Kitap 1 - 72.Bölüm: Beyaz Bulut Rebius

3.6K 382 62
                                    

Bu bölüm emreuur5 adlı okuyucuya ithaf edilmiştir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Aiden'in yüzündeki maske ve üzerindeki kumaş, yavaşça yok olurken gözlerinde büyük bir öfke ve nefret belirmişti. Bir kez daha Necromangerlere lanet okurken kararlı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Seninle Ruh Antlaşması yapmak istiyorum."

Aiden'in konuşmasıyla birlikte yılan, şaşkınlıkla kafasını kaldırdı. Gözleri, fal taşı gibi açılmıştı. Ölmeyi beklerken böyle bir teklifin gelmesini hiç beklemiyordu.

"Ruh Antlaşması mı?" Yılan, sorgulayıcı bir ses tonuyla sordu. Gözlerinde küçükte olsa bir umut ışığı parlamıştı. Ölümü çoktan kabullenmişti. Fakat, yaşamak için bir fırsatı vardı. Bu fırsatı kaçıracak kadar da aptal bir yaratık değildi.

Ruh Antlaşması, 2 kişi arasında yapılan sarsılmaz bir antlaşmaydı. 2 kişi, ruhlarını öne sürerek belirlenen şartlar altında bir antlaşma yapıyorlardı. Ruhları bu şartlar altında mühürlenen 2 kişiden birisi ölmediği sürece bu antlaşma bozulamazdı. Eğer bir kişi bu şartlara uymayıp antlaşmayı bozarsa, onun ruhu yavaş yavaş yok oluyordu. Tarih boyunca birçok imparatorluğun kullandığı bu antlaşma, yüzlerce yıldır kullanılmayan bir yöntemdi. Aiden, yılana sakin bir şekilde bakmaya başladı. Ağzından çıkacak birkaç kelime yılanın hayatını etkileyebilirdi.

"Dediğim gibi yılan, seninle Ruh Antlaşması yapmak istiyorum. Sadece bir şartım var. Eğer bunu kabul edersen hayatta kalmana izin verebilirim." Aiden, otoriter ve tehditkar bir ses tonuyla konuştu.

Yılan, gururlu ve onurlu bir yaratıktı. Binlerce yıllık hayatı boyunca, Tyhu'dan başka kimseye boyun eğmemişti. Fakat, şuanda hayatı söz konusuydu. Aiden'in üstünlüğünü kabul etmekten başka çaresi yoktu. Fakat, onca yıllık gurur ve onurunu kenara atıp Aiden'in emirlerini yerine getiren bir piyon olmaktansa ölmeyi tercih ederdi. Bu yüzden ilk olarak Aiden'in öne sürdüğü şartı dinlemek ve buna göre karar vermek istiyordu.

"Seni dinliyorum çocuk. Fakat, eğer emrine girecek bir piyon olmamı istiyeceksen cevabım, kesinlikle hayır olacak!" yılan, gurur ve kararlı bir tonda söyledi. Emir almaktan nefret eden bir yaratıktı. Hatta ruh ortağı olan Tyhu bile ona emir vermek yerine rica ederdi. Aiden, yüzünde büyük bir gülümsemeyle birlikte temiz ve mavi renkli bir bez çıkardı ve ağız kısmını örttü. Saçlarıyla sol gözünü gizledikten sonra üzerine her zamanki cübbesini geçirdi. Yılana beklenti dolu bir bakış attıktan sonra sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Şartımı söylemeden önce, bana ismini söyleyebilir misin yılan? Sana ismin ile hitap etmek istiyorum. Bu gergin havadan pek hoşlanmadım. Aramızdaki soğuk buzları biraz da olsa eriteceğimizi düşünüyorum." Aiden, samimi bir ses tonuyla konuştu. Yılan şaşırmadan edememişti. Daha birkaç dakika önce ölümüne bir mücadeleye tutuştuğu bu kişi, şimdi bu gergin havayı yok etmek ve aradaki sağuk buzları eritmek istediğini söylüyordu. Yılana daha önce sadece ruh ortağı Tyhu, ismi ile hitap ediyordu. Diğer Kutsal Yöneticiler her ne kadar yılandan birkaç kat daha güçlü olsada ona saygı duyuyorlardı. Fakat, daha önce Tyhu dışında hiçbir insan ona ismini sormamıştı.

Yılan, şaşkınlığını bir kenara bıraktı ve sorgulayıcı bakışlarla Aiden'e bakmaya başladı. "İsmimi öğrenmen bir şeyi değiştirmeyecek çocuk. Ayrıca birisinin ismini sormadan önce kendini tanıtman gerekiyor." Yılan, ilgisiz bir tavırda konuştu. Zaten Aiden'in onu öldüreceğini düşünüyordu. Fakat Aiden'in, aradaki soğuk buzları neden eritmek istediğini anlayamıyordu.

Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]Where stories live. Discover now