Kitap 1 - 68.Bölüm: Gizemli Mezar [1]

3.9K 382 72
                                    

Bu bölüm Mehmetz547 adlı okuyucuya ithaf edilmiştir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Frank amcanın gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "8 Kollu Yıldız mı? O, demek bu boyutta ha! Onu yanımıza alabilirsek gerçekten bu savaşta büyük bir kozumuz olabilir! Bu muazzam!" Frank amca şaşkınlıkla haykırdı. Belki 8 Kollu Yıldız, savaşın seyrini değiştirebilirdi.

*****

Aiden, sarmaşıklardan kurtuldu ve mücevherlerin loş bir ışıkla aydınlattığı koridorda yürümeye başladı. Bu koridor, kolyeyi almak için girdiği yer ile tamamen farklıydı. Aiden, 1 hafta önce kasabanın onarımı başladığı sırada tekrardan mezara bir göz atmak için buraya gelmişti. Fakat, buranın aslında bir mezardan çok labirent olduğunu kısa sürede anlamıştı. Her girdiğinde farklı bir noktada ortaya çıkıyordu. Sanki mezar, sürekli hareket halinde olan bir labirent gibiydi.

Koridorun dört bir tarafında, büyü teknolojisi ile yapılmış meşaleler vardı. Meşaleler sanki belli bir düzen ve uyum içerisinde sıralanmış gibilerdi. Ayrıca normalden daha fazla ışık ve daha fazla ısı yayıyorlardı. Aiden, meşaleler ile arasındaki mesafeye dikkat ediyordu. Her ne kadar Yeryüzü aleminin zirvesinde olsada, bu meşalelerden yayılan ısı gerçekten çok yüksekti. Meşalelerin ısıları yüksek olmasına rağmen Aiden'e zarar vermekten çok uzaktı. Fakat, temkinli olmaktan zarar gelmezdi.

Aiden, yürümeye devam ederken bir anda üzerine bastığı kaya içeri göçtü ve bir mekanizmayı harekete geçirdi. Aiden, dikkatli bir şekilde ayağını kayadan kaldırdığı anda meşaleler sırayla sönmeye başladı. "Neler oluyor?" Aiden, telaşla söyledi ve çevresini kontrol etmeye başladı. Ruhsal algısını bir nedenden dolayı serbest bırakamıyordu. Mekanizma sesleri durduğu anda Aiden, bir saldırının olmasını bekliyordu. Fakat, hiçbir şey olmamıştı. Sadece koridor, bir santim önünü bile görmeyecek kadar kararmıştı.

Aiden, elini kaldırdı ve basit bir ateş büyüsüyle elinde küçük bir alev topu oluşturdu. Çevresine baktığında gözleri şaşkınlıkla büyümüştü. Daha birkaç saniye önce bulunduğu koridor, sanki hiç var olmamış gibi yok olmuştu. Aiden'in etrafında duvarlar olması gerekirken, karanlıktan başka hiçbir şey yoktu. Aiden, her ne kadar küçük bir alev topu oluşturmuş olsada karanlıkta alev topu, sanki hiç ışık yaymıyormuş gibiydi. "Burasıda neresi?" Aiden, merak aynı zamanda telaş içerisinde kendi kendine sordu.

Aiden, karanlığın sınırlarını görmek için alev topunu ileri doğru fırlattı. Alev topu, hiçbir engele takılmadan hızla ilerlerliyordu. Birkaç saniye sonra alev topu küçük bir noktadan farklı değildi. Alev Topu biraz daha ilerledikten sonra görülmeyecek kadar küçüldü ve hiçliğe karıştı. "Ne yani buranın bir sınırı yok mu?" Aiden, şaşkınlıkla söyledi. Alev topunun bir engele takılmasını beklerken hiçbir şey olmamıştı.

Temkinli adımlarla karanlıkta ilerlemeye başladı. Nereye gideceğini bilmiyordu. Ne bir santim ötesini görüyordu ne de ruhsal algısını serbest bırakabiliyordu. Adımlarını hızlandırdı ve karanlıkta ilerlemeye devam etti. Zaman kavramını kaybetmeye başlamıştı. Aiden, farkında olmasada dış dünyada 1 gün geçmişti bile. Aiden, hala yürümeye devam ediyordu.

Gözlerindeki yaşam ışığı sanki sönmüş gibiydi. Tamamen bilinçsiz bir şekilde hareket ediyordu. Aiden, bir anda durdu ve kafasını iki yana salladı. Sanki kendine gelmiş gibi bir anda derin bir nefes aldı. "Ne yapıyorum ben? Bu karanlık zihnimi ele geçiriyor gibi!" Aiden, sert aynı zamanda çaresiz bir tonda söyledi. Sanki, her geçen saniye bedeninin kontrolünü kaybediyordu. Aiden, zemine oturdu ve lotus pozisyonunu aldı. Zihnini tamamen stabil hale getirdikten sonra sakince düşünmeye başladı.

Ölümsüz Kral - Kitap 1: Santara'nın Çırakları [✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin