Eric bu manzara karşısında gerçekten çok şaşırmıştı. Tanrı yaratıkları çok nadir görülen büyülü yaratıklardı. Bu yaratıkların 1 tanesi bile binlerce büyülü yaratığı tek başına alt edebilirdi.

Eric, aklına takılan soruları bir kenara bıraktı ve Albert'ın saçlarından tutarak sürüklemeye başladı. Prenses, bu sırada çadırından çıkmıştı, yüzündeki büyük gülümsemesi ile etrafına süzüyordu. Eric, Albert Zau'yu prensesin önüne getirdi ve diz çöküp konuşmaya başladı.

"Görevimiz başarıyla tamamlandı prensesim. Hain Albert Zau başarılı bir şekilde yakalandı ve etkisiz hale getirildi. İsterseniz başkente dönebiliriz."

"Yaralıları iyileştirin birkaç saat içerisinde yola çıkacağız." prenses sakin bir şekilde çevresindeki askerleri süzmeye devam etti. 100 askerden sadece 10 tenesi yaralanmıştı. Bu yaralarda çok ciddi değildi.

Askerler, yaralıları iyileştirip hızlıca çadırları topladılar ve arabaya yüklediler. Tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra prenses imparator aracına bindi. Askerler, Albert Zau'yu sıkıca bağladıktan sonra farklı bir araca bindirdiler. Dantianı yok olduğu için normal bir insandan farkı kalmamıştı. Bu yüzden bir ipten bile kurtulamayacak kadar acizdi.

Herkes atlara bindikten sonra zaman kaybetmeden Nehantis şehrinin yolunu tuttular. Eric atıyla beraber Aiden'e yanaştıktan sonra meraklı ve heyecenlı bir tonda konuşmaya başladı.

"O tanrı yaratıklarını elde etmeyi nasıl başardın?"

Aiden, daha önce ustasından bu kurtların birer tanrı yaratığı olduğunu duymuştu. Onların ne kadar nadir ve güçlü olduklarını da biliyordu.

"Üzgünüm ama bunu açıklayamam. Lütfen bu konuda beni zorlamayın."

Eric, bu konuyu çok merak etsede Aiden'i zorlamayacaktı.

"Ben senden 2 alem yüksek olmama rağmen seviyeni gizlediğini fark edemedim. Mükemmel bir kılıç oyununa ve inanılmaz bir hıza sahipsin. Üstelik bir de 2 tane tanrı yaratığın var. Gerçekten arkaplanını çok merak ediyorum. Sen gerçek bir dahisin!

Ben, Kara Kuzgun birliğinden 7.takım Teğmenlerinden Kara Turna Eric! Seni yaşına göre elde ettiğin bu güçten dolayı Kara Kuzgun birliğine davet ediyorum. Birliğimize katılmak için çok zor bir sınavdan geçmen gerekiyor fakat senin gibi bir dahinin bu sınavı başarılı bir şekilde tamamlayacağına inanıyorum!"

Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin