42. Aptal

95 9 1
                                    

Kaldığımız yerden devam :)

~Dünya


"Siz saklanın, biz onları oyalarız. Biz odadan çıkınca da üstünüzü değiştirin." demişti Yoongi Taehyung ve Jimin'i çıktıkları perdenin arkasına yeniden iteklerken. Jungkook'un şaşkın bakışları altında odanın kapısını açmış ve koridordaki üçlüyü şaşırtmıştı.

"Yoongi? Taehyung'la Jimin'i bulabildiniz mi?" Hoseok'un merak dolu sesine arkasındaki kapıyı kapatırken cevap vermişti siyah saçlı.

"Üstlerini değiştiriyorlar, terlemişler de. Bize gitmemizi söylediler."

"Doğru düzgün dans pratiği bile yapmadık. Ne terlemesi bu?" Jungkook elini kapı kulpuna uzatan Hoseok'un önüne atıldı.

"Jimin hyung ağladı." Yoongi de dahil herkesin bakışları onu bulunca gerilmişti. Yine de devam etmesi gerekiyordu. "Son zamanlarda gergin, biliyorsunuz. Tae hyung bir ara gözden kayboldu, o da panikleyip ağladı işte."

"Bu terlemelerini açıklamıyor." Seokjin şüpheli bakışlarını Jungkook'a dikince Yoongi kurtardı sevgilisini.

"Boğuşmuşlar biraz. Klasik kavgaları işte. Jimin ağlayınca teselli ederken onunla uğraşmış Taehyung, dayak yemiş bir miktar. Önemli bir durum değil, iyiler. Hadi gidelim."

Üyeler yeniden konser alanına çıktıktan sonra Jimin ve Taehyung da yanlarına gelmişti koşturarak. Hoseok hızla Jimin'e yöneldi.

"Bizim Jimin'imiz iyi misin?" Jungkook'un açıklama mesajını odadan çıkmadan önce fark ettiğine şükrederken gülümsedi Jimin. Hoseok onun yanaklarını sıkmıştı.

Aradan birkaç saat geçtiğinde herkes küçük gruplar halinde dağılmış, dans hareketlerinin farklı kısımlarını tartışıyordu. Jimin yanındaki Jungkook'la dansın zor kısmını bir kez daha tekrar ederken gözü önlerde duran bir korumaya takılmıştı.

"Hyung, dinliyor musun beni?" Jungkook'un sesiyle ellerinden birini hareket ettiren korumadan bir anlığına çekti bakışlarını.

"Jungkook, şu korumayı tanıyor musun?"

Jungkook konu değişimine takılmadan bakışlarını gösterilen yöne çevirdi. Durduğu açıdan Jimin'in bahsettiği koruma büyük hoparlörün arkasında kalıyordu. Jimin yeniden adama dönmüş, konser alanının karanlıkta kalan seyirci kısmında parlak aleti fark etmişti. Jimin Taehyung'a birkaç adım mesafedeydi ve Taehyung kendisine doğrultulan silaha arkası dönük, her şeyden habersiz bir şekilde Namjoon'la konuşuyordu.

Bir an tereddüt etse, ayağı takılsa ya da başka bir şey, koşup Taehyung'a arkasından sarılamaz ve kurşunun ona değmesini engelleyemezdi. Ancak şimdi, susturucu takıldığı sessizlikten belli olan silah Jimin'i sırtından vurmuş, Taehyung'un ani sarılmayla sarsılmasına sebep olmuştu.

"Ya Jimin-ah, beni bu kadar çok mu seviyorsun?" Namjoon Taehyung'un tepkisine gülerken onun arkasındaki Jimin'i görmeye çalıştı.

"Evet." dedi Jimin, sesinin normal çıkması için olağanüstü bir çaba sergiliyordu. "Çok seviyorum seni." diye devam etti. Sesi sonlara doğru ağlamaklı çıkınca Taehyung şaşırmıştı. Bedenini hızla Jimin'e çevirdi.

"Hey, birdenbire nereden çıktı bu?" Yüzünde yarı şaşkın yarı mutlu bir ifade vardı. Birbirlerini sevdiklerini hep söylerlerdi ancak bu sefer altında yatan anlam farklıydı ve bunu üyelerin önünde duymayı beklemiyordu.

Taehyung Jimin'in sırtına koyduğu elinde bir ıslaklık hissetti. Terlemiş olmalıydı, siyah tişörtünden belli olmuyordu. Jimin'in dolu gözlerine baktı gülümseyerek.

Mint ScentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin