Kitap 1 - 81.Bölüm: Eski Dostlar [2]

3.3K 356 112
                                    

Bir anda toprak yarıldı ve bembeyaz pullara sahip devasa bir yılan dehşet verici bedeniyle birlikte gökyüzüne doğru yükselmeye başladı. Haku, ciddi bir yüz ifadesiyle yılana bakarken içini küçük bir korku sarmıştı.

"Kahretsin! Gerçekten güçlü görünüyor!"

Yılanın dehşet verici baskısı, Haku'nun bir ağız dolusu kan kusmasına yetmişti. Yılan tüm ihtişamıyla Haku'nun karşısında dururken mağaranın içerisinden Bei, telaşlı bir şekilde atıldı. Bei'nin elinde, Haku'nun kılıcı ile birebir aynı bir kılıç, tüm ihtişamıyla duruyordu. Bei, bembayaz pullara sahip devasa yılanı gördüğünde yüzünü ekşitmeden edemedi. Yılanın baakısıyla birlikte çok geçmeden o da Haku gibi bir ağız dolusu kan kusmuştu. Yılan çatal dilini çıkartıp öfkeyle tısladı ve konuşmaya başladı. "Aiden Chei nerede!" Devasa yılanı öfke dolu gözlerle ikiliye bakarken aurasını birkaç kat daha arttırdı.

Bei ve Haku, auranın muazzam baskısı ile birlikte yavaşça dizlerinin üzerine çöktü. "Şimdi olmaz! Buraya kadar gelip onu bulduktan sonra pes edemem! Lanet olsun! Bu yılan gerçekten çok güçlü!" Haku, kendi kendine sitem ederken Bei, bakışlarını devasa yılana çevirdi.
Her ne kadar auranın inanılmaz baskısı yüzünden neredeyse bilincini kaybedecek durumda olsada gözleri cesaret ve irade doluydu. Bir büyülü yaratığın konuşması, onun ya bir tanrı yaratığı soyundan geldiğini ya da neredeyse imparator aleminde olduğunu gösteriyordu. Bu yüzden yılanın konuşmasıyla birlikte Bei ve Haku, içten içe tedirginleşmeye başlamışlardı. Yılanın onlardan zaten birkaç kat daha güçlü olduğunu anlamışlardı. Fakat, bu pes edecekleri anlamına gelmiyordu. Bei, dişlerini sıktı ve kılıcından destek alarak yavaşça ayağa kalktı. "Bu seni ilgilendirmez aptal yılan!" Bei, kudretle haykırdı ve Haku'ya bir bakış attı.

Haku, başını onaylar bir şekilde salladıktan sonra kılıcından destek alarak ayağa kalktı. "Burdan uzaklaşsan iyi edersin lanetli yılan! Yoksa sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaksın! Seni bir daha uyarmayacağım!" Haku'nun konuşmasıyla birlikte devasa yılan, daha da öfkelenmeye başlamıştı. Gözleri yavaş yavaş kararmaya başlarken kudretli bir ses tonuyla tekrardan konuşmaya başladı.

"Size bir soru sordum! Aiden Chei nerede? Eğer cevap vermezseniz sizi öldürmekten hiç çekinmem!" Yılan, öfkeyle haykırdıktan sonra sert bakışlarını, Bei ve Haku'ya dikti. Bei, Haku'ya bir bakış attıktan sonra bakışlarını tekrardan yılana döndürdü. Hafifçe gülümserken Yeryüzü alemi aurasını yavaşça serbest bırakmaya başlamıştı. Kılıcını kaldırdı ve yüzünde şeytani bir gülümsemeyle birlikte kudretle haykırdı. "Toprak Kilit Formasyonu!"

Aynı anda Bei ve Haku, kılıçlarını toprağa sapladı. Yeryüzü bir anda sarsılmaya başlamıştı. Bei ve Haku'nun gözleri mor bir ışıkla parıldıyordu. Yılan öfkeli gözlerle ikiliye bakarken içten içe meraklanmıştı. "Bu 2 genç neden bana bu kadar tanıdık geliyor? Sanki onları daha önce bir yerde görmüş gibiyim. Çok ilginç! Ayrıca bu aura... Onun aurası ile neredeyse aynı!" beyaz yılan, kendi kendine merakla konuşurken ilgi dolu gözlerle Bei ve Haku'yu izliyordu.

Birkaç saniye sonra Bei ve Haku'nun gözleri inanılmaz bir şekilde parlamaya başlamıştı. Haku bir savaş narası attığı anda topraktan birkaç sütün yükselmeye başlamıştı. Topraktan oluşan sütünlar her an parçalanacakmış gibi duruyordu. Fakat, aynı zamanda sanki hiç bir güç onlara en ufak bir çizik bile atamayacakmış gibi bir his yayıyorlardı. Sütünlar yükselmeye devam ederken devasa yılanı neredeyse kıstırmıştı.

Birkaç saniye sonra yılanın etrafı tamamen sütünlar ile sarmalanmıştı. Gökyüzü bile sütünlar yüzünden görünmüyordu. Yılanın dışarı çıkabileceği hiçbir yer kalmamıştı. Devasa yılan bakışlarını sütünlara çevirdi ve küçümseyici bir tonda çatal dilini çıkartarak konuşmaya başladı. "Bu toprak parçalarının beni gerçekten tutabileceğini mi sanıyorsunuz?"

Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]Where stories live. Discover now