Kitap 1 - 49.Bölüm: Düello [1]

4.2K 437 46
                                    

Bu bölüm YunusKurnaz adlı kullanıcıya ithaf edilmiştir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Madalyonlar geçidin önüne geldikten sonra inanılmaz bir hızla dönmeye başladılar. Kara bulutlar bile dağılmaya başlamıştı. Kadim ruh yüzünü ekşitti ve, "Gücümüz yetersiz! Aynı zamanda bu gezegen çok zayıf! Eğer usta buraya gelirse gezegen parçalara ayrılıp yok olur..." dedi.

1 hafta önce...

Devasa bir yer altı şehrinde, büyük bir taş masaya oturmuş 12 kişi vardı. Masanın üzerinde 2 adet kolye bulunuyordu. "Elimizde 2 kolye var. Geri kalan 10 kolyenin 4 tanesi Mavi Ejder İmparatorluğu arazisinde. Diğer 6 kolye ise Kuzey Riha Çöllerinde, yani Yeşim Bulut Kıtasındaki Beyaz Kaplan İmparatorluğu arazisinde. Eğer onlarıda ele geçirmeyi başarırsak Lordumuzu ve iblis ordusunu 100 yıl içerisinde kurtarabiliriz. Tarikat üyelerine hazırlanmlarını söyleyin. İlk olarak Mavi ejder İmparparatorluğunu kuşatacağız! 4 kolyeyide ele geçirdikten sonra geri çekileceğiz. Sonraki hedefimiz Kuzey Riha Çölü olacak! Rimuza kasabasını sana bırakıyoruz Huan." beyaz sakallı, ihtiyar adam Huan'a bakarak söyledi. Huan ve masadaki 10 ihtiyar kafasını onaylar bir şekilde salladı. Onlar Necromanger tarikatının 12 yüce yöneticileriydiler.

Aiden, madalyonunu aldı ve 7.takımın arazisine döndü. Şuanda kendi bölüğünde Çavuş Kargada dahil olmak üzere hepsinden güçlüydü. Hatta bir Komutanı bile yenebilirdi. Bu yüzden artık rütbesini arttırmak için bir Generale meydan okumak istiyordu. Ne de olsa rütbe ne kadar artarsa kaynakta bir o kadar artıyordu. Aiden, şuanda sıradan bir askerdi. Buna rağmem aylık 10 kırmızı altın maaş alıyordu. Bu bir savaşçı için güzel bir maaş olsada Aiden, bir büyücüydü. Aynı zamanda bir simyacı. Bu yüzden daha fazla kaynağa ihtiyacı vardı.

Bir süre yürüdükten sonra büyük bir konağın önünde durdu. "Ben Kara Ölüm! Size meydan okuyorum General Kara Timsah!" Aiden'in kükremesi tüm 7.takımda duyulmuştu. Herkes General Kara Timsahı tanıyordu. O tam bir canavardı. Sayılmayacak kadar çok insan öldürmüştü. Masum olup olmadıkları onun umrunda bile değildi. Sadece istediği için öldürmüştü. O, Generaller arasındaki en acımasız olanıydı. Neredeyse 10 yıla yakın bir süredir hiç kimse ona meydan okumaya cürret edemiyordu.

Konağın kapısından orta yaşlı, siyah gözlü, yakışıklı bir adam çıktı. Adamın bakışları sert ve acımasızdı. Küçümseyici bakışlarla Aiden'i süzdü.
"Demek sensin! Bana meydan okumaya cürret mi ediyorsun?" Kara Timsah sakince sordu. Kara Ölüm ismini duymuştu. O daha yeni ismini hak etmiş bir çaylaktı. Onun tam bir aptal olduğunu düşünüyordu.

"Sizinle kozlarımı paylaşmak isterim General Kara Timsah!" Aiden, kararlılıkla haykırdı. Aiden, Gücünün sınırlarını tam olarak bilmiyordu. Bu yüzden bir komutana değilde Generaller arasında en acımasız olan Kara Timsaha meydan okumuştu. "Demek ölmek istiyorsun Kara Ölüm! Mavi irade gücünü uyandırdığını duymuştum. Eğer seni öldürürsem Kaptan Kara Aslan beni parçalar." Kara Timsah alaycı bir tonda söyledi.

Aiden, bomba gibi bir kahkaha attı ve, "Yani benimle savaşamayacak kadar korktuğunuzu söyliyorsunuz!" dedi.

"Demek gerçekten ölmek istiyorsun aptal çocuk! Bunu sen istedin, meydan okumanı kabul ediyorum!" Kara Timsah öfkeyle kükredi. Bu sırada konağın çevresine toplanmış onlarca kişi bu sahneyi izliyordu.

"Bu çocuk gerçekten aptal! General Kara Timsaha meydan okudu, aynı zamanda ona hakaret etmeye cürret etti. Kesinlikle ölecek!" mavi gözlü, çirkin suratlı bir adam umutsuzca söyledi. Uzun zamandır Kara Kuzgun birliğindeydi. Kara Timsahın ne kadar acımasız birisi olduğunu sol elini kaybettikten sonra anlamıştı...

Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]Where stories live. Discover now