56. DoMinant

110 8 1
                                    

Bölüm uyarı (!) içermektedir.

~Dünya


"Buraya gel." Gözlerini kırpıştırarak pencerenin önündeki konumundan öylece izliyordu uzun boylu. Aldığı komutu yerine getirebileceğinden emin değildi. Konuşmak için ağzını araladığında aynı komutu tekrar duydu. "Buraya gel dedim."

"Sevgilim, geleyim tamam ama yani o ses tonun sence de biraz şey değil mi?" Tek kaşını kaldırmıştı bu soruyla sevgilisi.

"Ne değil mi? Gayet normal söylüyorum Taehyung. Gelsene şu siktiğimin yatağına." Taehyung işaret parmağını ona doğrulttu hızla.

"Bak böyle işte. Küfrediyorsun. Az önce içinden ediyordun, şimdi dışından ediyorsun. Normal mi bu?" Jimin başını hafifçe yana eğdi.

"O parmağı kullanabilmek istiyorsun, değil mi? Çünkü bana doğrultmayı kesmediğini düşünürsek parmağına pek de ihtiyacın varmış gibi durmuyor." Taehyung uzun parmağını kendine çekip göğsüne bastırdı dudakları büzülürken.

"Parmağımı mı kıracaksın?" Çocuksu surat ifadesi Jimin'i gülümsetti. Ancak ciddi olmalıydı, kendi kendine ciddi kalacağının sözünü vermişti. Avcunu yatağa vurdu birkaç kez.

"Buraya gel. Kırmayacağım parmağını Taehyung, cani miyim ben?" Taehyung minik adımlarla ona ilerlemişti bu sefer. Yatağa oturduğu an Jimin uzun bedeni omzundan itmiş, sırt üstü yumuşak zemine düşürmüştü. Üstüne çıktı aceleyle.

"Chim, aşkım, sevgilim. Acaba birazcık düşünsen mi bak, hani mutlu olacağın bir sürprizdi ve ben özür diledim ya. Bunları düşünmeden bir şey yapmasak mı?" Jimin kaşlarını çattı.

"Sen benimle yatmak istemiyor musun?" Taehyung üzerinde olan sevgilisinin yüzündeki hayal kırıklığını gördü o an. Tamamen yanlış anlamıştı. İki aydır gördüğü o bakışı bir kez daha görmeye katlanamazdı. Kalçasını kaldırıp Jimin'e değdirdi. Ancak tahmininden biraz daha sert olmalıydı ki, Jimin derince inlemişti.

"Ah, şey özür dilerim." Jimin irileştirdiği bakışlarını ona diktiğinde bir kez daha yaptı aynı hareketi. Bu sefer sert olmamıştı. Jimin'in gözlerinin kaydığını gördü.

"Taehyung, ne yapıyorsun şu an?"

"Seninle yatmak istediğimi gösteriyorum." Jimin gelen cevap karşısında kendini yatağa, Taehyung'un yanına bıraktı.

"Bu öyle bir şey mi aptal? Neye uğradığımı şaşırdım. Sürtünmedin, bana kalçanla vurdun resmen." Taehyung içgüdüsel olarak kalçasını çarptığı Jimin'in sertliğini okşadı hafifçe. Jimin'in gözleri kapanmıştı.

Yanındaki sevgilisinin canını yakmayı, gerçekten yarın yürüyememesini sağlamayı çok istiyordu aslında. Çünkü iki aydır mahvolmuştu. Kaç gözyaşı döktüğünü, kaç kere yere yatıp hıçkıra hıçkıra ağlama isteğini görmezden geldiğini bilmiyordu. Taehyung'un tüm o tavırlarının gerçek olmamasına sevinmişti yine de. Gerçek olsa hissedeceği hayal kırıklığı yüzünden muhtemelen terastan atlayan kişi kendisi olurdu.

"Az önce yine öyle baktın." Jimin gözlerini araladı duyduğu cümleyle.

"Nasıl yani?" Taehyung onun sertliğindeki bakışlarını gözlerine çevirdi.

"Son iki aydır baktığın gibi. Seni her itişimde, her öpmeyişimde, yatağa gelmediğim her gecenin sabahında, stüdyodaki toplanmalarımızda bana hep öyle baktın. Jimin benden nefret etmeye başladın diye ödüm kopuyor." Jimin onun hala kendisine dokunan elini itti.

Mint ScentOù les histoires vivent. Découvrez maintenant