52. Çığırtkan

83 8 5
                                    

Biraz kısa ama sevdiğim bir bölüm...

~Dünya


"Namjoon bunlar hala çıplak ve uyuyorlar!" Seokjin'in bağırışı Yoongi'nin irkilmesine ve kendiyle birlikte Jungkook'u da uyandırmasına sebep olmuştu.

"Gi, ne oluyor sabah sabah ya?" Jungkook'un mırıldanmasını duyan Yoongi, Seokjin'e bakarak huysuzca homurdanmıştı.

"Ne olacak, gelmiş başımıza zebani gibi dikilmeye sabahın köründe. Hyung çok merak ediyorum, hoşuna mı gidiyor böyle şeyler yapmak?"

"Jin hyung, gerçekten kıskanmasana artık bizi. Sırf yakışıklısın diye ilk senin mi ilişkin olacak?" Seokjin yataktaki ikiliye kısık gözlerle bakıp odayı terk etti. Giderken söylenmeyi ihmal etmemişti.

"Namjoon, bunların iyice dili uzadı. Şikayet edeceğim ben bunları. Ahlak falan kalmadı yurtta, herkes birbirine atlıyor diyeceğim." Jungkook suratını buruşturarak yatakta doğruldu. Telefonunu alıp saate baktı.

"Daha 7 ya 7! Bu saatte insan uyandırılmaz." Yoongi yattığı yerden parmaklarını onun sırtında gezdirirken mırıldandı.

"Bugün performans var, yeni yıl için." Jungkook yerinde zıpladığında Yoongi de irkilmişti.

"Hyung," dedi telaşla Yoongi'ye dönüp. "Jimin hyungla Taehyung hyung döndüler mi acaba? Ya dönmezlerse? Ne yapacağız?"

"Sakin ol. Dönerler herhalde. Bugün performans olduğunu biliyorlar."

Endişesini dindirmek için Jungkook'a doğru hamle yapacaktı ancak çocuk çoktan endişelenmeyi bırakmış görünüyordu. Yoongi onun ruh hallerine alışkın olmasa aslında hiç endişelenmediğini bile düşünebilirdi.

"Of çok uykum var." dedi Jungkook yatağa yeniden yatıp Yoongi'nin göğsüne iri cüssesini sığdırırken. Yoongi kolunu onun üzerine atmış, burnunu saçlarına gömmüştü.

"Jimin'le Taehyung bile geldi siz hala... Namjoon! Bunlar hala çıplak ve uyuyor!" Ayak sesleri artarken Yoongi tek gözünü açıp Seokjin'e bakmıştı.

"Ben de göreceğim!" diyen kalın ses tonuna ince bir ses cevap vermişti.

"Taehyung, dur bir çekiştirmesene!"

"Ben de, ben de!" Odanın içi Jimin'in sızlanmaları ve Taehyung'un hevesli sesiyle dolunca Yoongi huzurunun bozulacağını anlamıştı.

"Çıksanıza şu odadan." dedi Yoongi sesindeki uykulu tonu gizlemeden.

Taehyung'un parlayan bakışları kendisini izliyordu ve Jimin de oldukça iyi görünüyordu aslında. Küçüklerin başına bir şey gelmediğini fark edince içi rahatlamıştı. Taehyung Jimin'in elini sıkı sıkıya tutuyordu, bunu görünce gülümsemesini engelleyemedi. Saklanmama konusunda onlar kadar girişken olamıyordu. Üstünün çıplak olduğunu ve Jungkook'un burnunun göğsüne yaslandığını anımsayınca yanakları kızarmaya başlamıştı bile. "Yah, gitsenize." diye tekrar etti Jungkook'un üstündeki kolunu havada sallarken.

"Hyung, neler... oh?" Yoongi odaya giren lidere göz devirdi. "Ah, sizi böyle hiç görmeyince..."

"Biz eskiden de Yoongi hyungla uyuyorduk." Jungkook boğuk sesiyle Namjoon'un sözünü kesmişti.

"Sevgili olduğunuzu bilmiyorduk ama. Şimdi sevişmiş olduğunuzu düşününce..." Yoongi hızla Seokjin'i böldü.

"Yah hyung! Gidecek misiniz artık?"

Seokjin gözlerini kısıp Taehyung'a yanaştı. Odadan çıkmak üzere olan diğer çifte eşlik ederken konuşmayı bırakmıyordu.

"Onlar yanlarına yanaştırmıyor. Siz ne yaptınız dün gece? Nerede kaldınız? Seviştiniz mi?"

"Hyung." diye uyardı onu Jimin. Seokjin bakışlarını irileştirerek yanıtladı.

"Ne var canım? Kim üstte diye mi sorduk? Ah, Jimin böyle baktığına göre kesin Taehyung üstteydi."

Sinirlenmeye başladığında Taehyung'un sırıttığını gören Jimin abartılı bir öfkeyle konuşmaya başladı.

"Kim Taehyung! Sana doğum günü pastası falan yok. Gece de hiç uğraşma, yanımda yatırmayacağım seni, çok beklersin." Jimin adımlarını hızlandırıp onlardan uzaklaşırken Taehyung Seokjin'e baktı. Bir an anlamamıştı ancak üç saniye sonra Jimin'in peşinden koşmaya başladı.

"Yataktan çıkmak zorunda mıyız?" Yoongi yerinden milim hareket etmemiş çocuğun cümlesini mırıldanarak onayladı. Aldığı karşılıksa göğsünden içeri girecekmişçesine kendisine daha çok yapışan Jungkook'un sarılmasıydı.

"Kook, hadi bitanem. Kalkalım artık."

"Birazcık daha." Yoongi onun yumuşak saçlarını öptü.

"Hadi ama Kook. Geç kalacağız."

"Gitmeyelim." Bir çocuğun ses tonuyla konuşan Jungkook, Yoongi'yi güldürmüştü.

"Ne demek gitmeyelim? Çekimler var bugün, yılbaşı programı çekmemiz lazım."

"Yoongi'yle Jungkook'u bulamadık desinler. Onlar gitsin." Yoongi sesli bir nefes verdi bu cümleyle.

"Seokjin hyung bizi anında satar. Birazdan da gelip dövecek bu gidişle, kalk artık." Jungkook dudaklarını Yoongi'nin göğsüne yaslayıp minik bir öpücük kondurdu.

"Kaçtı desinler. Jungkook Yoongi'yi kaçırdı, Busan'da yaşayacaklarmış desinler. Bu gidişle olacak olan o zaten." Yoongi onu zorlukla göğsünden uzaklaştırdı. Dudaklarını onun dudaklarına bastırdığında Jungkook devamına çoktan hazırdı.

"Namjoon! Bunlar sevişiyor!" Ve ardından Seokjin'in bağırışı tüm evde yankılandı.


Of benim Yoonkook'um...

Yorumlarınızı ve yıldızlarınızı beklerim efenim.

Mint ScentTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang