68. Konuşayım

78 7 2
                                    

Elimde yine stok bölüm kalmadı...

~Dünya


"Sıçtık. Sadece bunu söyleyebilirim sanırım." Salonda volta atan Namjoon'dan bakışlarını çekti Hoseok.

"Oturur musun artık? Başım döndü seni takip edeceğim diye." Homurdanan yaşıtına döndü lider.

"Hayranlar tokat mevzusunu kurcalamaya başlamış çoktan. Twitter'da gündeme bile sokmuşlar. Ne yapacağız şimdi? İlişkilerinin açıklanmasının ertelenmesi yetmiyor gibi bir de tokat olayı açığa çıktı. PD-nim bizi sorguya alacak, hazır mısın buna?" Hoseok arkasına yaslandı rahat bir tavırla.

"Gerilmeyi kesip çocuklara mı odaklansak Joon? Önemli olan Jimin ve Taehyung'un sorunlarını atlatması, başkalarının ne düşüneceği değil. Biliyorsun sen de bal gibi." Başıyla onaylamış, onun yanına oturmuştu Namjoon da. Sekerek salona giren Jungkook dikkati üzerine çektiğinde tüm zaman salonda oturup da ağzını bile açmamış sevgilisi konuştu sonunda.

"Kook? Ne oldu, ne bu neşe?" Jungkook'un ilk yaptığı Yoongi'nin yanağına sulu bir öpücük bırakmak olmuştu. Namjoon'la Hoseok gülümsediler Yoongi'nin utanmasına.

"Tae hyungla Jimin hyung barıştı galiba." Üç üyenin de bakışları irileşince devam etti konuşmaya. "Jimin hyunga bakmak için odasına gittim ama kapıyı araladığımda ikisi burun buruna uyuyordu. Kolunu da Tae hyungun beline sarmış. Fotoğraflarını bile çektim." dedi elindeki ekranı onlara gösterirken. Taehyung'un sağ kolunun üzerine yatmıştı Jimin. Sımsıkı sarılmış uyuyan çift dördünü de gülümsetti.

"Neye gülüyorsunuz? Tavşan videosu mu izliyorsunuz yine?" En büyük üyenin sesi salonda yankılanınca işaret parmağını dudağına bastırarak susturdu onu Jungkook. Ekranı ona doğrulttu. "Barıştılar mı? Bu kadar küslük bir yayına mı bakıyormuş yani? Süründürdüler bizi bunca zaman elemden kederden be. Ben sorarım şimdi onlara." Yukarı yönelen adımlarını Yoongi'nin konuşması durdurdu.

"Bekle hyung. Bilmiyoruz henüz barışıp barışmadıklarını." Jungkook Yoongi'ye itiraz edeceği sırada elini kaldırdı büyük olan. "Sarılıp uyumuş olabilirler ama kesin bilgiyi uyandıklarında alacağız Kook. Dün onları baş başa bıraktık, birbirlerinden destek almaları normal. Bizimleyken nasıl olduklarını görelim önce."

O sırada Jimin yavaşça uyanmaya başlamıştı. Kaburgalarında bir ağrı yoktu henüz. Ayağa kalkmadan kesinleştirebileceği bir bilgi değildi bu. Gözlerini araladı ve yüzünde bir nefes hissetti. Taehyung burnunun dibinde duruyordu, üstelik onu izliyordu sevgi dolu gözlerle. Kaşlarını çattı. Geceyi hatırlıyordu ama onunla uyuması affettiğini göstermiyordu. Hala kırıktı kalbi, hala Taehyung'un onu anladığını sanmıyordu. Geriye çekildi bu yüzden. Yataktan kalktığında ağzını dahi açmamıştı.

"Chim?" Odadan çıkacağı sırada kendisine seslenen yataktaki bedene döndü. Kaşlarını kaldırmıştı sorarcasına. "Nereye gidiyorsun?"

"Yüzümü yıkayacağım. Ben gelene kadar odamdan çıkmış olursan sevinirim." Taehyung alçılı kolunun yavaşlatması yüzünden zorlukla yataktan kalkmıştı ancak ona yetişebildi yine de. Banyoya ulaşıp kapıyı kapatmasını engelledi. "Ne var?" dedi Jimin ters bir tavırla.

"Ben sanmıştım ki..." diye girdi lafa Taehyung ama doğru bir giriş olmadığını biliyordu. Düzeltemeden yanıt verdi sevgilisi.

"Sen sanmıştın ki seni affettim ve her şey düzeldi. Öyle bir dünya yok. Beni rahat bırak ve bir ay boyunca olduğu gibi benimle konuşma." Banyo kapısı suratına kapatılınca kalakaldı kapının önünde. Jimin banyodaki işlerini halledip çıktığında hala aynı yerde duruyordu.

Mint ScentWhere stories live. Discover now