62. Sahil

91 8 14
                                    

Bölüm uyarı (!) içermektedir. Evet, peş peşe iki bölüm uyarı oldu ama ne yapalım...

~Dünya


"Hava çok güzel." Derin bir nefes çekti ciğerlerine siyah saçlı. Sahilin kokusu ve temiz hava bedenini dinçleştirmiş, üzerindeki yorgunluğu alıp götürmüştü.

"Ya buz gibi hava, farkındasın değil mi? Nesi güzel acaba şu an?" Jimin fermuarını çenesine kadar çektiği kapüşonlusunun şapkasını da örttü. Elleri ceplerinde olmasına rağmen rüzgar bedenini üşütüyordu.

"Gel buraya, gel." dedi Taehyung onu kendine çekerek. Jimin yüzünü sıcak boyna gömerken iç çekmişti.

Sahilde kimse yoktu. Havanın serinliği haftasonu da olsa insanları kapalı mekanlara yöneltmiş olmalıydı. Çok uzaklarında zar zor görülen yaşlı bir çift dışında kimseye rastlamamışlardı çevrede. Biraz da bunun rahatlığıyla sarılabiliyorlardı sımsıkı. Jimin geri çekilip Taehyung'la göz göze geldi.

"Hey." diye fısıldamıştı. Taehyung gülümseyerek yüzünü izliyordu kısa boylunun. Ses tonunu değiştirmeden devam etti. "Kocam olacağına inanamıyorum cidden."

"Ben de kocan olabileceğime inanamıyorum." Dürüstçe yanıtlamıştı onu Taehyung. Jimin'se bu cümleye biraz şaşırmış görünüyordu.

"Nedenmiş o?" Taehyung omuz silkti.

"Lisedeki halini hatırlıyorum Chim. Kız arkadaşın da buna dahil. Yani senin benden hoşlanacağın aklımın ucundan geçmezdi, senin için hep bir arkadaş olduğumu düşünürdüm. Hatta belki bir kardeş?" Jimin inanamaz gözlerle ona baktığında kaşlarını kaldırdı.

"Kardeş mi? Taehyung, hayatıma giren insanlar arasında kardeşim diyemeyeceğim tek kişi olduğunun farkında mısın? Senden hoşlanmıyordum evet ama sana aşıktım ben. Lisede inanılmaz popülerdin, o kadar çok arkadaşın vardı ki benimle gezmene bile her gün şaşırıyordum. Lisede birlikte okuduğumuz süre boyunca her çıkış saatinde o gün benimle gelmeme ihtimalini düşünürdüm. Gelmeyebilirdin, seni yargılayamazdım çünkü inanılmaz zıttık. Kendine daha yakın insanları seçmemen beni her seferinde şok ediyordu." Taehyung elini kaldırıp onun kafasının arkasına yumuşak bir şekilde vurdu.

"Saçmalama istersen. Senden kıymetli kimse yoktu hayatımda, gidip neden başkalarını seçeyim? Tabi benim kıymetli Jimin'im sevgili yaptığı an beni terk ettiği için bunu anlamasını bekleyemem." Gururlu bir ifadeyle başını havaya kaldırdı. Jimin minik parmaklarıyla onun göğsünü çimdiklemişti.

"Seni terk falan etmedim Taehyung. Kız arkadaşım aramızdaki ilişkiyi yanlış anlamasın diye senin yanaklarını öpmeyi bırakmıştım sadece, ne kadar meraklısın abartmaya? Hem unutuyorsun herhalde senin bana çektirdiklerini." Taehyung onu elinden çekiştirerek sahilin kayalarla dolu bir kısmına sürükledi. Burası açık alana göre daha az rüzgarlıydı. Yere, kumların üzerine oturdular birlikte.

"Ben sana ne yapmışım acaba arkadaşlarımla tanıştırmak dışında Park Jimin bey?" Jimin surat astı soyadıyla seslenilmesine.

"Seninle her buluşmamın ama istisnasız hepsinin benim beklememle sonuçlanması hakkında bir savunman olabileceğini sanmıyorum. Ya her buluşmada bekletemezsin bir insanı, istatistik olarak imkansız bir şey bu." Taehyung gözlerini devirdi küçümser gibi.

"Saçmalama istersen, on dakika bekledin diye yıllardır laf yapıyorsun resmen. Ne var yani, sen de biraz daha geç gelseydin buluşmalarımıza. Beni tanıyorsun sonuçta." Jimin onun koluna vurmaktan alamamıştı kendini.

Mint ScentWhere stories live. Discover now