24. Aşk

104 9 3
                                    

Bölüm bir miktar sıcaklık(!) barındırmaktadır.

~Dünya

Defne, şirket kapısından girecekken güvenlik tarafından durdurulmuştu. Şaşkın bakışlarını karşısındaki yapılı adama dikti. Jungkook'un sevgilisiydi o, nasıl içeri alınmazdı?

"Jungkook'u görmeye geldim. Geçen sefer onunla birlikte gelmiştik." dedi bir çırpıda. Sevgilisi olduğunu söylemekten son anda vazgeçmişti.

"Sizi tanımıyorum. İçeri almam mümkün değil." Defne gözlerini devirdi telefonunu çıkarırken.

Jungkook'u aradı. Telefon meşgule atıldığında sabırsızlanmıştı. Bir kez daha aradı, bir kez daha. Sonunda Jungkook'un sesini duyabilmişti ancak ses tonu umduğu gibi değildi.

"Ne var?" diye bağırdı Jungkook telefonun diğer ucundan. "Meşgule atıyorsam bir sebebi vardır değil mi Defne?"

Aldığı sert tepkiye ne karşılık vereceğini bilemedi. Gözleri uzaktaki güvenlik görevlisini bulurken aklına şeytani bir fikir gelmişti bile. Ses tonunu kıstı.

"Kapıdayım. Güvenlik..." Bir kez hıçkırdı. "Beni sertçe itti ve içeri almadı Kook. Sözüme de inanmıyor. Onun yüzünden düşüp bileğimi burktum."

Jungkook böyle bir şeye ihtimal vermezdi normalde, özellikle öğrendiklerinden sonra onun sözü asla güvenilir gelmiyordu. Ancak sabahki olayın üzerine Defne'yi görmeden evden çıkıp gitmişti ve vicdanı inanılmaz rahatsız hissettiriyordu. Asansöre binerken daha çok yiyebileceği azarı düşündü. Çalıp duran telefonu tam kayıttayken onları rahatsız etmişti. Herkesten yediği azarın üstüne sinirlendiği için bağırarak açmıştı telefonunu.

Giriş katına geldiğinde gözleri dolu kıza ilerledi hızlı adımlarla. Yanından geçtiği güvenlik görevlisine yan bir bakış atmıştı. Adamın bakışları ağlayan kızı izlerken şaşkındı. Hiçbir şey yapmadığına garanti verebilirdi Jungkook.

"O benimle." diye fısıldadı ve Defne'yi binadan içeri soktu. Güvenliğin görüş açısından çıktıkları an Defne Jungkook'un boynuna sarılmıştı. Jungkook bedenini ondan uzaklaştırıp ellerini kaldırdı.

"Neden yalan söyledin?" Defne onun anlamış olmasına şaşırırken nefesini tuttu.

"Ben..." Duraksadı bir anlığına. Beceriksiz bir yalan atmıştı ve bunu savunamazdı. O yüzden başka bir yol denedi. "Nisan sizin kullandığınız arka kapıdan bile girebiliyorken ben içeri alınmıyorum. Bana öyle bir bağırdın ki." Sahte ağlamasını sürdürürken Jungkook'un tepkisini ölçmüştü. Çocuğun üzgün bakışlarıyla karşılaşınca kendini kutladı.

"Tamam, ağlama. Ben üzgünüm." dedi Jungkook onu kollarına çekerken. Sarıldığı kız bir sahtekar olsa bile onu aldatmış sayılırdı. Vicdanına karşı gelemiyordu. "Kaydın tam ortasında aradın. Azar yedim. Ondan sinirliydim ben."

"Ne kaydı?" dedi Defne hafifçe ondan ayrılırken. Elleri hala Jungkook'un belindeydi.

"Bir şarkıya demo kaydı yapıyorduk, yeni albümden." Defne gülümserken isteksiz bir şekilde gülümsedi o da.

Öte yandan Jungkook'un telefondaki bağırışını duyan Yoongi, onun hemen ardından aşağı inmişti. Bir şey olmasından, Jungkook'un kendini zor duruma sokmasından korkmuştu. Karşılaştığı manzara ise Jungkook ve onun beline sarılmış Defne'den ibaretti. Kızın bakışları bir anlığına kendisine dönerken selam vermek için elini kaldırdı. Aldığı cevap, bakışlarını kendisinden çekip Jungkook'un dudaklarına yapışan Defne ve şaşkınlık içinde öylece duran Jungkook'tu.

Mint ScentWhere stories live. Discover now