59. İlgi

82 7 20
                                    

Bölümler arası aralıklar biraz uzayacak çünkü yeni bölüm yazdıkça yükleyebiliyorum, elimde fazladan bölüm yok (üzgün surat)...

~Dünya


"Çok uykum var." diye sızlandı Jimin.

"Uyu biraz. Bir saat yolumuz var zaten." dedi Taehyung onun şiş yüzünü incelerken.

Arabayla gitme planları Jimin'in güne mide bulantısıyla başlaması nedeniyle suya düşmüştü. Sabahın ilk uçuşuna bilet alınmış, iki üye menajer Sejin'le birlikte Busan'a doğru yola çıkmıştı. Uçak kalktığında Jimin başını Taehyung'un omzuna koyup gözlerini yumdu. Birkaç saniye sonra yüzünü buruşturarak doğrulmuştu. Cam tarafına yaslanırken hareket ettirmeyi bir türlü bırakamadığı bedeniyle homurdanıyordu.

"Chim? Ne oldu?" diye fısıldamıştı Taehyung. Uçtukları birinci sınıf bölmesinde sadece kendileri olsa da menajerleri uyuyordu.

"Midem bulanıyor hala. Ama geçer birazdan, sen uyu." Taehyung ona bir bakış atıp uçuş görevlisini çağırdı. Onun hostesle konuştuğunu bile fark etmeyen Jimin boynuna değen soğuklukla irkilmişti.

"Şş, ıslak havlu sadece. Biraz rahatlatır seni." Öylece Taehyung'u izliyordu şimdi. Boynuna, bileklerine, alnına soğuk ve ıslak havluyu sakince süren sevgilisi oturduğu yerden çok tatlı görünmüştü. Onun bakışlarını gören Taehyung hafif bir gülümsemeyle kaşlarını kaldırdı. "Ne oldu?"

"Gelsene bir." Taehyung yüz ifadesinin bozmadan ona yaklaştı. Jimin onu ensesinden çekip dudaklarını öpmüştü. Öpücüğü kısa kesti Taehyung.

"Biri görecek bebeğim, ne yapıyorsun?" Jimin omuz silkti.

"Kim görecekmiş? Çok tatlısın, tutamadım kendimi." Taehyung'un dudakları onun alnına değdi.

"Sen daha tatlısın. Nasıl hissediyorsun?"

"Biraz daha iyi." diye mırıldanmıştı Jimin Taehyung'un boynuna sokulurken.

Uçaktan indiklerinde mide bulantısı hafiflemiş gibiydi ancak bir şeyler yemesi ve biraz uyuması gerektiğini biliyordu Jimin. Araba ailesinin evine giderken Taehyung'a yaslandı.

"Chim, doktora mı gitseydik? Neden geçmedi bu bulantı acaba?" Sesindeki endişe çok net duyuluyordu.

"Bir şeyler yerim, sonra uyurum biraz. Dün akşam çok tavuk yedim, aklıma geldikçe bile bulanıyor midem." Suratını buruşturdu karnını tutarak.

"Annemleri arayayım, yiyecek bir şeyler hazırlasınlar bari. Hemen bir şeyler yiyip dinlenebilirsin böylece." Jimin onun hitap şeklini de telefonunu çıkarıp Jimin'in annesiyle çok rahat konuşmasını da yadırgamadı. Taehyung'un ailesiyle Jimin de aynı yakınlıktaydı. Biraz da bu yüzden güveniyordu ilişkilerinin kabul göreceğine. Hatırladığıyla somurttu.

"Taehyung?" Telefonu kapatınca onun üzgün sesini duyan Taehyung elini yumuşak yanağına koymuştu.

"Efendim aşkım?" Arabayı menajer kullandığı içindi bu rahatlığı. Taksiye binmek gibi bir risk alamazlardı.

"Pazartesi izin alabilir miyiz? Hatta belki salı da? Bugünüm uyumakla geçerse annemlerle doğru düzgün zaman geçiremeyiz. Bir gün daha kalırız, Geochang'da da bir gün fazla kalabiliriz. Olmaz mı?" Taehyung onun önüne gelen saç tutamlarıyla oynarken konuştu.

"Sejin hyung? Kalabilir miyiz?" Sejin aynadan bir bakış attı ona.

"Şirketle konuşup ayarlamaya çalışırım. Ben erken gitmek zorunda kalsam bile siz salı akşamı dönersiniz Seul'e. Olur mu?" Taehyung hevesle başını sallayınca Jimin de aynısını yapmak istemiş, hareket eden araçta midesi daha çok bulanmıştı.

Mint ScentWhere stories live. Discover now