63. Öfke & Sarhoşluk

92 8 0
                                    

Elimde minik oranda bir iyileşme gözler gözlemez yazdım, umarım seversiniz.

~Dünya


"Sen gerizekalı mısın?" Arkasından odaya giren Taehyung, kolunu kavradı kısa bedenin.

"Sakin olur musun?" Öfkenin odağı kendisine dönmüştü.

"Sakin mi olayım? Gerçekten sakin olmamı mı söylüyorsun Taehyung? Duymadın mı gerizekalıyı?" Sinirlenme sebebinin Taehyung olmadığını hatırlayıp yeniden kardeşine çevirdi bakışlarını. "Bana bak, küçükken seni hiç dövmedim diye mi böylesin lan sen? Şu yaşında dövülmek ister misin?"

"Ya hyung, abartmasana. Ne yaptım sanki?" Jimin hayretle Taehyung'a bakmıştı.

"Duyuyor musun? Annemle babam salondayken seviştiğimizi duyuruyor, bir de ne yaptım diye soruyor! Jihyun, defol git bu gece arkadaşında falan kal, can güvenliğini garanti edemiyorum kardeşim. Defol lan!" Jihyun çenesini dikleştirince Taehyung belinden sıkı sıkı tuttu Jimin'i. Daha da sinirlendirecek bir şey söyleyeceği belliydi.

"Hyung, sen saf mısın? Üstünüzde kum görünce dalga geçmek için öyle demiştim. Geldin kendi ağzınla itiraf ettin. Sahilde seviştiniz mi cidden?" Kahkaha atarken telefonuna uzandı. Jimin o sırada hala Taehyung'la cebelleşiyordu.

"Taehyung bir bırakır mısın? Öldürüp katil olmayacağım aşkım, merak etme. Daha fazla bir şey yapamaz zaten. Bir kerecik kafasına vurayım, lütfen." Taehyung başını iki yana salladı. Bir yandan da telefon ekranına birkaç kez dokunan Jihyun'a göz atıyordu. 95'lilerden iki yaş küçük çocuk kaos kendi odasında olmuyormuş gibi rahattı.

"Chim, gidip üzerimizi değiştirelim, duş alalım. Hadi hayatım, beni dinle." Taehyung'un çekiştirmeleriyle odadan çıkıyorlardı ki, duydukları cümle anında duraksattı iki bedeni de.

"Sahilde mi seviştiniz?" Yüksek kahkaha sesi kafalarının içinde yankılanmaya başlamıştı bile. Arkalarını dönüp Jihyun'un telefon ekranına baktılar. "Hyung manyak mısınız siz?"

"Düzgün konuşur musun?" Yanındakinin gülmemek için dudaklarını ısırdığı çok belliyken onu uyarıyor olması pek inandırıcı gelmiyordu. Jimin ekrandaki çifte göz devirdiğinde Jungkook hala gülmeyi kesmemişti.

"Bu nasıl bir azgınlıktır arkadaş? Biz gizli saklı stüdyolara kapanalım, şunlardaki cesarete bak." Eliyle ekranı işaret etmiş, hemen ardından tavşan bakışlarını yanındaki bedene dikmişti. "Aşkım, en azından şirket tuvaletinde falan yapalım ya. Bizim neyimiz eksik?"

"Jungkook salak salak konuşma istersen. Tuvalette sevişilir mi? Rahatsız rahatsız isteklerde bulunuyorsun ya." Jungkook dudaklarını büzerken ekrandan kendilerini izleyen Taehyung ve Jimin'i unutmuş gibiydi.

"Ya kucağımda olacaksın be adam, ne kadar rahatsız olabilir? Amma naz yaptın, neredeyse evlilik teklifimi reddedeceksin diye ödüm koptu yani şu nazından." 95'liler birbirlerine bakmış ve aynı anda sormuşlardı.

"Evlilik teklifi mi ettin?" Jungkook sırıtarak cevap verdi.

"Hem de kaç kere, bir bilseniz. Of, dönün artık da anlatayım be maknae line. Özledik sizi." Yoongi başını iki yana salladı anında. Maknae onun bu hareketini ekrandan görmüş, gülmüştü hafifçe. "Gi de özledi ama belli edemiyor."

"Of, nelerini özleyeceğim onların? Sen onlarsız daha tatlısın, daha sakinsin. Dönmeyin siz, benim sevgilimi de bozuyorsunuz buraya gelince." Taehyung alınmış bir yüz ifadesiyle Yoongi'ye baktı.

"Aşk olsun hyung, ne olur biraz bizi de sevsen?" Yoongi dudaklarını aralamıştı ancak konuşan Jungkook oldu.

"Ya sahilde mi seviştiniz cidden? Ben bunu unuturum sanıyorsanız yanılıyorsunuz hyunglar, sürekli bunun goygoyunu döndüreceğim. Görürsünüz siz, bir dönün de..."

Mint ScentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin