38. Yara

100 10 2
                                    

Bu bölüm herkese biraz değinmek istedim, bu kadarını borçluydum karakterlere diye düşünüyorum...

~Dünya


"Acıyor mu?" Jimin derisine temas eden parmağı izledi. Dokunmaya korkuyor gibiydi.

"Hayır. Sorun yok." Elini uzun parmaklar arasından kurtarıp omzuna sardı göğsünde yatan bedenin.

"Özür dilerim. Seni itmek istememiştim." Jimin omuz silkti. Umursamış sayılmazdı itilmeyi.

"Ruhsal olarak itmen kadar üzmez, endişelenme o yüzden." Taehyung başını kaldırıp onunla göz teması kurdu. Boynu her an ağrıyabilirmiş gibi görünüyordu.

"Seni asla o anlamda itmem, Jimin'sin sen. Taehyung olma kurallarına aykırı o." Jimin kıkırdadı bu söz üzerine.

"Neymiş o kurallar?" Boynu ağrımış olacak ki başını eski konumuna getirdi Taehyung. Jimin'se yanağını onun saçlarına yaslamıştı.

"Herkes hayatından çıksa bile asla Jimin'in çıkmasına izin vermemek, Jimin'in narin ruhunu incitecek kelimeler söylememek, Jimin'i ulu orta öpmemek ve Jimin'e aşık olmamak. Son ikisinde çuvallamış olabilirim." Son cümlesini fısıltıyla kurmuştu ama bu Jimin'in onu duymasını engellememişti.

"O zaman Kim Taehyung, Taehyung olamamış mı diyoruz buna?" Taehyung gözlerini devirdi.

"Saçmalama. Sadece ilk iki kuraldan sonra sapıttığımı gösteriyor. Kendime yapması mümkün kurallar koymamışım." Jimin gülümsedi bu cümlelerle.

"Bana aşık olmamak ve beni öylece öpmemek mümkün değil mi yani? Bunu mu itiraf ediyorsun?" Taehyung hızla yerinden doğrulduğunda Jimin şaşırmıştı. Taehyung'un kızgın bakışları yüzünde geziniyordu şimdi.

"Yah, Jimin!" Sakin ses tonu biraz yükselmişti ama bu Jimin'in kulağında yankılanmasını engellememişti. "Bu sadece Taehyung için geçerli bir şey, başka kimse seni öpemez."

Jimin kollarını öne uzatıp Taehyung'un ensesinde birleştirdi. Uzun boyluyu kendine yapıştırırken Taehyung başını omzuna yaslamıştı. Ellerinden biri Jimin'in saçlarını okşuyordu. Başını hafifçe sola çevirip boynunun yanını öptü sarıldığı bedenin.

"Taehyung, ben senin çok hoş karşılamayacağın bir şey yapmış olabilirim." Taehyung ondan yeniden uzaklaştı sorgulayan bakışlarla. "Hyunglarla kavga ettim."

"Neden?" Taehyung sabırla onu izlerken Jimin başını önüne eğmiş, parmaklarıyla oynuyordu.

"Çünkü sinirlendirdiler." Çocuk gibi çıkan sesine gülümsemişti Taehyung.

"Bebeğim seni kim sinirlendirebilir acaba? Aramızda sinirlenmeme konusunda hep bir numarasındır sen." Jimin üzgün bakışlarını ona çıkardı.

"Ama seni rahat bırakmamı istediler. Konuşmak istemiyorsa zorlamamalıyız dediler. Çok karşı çıktım ama sonradan hak vermedim değil."

"Beni iyi ki zorladın." demişti Taehyung bir eliyle Jimin'in yanağını okşarken. "Sen o cümleleri kurmasan ağzımı açmamakta kararlıydım. İçimden konuşmak gelmiyordu. Sen dilimdeki düğümü çözdün. Konuşmasam belki her şey içimde daha çok büyüyecek, beni kemirecekti." Jimin iç çektiğinde Taehyung dikkatle onu izliyordu. Turuncu saçlının gözleri dolmuştu.

"Taehyung, lütfen bir daha susma. Bana duvar ördüğün zaman şu yağmurun altında kalmış gibi hissediyorum. Ne sığınacak bir kuytum ne de kendimi koruyacak bir şemsiyem, hiçbiri olmuyor. Biz bir aileyiz ama benim sana ulaşmazsam varacak başka bir yerim yok." Gözünden akan bir damla yaşı baş parmağıyla silmişti Taehyung. Jimin'i kendine çekerek göğsüne yasladı başını. Burnunu turuncu saçlara gömüp kokusunu içine çekti. O sırada kapı tıklatılmıştı.

Mint ScentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin