41. Kaçamak

90 9 1
                                    

Bölüm eser miktarda sıcaklık(!) içermektedir.

~Dünya


"Konsere hazır mısın?"

Jimin esneme hareketlerini yaparken Hoseok'un sorusuna başını salladı. Dansta hata yapmayı bırakmış, kendini performansa tamamen odaklamıştı. Aklının bir köşesinde Taehyung'a o gece verdiği sözü tutuyordu. Ruh eşini aramak için kafasını kaldırdı ama uzun boylu çocuk görüş alanına girmedikçe paniğe kapılıyordu. Yanından geçen maknaenin koluna yapıştı.

"Kook, Tae nerede?" Jungkook telaşlı çocuğa bakarken kaşlarını kaldırdı.

"Buralardadır Jiminssi. Ne bu panik?" Jimin'in telaşlıdan sinirliye dönen yüzünü izledi.

"Acaba neden panik oluyorum Jungkook? Sevdiğim..." Jungkook'un yüzü şaşkın bir hal alırken devam etti. "Canım arkadaşım tehdit alıyor. Paniklemem çok normal değil mi?" Jungkook gerçeği keşfetmiş olmanın keyfiyle elindeki mikrofonu açtı ve tüm konser alanında sesinin yankılanmasını sağladı.

"Jimin hyung Tae hyungu bulamıyor."

Kahkahası duyulurken kalın bir ses tonunun da gülüşü yayılmıştı alana. Jimin tanıdık sesle etrafına yeniden bakınmaya başladı. Seyirci koltuklarına dönen gözleri en önde oturan Taehyung'la kesişince dolmuştu. Taehyung ancak yerinden kalkıp Jimin'e yaklaşınca fark etmişti miniğinin ağladığını. Adımları hızlandı, elleri ait olduğu yanakları buldu.

"Minnie, neden ağlıyorsun?" Jimin onu sertçe belinden çekerek kendine yapıştırmış, yüzünü Taehyung'un omzuna gömmüştü. Taehyung şaşkınlıkla fısıldadı. "Aşkım?"

"Şş!"

Jimin onu susturmuştu. Taehyung kollarını tüm dünyası olan çocuğun etrafına sardı. Başını hafifçe yana çevirerek Jimin'in kulağının arkasına dudaklarını değdirdi. Öpüşüyle Jimin'in bedeninin rahatladığını fark etti. Geri çekildi ve ıslak yanakları sildi uzun parmaklarıyla.

"Neden ağlıyorsun? Bir yerin mi incindi?" Taehyung karşısındaki bedeni incelerken mırıldandı. Jimin başını hızla iki yana sallamıştı.

"Seni göremeyince ben bir şey oldu sandım. Neden..." Hıçkırıkları yüzünden duraksaması gerekmişti. "Neden kayboldun Tae?"

"Sadece dinleniyordum. Böyle tepki vereceğini düşünemedim. Jimin..."

Omuzlarından itildiğinde konuşmayı kesmişti. Jimin'in yaşlı gözlerini öfke bürümüştü şimdi. Taehyung etrafa bakınıp üyeleri ararken Jimin bir kez daha itti uzun olanı. Üçüncü kez itilmeden önce Jimin'in elini kavrayıp sahne arkasına yürümeye başladı. Üyeler sahnenin öte tarafında dinleniyorlardı.

"Nereye..." Jimin'in sorusu Taehyung'dan aldığı bakışla yarıda kaldı. Nereye sürüklendiğini merak etse de soramadı. Giyinme odasına sokulduğunda ve Taehyung da kapıyı içeriden kilitlediğinde ona bakıyordu öylece. Neden buraya kilitlenmişlerdi ve Taehyung'un bakışları neden parlıyordu?

"Jimin, neden beni itiyorsun?"

Beklediği soru bu değildi. Öyle bir sürüklenmişti ki, yumuşak bir ses tonuyla bu sorması çok alakasız geldi Jimin'e. Bağırıp çağıracağından emin gibi görünüyordu.

"Ben, seni ittim çünkü..." Duraksamasını engelleyemedi çünkü Taehyung her kelimesinde bir adım daha yaklaşıyordu. "Çok umursamaz konuştun." dedi bir çırpıda. Tehdit olayı zaten sinirlerini yıpratmışken Taehyung'un ciddiye almayan tavrı iyice moralini bozmuştu. Taehyung'un adımlarını kulaklarına ulaşan sıfat durdurmuştu.

Mint ScentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin