74. Açıklama

56 6 0
                                    

Bitişe az kaldı...

~Dünya


"Açıkla." Müziği kapatan işaret parmağına baktı Yoongi şaşkın gözlerle. Şarkı yazmaya çalışıyordu ve oluşturduğu melodiyi birkaç saniyede bir kaydettiği için şanslıydı. Yoksa üç saatlik emeği bir parmak yüzünden kaybolacaktı.

"Anlamadım?" dedi gözlerini yeniden bilgisayarının ekranına dikerken. Ancak az önceki parmak bu kez monitörün altındaki düğmeye gitmişti. Kapanan ekranla sesli bir nefes verdi.

"Açıkla, şimdi." Tek elini saçlarına götürüp sertçe karıştırdı Yoongi. Uykusuzdu, yorgundu ve birdenbire bu açıklama talebinin nereden çıktığına anlam veremiyordu.

"Saat gecenin ikisi." Karşısında kollarını bağlamış beden bunu umursamış gibi görünmüyordu. "Küfretmemi mi bekliyorsun? Çıksana şu stüdyodan. İyi ki şifreyi verdik anasını satayım. Habire buradasın."

"Yoongi bir açıklama yapacak mısın? Bak, haberleri bile okumadım önyargılı olmamak için. Artık bir şeyler söyle yoksa..." Lafı bıçak gibi kesildi.

"Yoksa haberleri mi okuyacaksın? Beni terk mi edeceksin? Yoksa ne? Hala birlikte olduğumuzu düşünüyor musun gerçekten?" Jungkook'un iri gözleri doldu son cümleyle. Dudaklarını kemirmişti yaşları akıtmamak için direnirken. Konuştuğunda sesi titredi.

"Yoksa eve gideceğim diyecektim. Aynı aracı kullanıyoruz, araçsız kalmanı istemem. Eve gideceksen ben çıkıyorum. Yorgunum, daha fazla bekleyebileceğimi sanmıyorum Suga hyung." Uzun süredir duymadığı hitapla gözlerini yumdu Yoongi. Jungkook'u üzmekten nefret ediyordu. Maknaenin ağlamak üzere olduğunun farkındaydı, bu yüzden ona bakmadan ağzını açmıştı.

"Sen tek gidebilirsin, ben bu gece burada kalacağım Jungkook. Keşke daha erken söyleseydin, bu kadar bekletmezdim seni." Jungkook önüne eğdiği başını kaldırmadan cevap verdi.

"Çalışmanı bölmek istemedim Suga hyung. Gidiyorum o halde. Sana iyi çalışmalar." Kapı koluna elini uzattı. Şirketle ev arası çok uzak sayılmazdı, trafik olmazsa bir an önce eve varabilir ve gözyaşlarını odasında akıtabilirdi. En azından planladığı buydu. Planını her zaman bozabilecek bir faktör olduğunu hesaba katmamıştı, Yoongi'nin kısık sesi gibi.

"Kook?" Yüzünü ona çevirmedi uzun boylu. "Buraya gel, bir şey söyleyeceğim."

"Çok önemli değilse daha sonra söyleyebilir misin? Şu an eve gitmek istiyorum." Yoongi'nin adım seslerini duydu. Nefesini tuttuğunu Yoongi kolundan kavrayana dek fark etmemişti.

"Bana bak." diye fısıldadı Yoongi, iri gözler anında gözlerini bulmuştu. "Özür dilerim. Çok stresliyim ve seni bu işe karıştırmak..."

"Hangi işe?" Jungkook'tan sert bir tepki bekliyordu ama oldukça sakin bir sesle bölmüştü lafını çocuk.

"Bu skandal mevzusuna. Karışmanı istemiyorum Jungkook, çok ciddiyim." Kollarını tutan ellerden kurtuldu tek hamlede.

"Ya ne skandalından bahsediyorsun? Ben sadece Taehyung'un söylediğini biliyorum Yoongi. Sana söyledim, özellikle okumadım haberleri. Sen belki bir şey söylersin diye. Ama haberlere bakmadıkça sen daha çok kapandın şu stüdyoya, bir türlü ulaşamıyorum sevgilime ya." Yoongi gözlerini ondan ayırıp duvara dikti.

"Sevgilim deme." Soğuk ses tonu Jungkook'un alayla gülmesine sebep olmuştu.

"Gerçekten mi? Artık birlikte olmadığımız konusunda ciddiydin yani, öyle mi?" Yoongi başıyla onaylamakla yetindi. Bu Jungkook'un bir sonraki cümleyi bağırarak söylemesiyle sonuçlandı. "Ne sikime durduruyorsun beni o zaman?"

Mint ScentWhere stories live. Discover now