44. ÖzlediM

168 7 9
                                    

Bölüm uyarı(!) içermektedir...


"Nisan bu yüzden mi ölünce her şeyin düzeleceğini düşünmüş?" Seokjin'in odadan çıkar çıkmaz sorduğu soru buydu. Karşılığında Taehyung iç çekmiş, Jimin'se onun kolunu okşamıştı usulca.

"Hyung, böyle bir sorunun yeri mi sence?" dedi Namjoon homurdanır gibi. Seokjin'i bakışları Taehyung'u buldu. Mahcup bir ifadeyle baktı çocuğa.

"Taehyung, özür dilerim. Öyle demek istemedim. Sadece Pd-nimin söylediklerinden sonra..."

"Sorun değil hyung." diyerek yumuşak bir sesle onu böldü Taehyung. Aynı ismi yıllar sonra da duysa bir sızı hissedecekti zaten. "Nisan'ın bunu bildiğini sanmıyorum. Şeytana dönüşüp bize zarar vermemek için istiyordu o..." Duraksadı, derin bir nefes verdi ardından. "Ölmeyi." diye tamamladı kendi cümlesini.

Jimin çenesini Taehyung'un omzuna yaslayarak ona arkadan sarılmıştı. Taehyung başını onun başına yasladı. Gözlerini yumduğunda üyeler onların bu haline alışık bir şekilde eve dönmek için toparlanmaya giriştiler. Eve girip de salona geçtikleri zaman ilk konuşan Taehyung olmuştu.

"Yani artık dünyada hiç şeytan yok, öyle mi?" Yoongi başını salladı.

"İnanılmaz ama gerçek. Göz renklerimiz öylece kalırken kanatlarımızın yok olmasını hala mantıklı bulamıyorum."

"Hyung, güçlerimiz." diyerek birden lafa atladı Jungkook. "Onu sormak hiç aklımıza gelmedi. Onlara ne olacak?"

"Ben yaşlanıyormuş gibi hissetmiyorum." demişti Seokjin saçını gözünün önünden yavaş hareketlerle çekerken.

"Jin hyung, elimi bir tutsana bakayım bir sıcaklık hissedecek misin?" Jungkook'un alayla kendisine uzattığı eli tutmuştu Seokjin ancak hissettiği yanmayla hızla elini kendine çekti.

"Yah Jungkook! Ben senden kaç yaş büyüğüm biliyor musun sen? Ne hakla beni yakarsın? Kaç yaşında olduğumdan haberin var mı?" Sinirli bir şekilde söylendiğinde herkes gülüyordu.

"Yaşlısın hyung." diye cevapladı Jungkook onu. Seokjin Jungkook'u dövmek için ayaklanınca Yoongi hem gülüyor hem de yanındaki çocuğu arkasına almaya çalışıyordu.

"Sen gelsene buraya maknae!" Yoongi'yi itemediği için Jungkook'a da erişemiyordu en büyük üye. Yoongi birden ayağa kalktığında Seokjin irkilerek geri çekildi. Yoongi'den bir yaş büyük olabilirdi ama o da Yoongi'ydi sonuçta, konu Jungkook olduğunda korumacı ve korkutucuydu.

"Ben uyumaya gidiyorum." dedi kendisine bakan üyeleri fark edince.

Jimin hastaneden çıkalı bir hafta olmuştu. Tüm günleri bir haftadır olduğu gibi pratikle geçmiş, ancak bu sefer Jimin de pratiklere katılabildiği için Pd-nimle toplantı yapma fırsatı bulabilmişlerdi. Gecenin bir yarısı yapılan toplantıda kanatlarının Nisan ölünce melekler için bir tehdit kalmaması nedeniyle yok olduğunu öğrenmişler ve saat sabaha karşı üçü gösterirken anca eve gelebilmişlerdi. Bir önceki gece de çalışmaktan hiç uyuyamamıştı Yoongi. Jungkook'a hamle yapmak üzereyken onun da ayağa kalkmasıyla pes edip koltuğa oturdu Seokjin.

"Hyung!" diye seslendi Jungkook merdivenlere yönelen Yoongi'nin arkasından. Yoongi dönüp ona baktı. "Birlikte uyuyalım mı?"

Sevimli bir ses tonuyla sorduğu soruyu diğerleri sıradan karşılamıştı çünkü bu ikili gezilerde, turlarda aynı odaya düşmelerine hep sevinirdi. Ama onların arasındaki ilişkiyi bilen Jimin ve Taehyung birbirlerine imalı bakışlar atmadan duramamışlardı. Yoongi onu eliyle çağırdığında hızlı adımlarla peşinden gitti Jungkook.

Mint ScentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin