Mint Scent

53. Tavır

Biraz Vmin ağırlıklı bir döneme giriyoruz, biraz ama.

~Dünya

"Bana sahipsin, hayallere dalıyorum seni görünce. Sana sahibim, o zifiri karanlık gecelerde."

Yüksek notaya çıkarken elini kavradı Jimin'in Taehyung. Pembe saçlı elini sıkıca tutmuş, onun notayı uzatmasına gülümsemişti sevgilisi. Bedenini kolundan çekip kendine yaklaştırma girişiminde bulundu. Ama Jimin diğer üyelere dönmüştü bile.

Performansları sonlandığında sadece alkışları duyuyorlardı. Sahneyi terk etmek üzere karanlık alanda koşarken boşluğa basan Jimin'i havada tutmuştu Taehyung.

"Hey, dikkat et." Jimin sesli bir nefes verdi.

"İndirsene beni. Ya, Taehyung!" Jimin'in sitemli bağırışı Taehyung'un dudaklarını kulağının arkasında hissetmesiyle son buldu.

"Kendini şöyle taşıtmadın bana." dedi Jungkook onların odaya girdiğini görünce. Yoongi elini onun dudaklarına kapatıp bastırmıştı hafifçe. "Ne olurdu sahneden ben de seni öyle indirseydim?" diye ekledi dudakları serbest bırakılır bırakılmaz.

"Bırak artık beni." Taehyung Jimin'in keskin sesiyle bir anda kollarını gevşetmiş, ince bedenin yere basarken sendelemesine sebep olmuştu.

"Oha hyung, fırlatsaydın!" Jungkook'un abartılı tepkisine Yoongi onun elini sıkarak karşılık vermişti. Karışmasına gerek yoktu, 95'lilerin zaten mevcut bir sorunu var gibi görünüyordu.

Jimin hızlı adımlarla tuvalete ilerlerken Namjoon Taehyung'a yaklaştı. Yüzü düşmüş çocuğu çekip koltuğa oturtmuştu. Program kapanışı yaklaşıyordu ve fazla zamanları yoktu.

"Sorun ne?" Direk Taehyung'a sorduğunda tereddüt etmemişti lider.

"Anlamıyorum ki. Sabahtan beri köşe bucak kaçıyor benden. Yanına bile yaklaştırmadı hyung."

"Aklına bir şey takılmış olmalı. Yoksa asla böyle davranmaz Jimin, bugün doğum gününken üstelik." Hoseok'un şefkatli konuşmasına burukça gülümsedi. Program kapanışına çağrıldıklarında Jimin en önden gitmişti sahneye.

Diğer gruplarla birlikte sahnede dizildiler. Jimin çalan müzikle uyumlu bir şekilde hayranlara el sallıyordu. Jungkook Taehyung'u çekiştirip Jimin'le ikisinin arasında durmasını sağladı. Aniden değişen konumuyla afallayan Taehyung, Jimin'e bakmıştı. Gülümsemeyi nasıl başardığına anlam verememişti. Kendisine sabahtan beri şarkı söyledikleri an dışında biraz bile gülümsememişti. Elini Jimin'in omzuna atıp onu kendine yapıştırırken tereddüt etmedi. Jimin'i şaşırtmayı başarmıştı.

"Chim." Sesini duyurmak için kulağına fazlasıyla yaklaşan Taehyung, yutkunmasına sebep oldu.

"Bırakır mısın beni? Dikkat çekiyoruz." Dişlerinin arasından çıkan cümleler Taehyung'u uzaklaştırmaya yetmemiş, aksine kolunu Jimin'in omzundan beline indirmesine yol açmıştı. "Taehyung?"

"Neyin var anlamıyorum." Taehyung'un baş parmağı bilinçsizce Jimin'in belini okşuyordu.

"Şimdi alacağım o parmağını..." Cümlesini yarıda kesip Taehyung'un gözlerine baktı. "Okşayıp durma beni gerizekalı, sahnedeyiz." Kamera görüntülerinde dudaklarının okunması ihtimaline karşı ağzını mümkün olduğu kadar az kımıldatarak homurdanmıştı. Taehyung'un yüzünde çapkın bir gülümseme belirince gözleri onun dudaklarına kaydı.

"Ne o? Tahrik mi oluyorsun?" Jimin işaret parmağını kaldırıp Taehyung'un yüzüne doğru salladı.

"Seni var ya... Doğum günün demem. Altımda inletirim."