75. BekleMe

104 7 1
                                    

Bu bölüm uyarı (!) içermektedir...

~Dünya


"Çözüm mözüm bulamıyorum ya! Sikeyim böyle işi!" Jimin gözlerini irileştirerek elini Jungkook'un dudaklarına kapattı.

"Jungkook, sussana. Gerizekalı mısın? Milleti başımıza toplayacaksın." Jungkook onun tutuşundan kurtulmakta zorlanmamıştı. Hatta resmen savurmuştu minik bedeni. Taehyung dengesini kaybeden sevgilisini güç bela tuttu.

"Lan, başlarım senin sinirine! Niye itiyorsun kocamı kas ayısı?" Çoktan dağılmış saçlarını çekiştirdi Jungkook. Gözlerini her yumuşunda önünde beliren sahneyi silemiyordu.

Her şey ödül töreninden önce başlamıştı. Grubun hep birlikte geldiği alana girer girmez Yoongi menajerler tarafından götürülmüş, diğer altı kişi hazırlanana dek ortalıkta gözükmemişti. Takım elbisesinin yakasını düzeltirken görmüştü onun kapıdan girişini maknae. Çoktan hazırlanan sevgilisi tereddütlü adımlarla yaklaşmıştı liderin yanına. Aynadan ikiliyi izlediğini saklamadı bile çocuk. Namjoon gülümseyip Yoongi'nin omzunu sıvazlayınca bir şeyler döndüğünden emindi.

Flashback

"Yoongi, gel hadi. Fotoğraf çekilecek." Başıyla onaylayıp kapıya yönelen Yoongi'nin kolunu kavradı Jungkook.

"Nereye?" Onun parmaklarından sıyrıldı diğeri.

"Sonra anlatırım." Maknae kafası karışmış bir şekilde baktı giden sevgilisinin arkasından. Üyelerin herhangi bir şey söylememesi, hatta Namjoon'un Jungkook'la göz göze gelir gelmez başını eğmesi şüpheye düşürmüştü. Yoongi'nin peşinden gitmekteki tereddüdünü söndüren de bu oldu.

"Jungkook, nereye? Beklesene, Kook!" Jimin'in bağırışını duymazdan geliyordu çünkü koridorun ilerisinde onları fark etmişti. Yoongi'nin damarlı ellerinden birini beyaz kumaşın üzerinde gördü ve perdenin arkasında yok oldular. Duraksamıştı, Jimin'in ona yetişebilmesini sağladı bu. "Nereye gittiğini sanıyorsun?"

"Gi nereye gitti?" Ellerini iki yana açtı Jimin.

"Hiçbir fikrim yok." Bu cevap Jungkook'u harekete geçirmeye yetmişti. Perdeye yaklaşıp aradaki boşluktan üzerine flaşlar patlayan çifte baktı. Yoongi'nin gözleri kendisini bulmakta gecikmemişti. Gülümseyen yüzü istemsizce asıldığında yanındaki kız daha çok yaklaştı Yoongi'nin bedenine.

"Sugassi buraya bakın lütfen!"

Basının seslenişleriyle objektiflere dönmesi gerekirdi. Ancak yapamadı, çekemedi gözlerini. Jungkook'un kendisini süzen bakışlarını fark etti önce. Sol elinin boş yüzük parmağında duraksadı iri gözler. Ardından yüzüğün Jungkook'taki tekini çıkardı nişanlısı. Pantolonunun cebine bırakmıştı kendi aralarında taktıkları parlak yüzüğü. Başını iki yana sallamış ve arkasını dönüp gözden kaybolmuştu Jungkook. Bu Yoongi'nin yanındaki kızı öylece bırakıp Jungkook'un peşinden koşma işaretiydi.

"Beklesene. Jungkook. Beni bekler misin?" Bağırmamaya çalışıyordu. Çoğunu kendi çalışanlarının oluşturduğu koridora girmiş olsalar da kimseyi telaşlandırmak, işlerine karıştırmak istemiyordu. Ceketinin iç cebine sakladığı yüzüğü eline aldı koşarken düşürmemek için. Zira koşu konusunda madalyası bile olan çocuğa yetişmek imkansız gibi bir şeydi. Suratına kapanan kapı da bunu gösteriyordu. "Jungkook? Açar mısın kapıyı? Lütfen."

"Defol git Suga hyung." Yoongi gözlerini devirdi duyduğu hitaba.

"Çok gerçekçisin cidden, büyüğüne defol git demen o kadar normal ki. Aç şu kapıyı, gitmiyorum hiçbir yere." Onun kapıyı tıklatmasına kapının öte tarafından sert bir yumrukla karşılık verilmişti.

Mint ScentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin