34. Plan

83 8 2
                                    

Hikayenin güzel yerlere gideceğine dair söz versem?

~Dünya


"Planın ne?" Duyduğu sesle bakışlarını karşısındaki duvardan ayırıp açıldığını fark etmediği kapıya çevirdi. Kapıdaki beden arkasındaki kapıyı kapattıktan sonra yatağa ilerlemişti. Onu taklit ederek yatağın üstünde bağdaş kurdu.

"Hangi konuda?" derken sesi çok bıkkındı. Omuz silkmeyle cevap almıştı. Anlamadığını belirtmek için başını salladı bir kez.

"İntihar süsü nasıl? Çünkü hapse girmek işimize gelmez biliyorsun." Kaşlarını kaldırdı bu cümlelerle kız.

"Çok umursamazsın ölümüm hakkında konuşurken. Beni sevdiğine falan emin misin?" Yeniden bir omuz silkme almıştı.

"Ölmek istiyorsan, daha doğrusu seni öldürmeliysek bunun bir sebebi vardır. Bunun sorgulayacağım bir konu olmadığını biliyorsun. Ama anlatmak istersen, yani istiyor gibi duruyorsun açıkçası." Başını salladı Nisan.

"Kimseye söylemeye izinli değilsin, Jungkook'a bile." Yoongi kollarını iki yana açtı.

"Jungkook'u neden..." Nisan hızla sözünü kesti.

"Onu da karıştırıyorum çünkü ona söyleyeceğini biliyorum. Uyarmalıyım ki söyleme. Lütfen Yoongi, zaten duyunca söylemek istemeyeceksin." Yoongi bir cevap vermeden gözlerini yumdu. Başını aşağı yukarı sallaması, Nisan onu dikkatle izlemese anlaşılmayacak kadar hafifti.

"Taehyung'un rüyasında gördüğü kız benim." Yoongi gözlerini açıp sorgular bakışlar atınca devam etti. "Ben öleceğim ve bu acılı bir şekilde olacak. Taehyung bunu gördü. Bu dövme de kanıtı." demişti bileğinde kazılı cümleyi gösterirken. Yoongi cümleyi dikkatle okudu. Cümle yutkunmasına sebep olmuştu. Ancak dün geceyi hala anlamış değildi.

"Sen gece neden Taehyung'u..." Devamını getiremeyeceğini fark edip cümlesini yarıda kesmişti. Nisan onun ne demeye çalıştığını anladı.

"Boğuyordum? Ölmem gerekmesinin ana sebebi o zaten. İçimdeki şeytan yan uyanıyor. Bu dövmeyi şeytan olan annem kazıdı bileğime geçen gece. Taehyung bu yüzden berbat haldeydi. Onu uyuttum. Ben de uyumuştum ama uyandığımda yerdeydim. Çift kişilikli gibi hissediyorum. Şeytan yanımın ne yaptığını hatırlamıyordum, hatırlamam için üzerinden zaman geçmesi gerekti. Jimin Taehyung'u neredeyse öldüreceğimi bağırınca idrak ettim olanı. Taehyung'u öldürmeyi denedim ve pişmanlık hissedemiyorum." Gözyaşlarına boğulurken gerçekten sadece kendi için korkuyordu. Bunca zaman yanında kaldığı bu insanlara ailesi diyemiyordu artık. İçindeki tüm olumlu hisler yerini kıskançlık, öldürme içgüdüsü ve bencilliğe bırakıyordu. Kendini tutabileceğine bile inanmıyordu. Uyuyup uyanınca o yanı güçlenmiş gibiydi.

"Nisan ben ne demeliyim bilmiyorum. Tavsiyede berbatım. Kendini öldürme konusunda da tam bir fiyaskoyum." Nisan burukça gülerken kendi de gülmüştü kendi sözüne. "Ama bunu kimseye söylemem. Söyleyemem zaten. Jungkook ya da diğerleri bunu duyunca mahvolur. Söylemediğim için terk de edileceğim muhtemelen ama bu haberi ona ben söyleyemem gerçekten." Nisan uzanıp elini tuttuğunda kızın elini sıktı avcunda.

"Teşekkür ederim Yoongi. Böyle bir tepki verdiğin için teşekkür ederim. Taehyung ve Jimin'in tepkilerinden sonra senin tepkin iyi hissettiriyor." Yoongi gülümsedi.

"Ölmen dışında bir yol olsa tereddüt etmeden deneyeceğimi biliyorsun değil mi?" Nisan başını salladı hızla. "Ne yapmalıyım?"

"Sessiz kal. Gidişime çok kalmadı. Sadece..." Derin bir nefes aldı devam etmeden önce. "Son bir kez istediğim bir şey var. Birlikte bir yere gidelim. Bir gece kalıp dönebiliriz ama gidelim. Herkesi son kez bir arada görüp güzel anılarla veda edebilmek istiyorum." Kabul etmesini umarak Yoongi'ye dikti gözlerini. Yoongi anında onaylamıştı.

Mint ScentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin