Kitap 1 - 66.Bölüm: Frank Amca

4.1K 388 130
                                    

Bu bölüm ankee38 adlı okuyucuya ithaf edilmiştir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sim Hu, "Emredersiniz efendim!" diye karşılık verdikten sonra hızlı adımlarla toplantı salonunu terk etti.
Karto Yama, öfkeyle iç çekti ve kendi kendine konulştu.

"Bu sefer de iyi kurtuldun abi! Demek aptal yeğenimiz bir Omnia ha! Bu gerçekten ilginç olmaya başladı..."

*****

Ay en tepedeki yerini alırken Aiden, Hayat ağcının eteklerinden kasabayı süzüyordu. Kamp ateşinin yanına birçok çocuk kıvrılmış uyurken anne ve babaları, onların daha az üşümesi için çocuklarını kucaklıyorlardı. Aiden, bakışlarını Arel ve Aeos'a yöneltti. Aeos, ateşin yanında kıvrılıp uyurken Arel, onun hemen yanı başında bekliyordu.

"Seni ne olursa olsun koruyacağım Aeos!" Arel, kendi kendine kararlı bir tonda konuştuktan sonra kardeşinin saçlarını şefkatle okşadı. Kardeşini korumak pahasına, imparatoru bile karşısına alabilecek kadar cesarete sahipti. Aiden, beklenti dolu gözlerle Arel'e baktı. "Aeos, her ne kadar bir şifacı olsada bizim yolumuz karanlık ve kanlı. Bu yüzden senin birçok insan öldürmen gerekecek Arel. Buna gerçekten hazır mısın bilmiyorum. Fakat, içindeki saf öfkeyi ve karanlık enerjiyi hissedebiliyorum. Eğer bu öfkeni tetikleyebililirsen inanılmaz bir güç elde edebilirsin!" Aiden, düşünürken hemen arkasında Frank amcanın olduğundan haberi bile yoktu.

Frank amcanın yüzünde sinsi bir gülümseme vardı. Ayrıca keskin ve otoriter bakışlara sahipti. Sanki, avını gözüne kestiren bir kurt gibi Aiden'e ilgi dolu bir bakış attı. "Gücün hala yetersiz. Omnia Kai yeteneklerin, Huan yüzünden mühürlendi. Bu mührü kırmak tamamen senin elinde evlat. Karanlık Çağ yaklaşıyor! Bu yüzden yoldaşlara ihtiyacın var. Bu iki çocuk gerçekten tuhaf. Fakat, onlarda yeterli değil! Daha ne ile karşı karşıya olduğundan haberin bile yok Aiden!" Frank amca, umut dolu bir şekilde düşünürken Aiden, sakin bir şekilde arkasını döndü. Karşısında Frank amcayı görünce, gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "O, ne zamandan beri arkamda duruyordu? Onun varlığını hissedemedim bile!" Aiden, şaşkınlık içerisinde düşünürken yüzünde samimi bir ifadesi yer aldı.

"Üzgünüm Frank amca. Düşüncelere dalıp gitmişim, geldiğini fark edemedim." Aiden, mahcup bir ifadeyle kafasını kaşıdı. Frank amca, sadece samimi bir şekilde gülümsedi ve birkaç adım atıp Rumiza kasabasını süzmeye başladı.

Aiden, tekrardan bakışlarını Rumiza kasabasına yöneltti. Samimi bir gülümsemeyle Frank amcaya döndü ve kararlı bir tonda konuşmaya başladı. Her ne kadar ağız kısmını örten bir bez parçası olsada bakışlarından her şey belli oluyordu.

"Rumiza kasabasını tekrardan yaşanılabilir bir yer yapacağız Frank amca. Kasaba eskisi gibi olmayacak. On binlerce kişinin yaşadığı bir kasaba olacak. Bir kasaba olarak anılsada burayı bir şehir kadar geliştirip genişleteceğim..."

Frank amca, bomba gibi bir kahkaha savurduktan sonra sorgulayan gözlerle Aiden'e bakmaya başladı. Uzun bir süre, Rumiza kasabasında yaşamıştı. Buranın gelişmesini o da istiyordu. Fakat, bu gelişmeler için çok fazla altına ihtiyaç vardı.

"Evlat, bu kasabanın tekrardan onarılması için çok fazla miktarda altına ihtiyaç olacak. Ayrıca doyurman gereken 100 kişilik bir asker grubun ve kasaba halkı var. Peki sen bu kadar altına sahip misin?" Frank amca, meraklı bir tonda sordu. Haksız olduğuda söylenemezdi. Bu gelişmelerin her biri için yüklü miktarda altına ihtiyaç olacaktı. Frank amca, Aiden'in bu kadar altını nasıl elde edeceğini bilmiyordu.

Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]Where stories live. Discover now