Kitap 1 - 96.Bölüm: Öfkeli Kalabalık

3.2K 297 36
                                    

Miharbi, soğuk bir kahkaha savururken vahşi bir ses tonuyla söyledi. Yavaşça arkasını dönerken yüzünde şeytani bir gülümseme belirmişti. Bir kaplan gibi kükredikten sonra bir anda şekil değiştirerek devasa bir kaplana dönüştü ve Kuzey Riha Çöllerine doğru son süratle koşmaya başladı.

*****

Parlak Ay, tüm ihtişamıyla tepedeki yerini almıştı. Yıldızlar karanlık gökyüzünü muazzam bir şekilde süslüyordu. Nehantis şehrinde büyük bir kargaşa vardı. Gece yarısı olmasına rağmen insanlar sokaklarda ellerindeki kürekler, kazmalar, baltalar ve silah olarak kullanabilecekleri her türlü aletler ile birlikte imparatorluk sarayına doğru yürüyorlardı. Şehrin dört bir tarafından dumanlar yükseliyordu. Halk arasında, Ares Zed'in imparatorluğu sonsuza dek terk ettiği gibi bir söylenti dolaşıyordu. Bu yüzden halkın tedirginliği oldukça artmıştı. Söylentilere göre Ares Zed'in yokluğunu fırsat bilen komşu krallık ve imparatorluklar kısa sürede savaş hazırlığına tutuşmuşlardı. Ares, daha imparatorluktan 3 gün önce ayrılmış olsada karanlıklar ardında gizlenen Necromanger Tarikatı üyeleri kısa sürede halkı kışkırtmış ve bir ayaklanma başlatmışlardı. Bu söylentileri yayanlar da Necromanger Tarikatından başkası değildi.

Kalabalığım en ön saflarındaki çirkin suratlı bir adam elindeki baltayı havaya kaldırdı ve öfkeyle haykırdı. "İmparator Ares, bizim yok olmamıza göz yumdu! Biz soğuk günlerde evlerimize ekmek götürmek için çabalarken o, sıcacık odasına geçip şarabını içiyor ve sadece raporları okuyordu! Şimdi ise korkak bir köpek gibi bizi ölüme terk etti! Böyle bir kişi kesinlikle bizim imparatorumuz olamaz! Hadi dostlarım! Kontrolü elimize alma zamanı geldi!" adamın bağırmasıyla birlikte kalabalık, ellerindeki kesici aletleri havaya kaldırdı ve her taraftan savaş nidaları yükselmeye başladı. Kalabalık imparatorluk sarayına doğru ilerlerken halkı daha da kışkırtan adam sinsice gülümsedi.

"Gerçekten de çok aptallar. Sadece birkaç cümleyle akıllarını karıştırıp onları yaşadıkları bu imparatorluğa karşı kışkırtmayı başardım. Eğer Nehantis şehri kısa sürede düşerse, Tarikat beni kesinlikle ödüllendirecektir." adam kendi kendine konuştuktan sonra tekrardan öfkeli bir yüz ifadesiyle halkı kışkırtmaya devam ediyordu. Necromanger Tarikatının piyonlarından biri olsada gerçekten iyi bir iş çıkarmıştı. Halkı bu kadar kısa sürede kışkırtıp onları bağlı oldukları bu imparatorluğa karşı öfkelendirmek oldukça zor bir işti. Fakat bu adam, sadece 3 gün gibi kısa bir sürede bunu başarmıştı.

Bu sırada imparatorluk sarayının çevresinde küçük bir ordu sarayı korumak için dizilmişlerdi. Kalkanlarını ve kılıçlarını kuşanırken kalabalık yavaş yavaş onlara doğru yaklaşıyordu. Askerlerin sayıları daha az olsada daha iyi donatılmışlardı. Üstüne üstlük sıradan halktan daha tecrübelilerdi. Ayrıca halkın büyük çoğunluğu yetişimci bile değildi. Fakat, Necromanger Tarikatı zaten onları askeri güç olarak kullanmayacaktı...

Askerler korkusuz gözlerle kalabalığı süzerken sarayın kapısı yavaşça aralandı ve İmparator Ares Zed'in sağ kolu olan Wei Mu yavaşça dışarı çıktı. Yanında bakanlar, generaller ve birkaç aristokrat ailenin lideri vardı. Soyluların büyük çoğunluğu Ares Zed'in imparatorluğu terk ettiğini duyunca hemen imparatorluktan ayrılmak için hazırlıklara başlamıştı. Sadece imparatorluğa gerçekten bağlı olan birkaç aristokrat aile ayaklanmayı bastırmak için burada kalmıştı.

Wei Mu, endişeli gözlerle öfkeli kalabalığı süzdü ve birkaç adım attıktan sonra enerjisi ses tellerine aktardı. Derin bir nefes aldıktan sonra otoriter ve baskıcı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Ben İmparator Ares Zed'in sağ kolu Wei Mu! İmparatorumuz Ares Zed, birkaç gün önce önemli bir nedenden ötürü kısa bir süreliğine imparatorluğu terk etmek zorunda kaldı. Sizler ise birkaç aptalın yaydığı söylentilere kanarak isyan etmeye cürret ettiniz! Sizlere bir soru sormak istiyorum. Yetişimci bile olmayan sizler, imparatorluk askerlerini hangi güçle aşmayı düşünüyorsunuz? Bir şekilde askerleri geçtiğinizi varsaysak bile ben ve bu dostlarımı yenmeye hangi birinizin gücü yetebilir? Ayrıca buraya doğru gelen büyük bir Kara Kuzgun ordusu var! Yani bu isyan ölüme yürümekten farksız! Lütfen geri adım atın! Sizleri öldürmek istemiyoruz! Bazı aptal köpeklerin dediklerine inanarak, sizlere hoşgörülü davranan bu imparatorluğa karşı isyan etmeye kalkıştınız! İmparator Ares Zed geri döndüğünde, gerçekten bu ayaklanmaya tepkisiz kalacağını mı düşündünüz?" Wei Mu'nun otoriter ve öfkeli sesi tüm şehirde duyulmuştu. Wei Mu bile İmparator Ares'in ne zaman döneceğini bilmiyordu. Hatta Ares'in dönüp dönebileceğinden bile emin değildi. Sadece kalabalığı bastırmak ve korkutarak geri adım atmalarını sağlamak için yalan söylemişti.

Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]Where stories live. Discover now