Kitap 1 - 90.Bölüm: Suikast

3.1K 313 34
                                    

"Hey koca oğlan, biraz yavaşlayamaz mısın?" Bei'nin sesini işiten Rebius, son süratle ilerlerken çatal dilini çıkartıp gülümsedi ve alaycı bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Çığlık atmayı bırak ve sıkı tutun çocuk! Daha da hızlanıyorum!"

*****

Ela, yavaş adımlarla revire girdi ve yatakta bilinçsiz bir şekikde yatan Yuna'nın yanına oturdu. Elinin tersiyle gözünden akan bir damla yaşı sildi. Yuna'nın saçlarını okşarken düşünceli olduğu her halinden belliydi. "İmparator Ares, neden durduk yere ortadan kayboldu ki?" Ela, kendi kendine sordu. Son birkaç yılda Samu klanı dışında kendine yeni bir aile edinmişti. Yuna onun için çok değerli bir dosttu. Daha önemlisi bir kardeşti. Ela, birkaç yıl öncesine kadar çokta güçlü değildi. Fakat, Mavi Ejder Akademisine katıldıktan sonra bir göreve çıkmış ve geri döndüğünde sanki bambaşka biri haline gelmişti. Daha olgun ve daha güçlü, genç bir kız olmuştu. Gerçek potansiyelini uyandırmış gibiydi.

Mavi Ejder Akademisine katıldığı sırada kimse ondan fazla bir şey beklemiyordu. Hatta birkaç kişi dışında onun ismini bile bilen kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. Ela, görevden döndükten sonra kısa sürede güçlenerek çekirdek öğrenciler arasına katılmış ve bu sırada Prenses Yuna ile çok iyi bir arkadaşlık kurmuşlardı. Onun gücünün kaynağı pek bilinmesede onun bu genç yaşta Yeryüzü alemine ulaştığı düşünülüyordu. Birçok kişi onun görev sırasında özel bir hazine bulduğunu söylüyordu. Üstüne üstlük birkaç ay öncede Büyü Şövalyesi olduğu ortaya çıkmıştı. Ela kimliğini gizliyordu. Yakın dostları ve ailesi dışında pek fazla kişi Ela'nın Gölge Süvarisi olduğunu bilmiyordu. Fakat, neredeyse tüm imparatorluk bir Gölge Süvarisinin ortaya çıktığını biliyordu.

Büyü Şövalyelesi, çok nadir bir yetenekti. Gölge Süvarisi ise Büyü Şövalyesi yeteneği arasında bile en nadir olanlardandı. Birkaç asırda bir ortaya çıkan bu yetenek, yetişimciye gölgeleri hükmetme şansı veriyordu. Fakat, bu yetenekte gelişim gösrermek oldukça zordu. Ancak seçilmiş olan kişi bu yetenekte zirveye ulaşabilirdi.

Ela, derin bir iç çekip düşünmeye devam ederken Yuna, bir anda derin bir nefes alarak uyandı. Boncuk bonvuk terliyordu. Gözleri korku ve endişeyle büyümüştü. "Aiden Chei!" Yuna, istemsiz bir şekilde haykırdı. Ela, şaşkın ve sorgulayan bir yüz ifadesiyle Yuna'ya bakmaya başladı. "Hey Yuna. Ne saçmalıyorsun sen! Umarım hiç görmediğin birini rüyanda görmemişsindir, öyle değil mi? Yoksa ona karşı tuhaf hisler mi besliyorsun!" Ela, hafif kıskanç ve sert bir tonda söyledi. Yanaklarının kızarmasına engel olamamıştı. Yuna, Ela'ya aldırış etmeden kendini toparladı ve ciddi bir yüz ifadesiyle Ela'ya döndü. "O, seni almaya gelecek! Gölge Süvarisini almaya geliyor! Babam onun özel olduğunu söyledi..." Yuna, heyecanla konuşmaya devam ederken Ela'nın gözleri şaşkınlıkla büyümüştü. Yanakları daha da kızarmaya başlamıştı. "B... Beni mi?" Ela, heyecanla söyledi. Kalbi istemsiz bir şekilde hızlanmaya başlamıştı.

Tam bu sırada içeri genç bir kadın girdi. Ela, heyecanını ve şaşkınlığını bir anda üzerinden atmıştı. Sanki bambaşka bir kişiliğe bürünmüştü. Ciddi bir yüz ifadesiyle bakışlarını genç kadına yöneltti. "Onun geldiğini bile hissedemedim!" Ela, kendi kendine şaşkınlıkla söyledi. Sorgulayan bakışlarla kadına bakarken yavaşça ayağa kalktı. "Kimsin sen! Yaşlı Mu nerde?" Ela, meraklı aynı zamanda sert bir tonda söyledi. Kadın sinsi bakışlarını yavşça Ela'ya yöneltti. Beline kadar uzanan siyah saçları ve kusursuz fiziği ile Ela kadar olmasada güzel bir kadındı.

Kadın, hafifçe gülümsedi ve birkaç adım atarak konuşmaya başladı. "Ben Yaşlı Mu'nun çırağıyım. O, çok yorulduğu için biraz uyumaya gitti. Ben de hastamız Prenses Yuna'yı kontrol etmeye gelmiştim." kadın sakin bir ses tonıyla konuşurken ilgi dolu bakışlarını Yuna'ya döndürmüştü. Yuna, elinin tersiyle alnındaki terleri silerken sorgulayan bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Yaşlı Mu'nun bir çırağı yok ki!" Yuna'nın konuşmasıyla birlikte kadın hafifçe gülümsedi. Ellerini yavaşça arkasına götürürken Ela, Yuna'ya bir bakış attı ve tekrardan kadına döndü. Kadının boynundaki dövmeyi gördüğü anda gözleri şaşkınlıkla büyümüştü. Kadının boynunda kendini yiyen bir yılan sembolü vardı.

Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]Where stories live. Discover now