Kitap 1 - 46.Bölüm: Sugi Kasabası [1]

4.3K 424 42
                                    

Bu bölüm HasanArc6 adlı kullanıcıya ithaf edilmiştir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bu sırada Karga, kendi kendine düşünüyordu. "Sanki hiç enerji kullanmıyor gibiydi. Sanki normal bir ölümlüden farkı yoktu. Nasıl o kadar hızlı hateket etti? O konuşana kadar onun Sarı Kumun arkasında olduğunu göremedim. Ayrıca o kılıçlar da çok tuhaftı..."

Aiden lotus pozisyonunu aldı. "Usta ruh yeteneği de ne oluyor?" meraklı bir ses tonuyla ustasına sordu. "Ruh yetenekleri, bir yetişimcinin karakterini yansıtır. Eğer ruhunla bir olmayı başarabilirsen ruh yeteneğini uyandırabilirsin. Ancak ruhunla bir olabilmek için en az Bilge aleminde olman gerekiyor. Şimdilik bunları düşünme." kadim ruh sakince söyledi. Aiden kafasını salladıktan sonra bir simya kitabı çıkardı. Yeşil ciltli kitabın kapağında 'Formüller ve Tepkimeler' yazıyordu. Yatağa uzandı ve kitabı okumaya başladı.

Zaman hızlıca akıp geçmişti. Kızıl Güneş, tüm ihtişamıyla yavaş yavaş yükseliyordu. Kara Kuzgun birliği için gün çoktan başlamıştı. Aiden, hemen yatağından kalktı ve üzerini değiştirip siyah cübbesini üzerine geçirdi. Kahvaltı yaptıktan sonra boyutsal çantasını alıp hemen kulübeden çıktı. Bölüğün 9 üyesi çoktan sıraya geçip Çavuş Kargayı beklemeye başlamıştı. Aiden, sakin adımlarla sıraya geçti.

Sağ tarafındaki Sarı Kum, Aiden'e sert bir bakış atmıştı. Kılıç yarasını sarmış olsada ruh yeteneğini uyandırdığı zaman hasar aldığı için ruhuyla bağlantı kuramıyordu. Aldığı hasar yüzünden ruhuda yaralanmıştı. Bu yüzden 1 ay boyunca meditasyon yaparak ruhunu yenilemesi gerekiyordu. Bu bir yetişimci için kısa bir süre olsada Sarı Kum, aynı zamanda bir askerdi. Bir asker için 1 aylık bir süre çok önemliydi. Sürekli antrenman yapması gerekiyordu.

Çavuş Karganın geldiğini gören 10 kişi hafifçe eğilip aynı anda selam verdiler. "Çavuş Kargayı saygıyla selamlıyoruz!"

Karga gülümseyerek 10 kişiyi dikkatlice süzdü. "Güzel, hepiniz görev için hazırsınız. Üstçavuşun verdiği bilgilere göre, Akuba ormanlarının batısında yer alan Sugi kasabasındaki yerli halk, dün gece katledilmiş. Bizim görevimiz ise Sugi kasabasını araştırmak ve bu katliamı kimlerin yaptığını tespit etmek. Aynı zamanda hayatta kalanları Nehantis şehrine getireceğiz. Hadi yola çıkıyoruz!"
Karga görevi anlattıktan sonra arkasını dönüp yürümeye başladı. 10 kişi hızlı adımlarla Çavuşu takip ediyorlardı. Kara Kuzgun binasının yanından geçip devasa bir kayanın önünde durdular. Kayada birçok sembol ve desen vardı. Kayanın önünde ise 50 kişinin rahatlıkla sığabileceği bir çember bulunuyordu.

Karga, cübbesinden kızıl madalyonunu çıkardı ve Aiden'e bakıp konuşmaya başladı. "İyi izle çaylak. Bu kaya 4.takım kaptanı tarafından oluşturulmuş bir formasyondur. Kara Kuzgun madalyonu sayesinde merkezden ayrılarak istediğin girişte ortaya çıkabilirsin. Şimdi çemberin içerisine girin."

10 kişi çemberin içerisine girdikten sonra Karga, madalyonu kayanın üzerindeki boşluğa yerleştirdi. "Kara Kuzgun madalyonu, Hakikat şelalesi!" Karga haykırdığı anda madalyon parlak bir ışık saçmaya başladı. Aynı anda çemberin içerisindeki 11 kişi Hakikat şelalesinin altındaki mağarada ortaya çıktı.

Karga, madalyonunu tekrar cübbesine koydu ve "Beni takip edin, yolumuz çok uzun değil." dedi. Şelalenin altından ve gölün üzerinden geçerek ormana ulaşmışlardı. Batıya doğru 1 saatlik bir yürüyüşün ardından Sugi kasabası görüş açılarına girmişti.. "Bu... Buraya ne olmuş böyle!" Aiden şaşkınlıkla haykırdı.

Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon