55. Taehyung'un Planı

64 8 5
                                    

Jimin'i bıraktığımız noktadan biraz gerisine gidiyoruz.

~Dünya


-1 ay önce-

"Jimin'le aranızda bir şey mi var?" Taehyung kafasını olumlu anlamda salladı.

"Aslında çok şey var. Onu seviyorum." Karşısındaki orta yaşlı adam yavaşça başını kaşırken afallamış duruyordu. Şirketin biricik grubunun üyesi gelmiş, diğer bir üyeyle arasında bir şey olduğunu söyleyivermişti. Taehyung'un ani cümlelerine alışkındı aslında ancak bu öylesine bir cümle değildi ki.

"Ah, Taehyung... Yanlış anlamanı istemiyorum ama bunu bana söylememeliydin. Yani kimse bu yaptığını yapmaz. Bunu benimle paylaşmak için çıldırmış olman lazım." Taehyung oturduğu koltukta öne eğildi.

"Gizlenmek istemiyorum. Onu gerçekten seviyorum. Ömrümün kalanında ondan başkasını görmemi beklemeyin."

"Ailen? Onun ailesi? Ne tepki vereceklerini düşünmüşsündür umarım." Taehyung hafifçe gülümsedi.

"Biliyorlar. Hem kendi ailemle hem de Jimin'in ailesiyle konuştum. Mutluluğumuzdan başka bir dilekleri yok PD-nim." Bang PD gülerken Taehyung'un gülümsemesi de genişlemişti.

"Beni asla şaşırtmıyorsun. Düşünmeden büyük adımlar atmıyorsun. Gerçekten iyi büyüdün Taehyung." Taehyung saygıyla başını eğdi. Ailesinden ayrıyken üyelerle birlikte karşısındaki adam da ailesi haline gelmişti. Onun tarafından takdir edilmek tüm ödüllerden üstündü gözünde.

"Herkes bilsin istiyorum. Sizce çok mu fazla?" Endişeyle sormuştu. Bang PD başını iki yana salladı.

"Doğrudan basın açıklaması mı yapalım yoksa bir şekilde kameralara yakalanmak mı istersiniz?" Taehyung ellerini hızla havaya kaldırırken PD not almaya hazır bekliyordu.

"Ben buraya Jimin'den habersiz geldim, söylediğim gibi. Henüz bilinmesini istemiyorum. Aklımda büyük bir şey var. Yardımınız lazım."

Ardından menajerler çağırılmış ve Taehyung'un planı uygulamaya geçirilmişti. Uzun süren toplantı Taehyung'u yormuştu, bu nedenle eve gittiğinde yorgunluktan ölüyor gibiydi.

"Hey." derken kapıdan yeni giren bedene yaklaştı Jimin. Kollarını onun boynuna sardı ancak Taehyung kıpırdamamıştı. "Neyin var Tae?"

"Yorgunum." dedi Taehyung. Sesi homurdanır gibi çıkmıştı. Jimin anlayışla mırıldandı.

"O kadar uzun süre ne konuştunuz ki?" Ses tonu meraklıydı. Taehyung onun yanaklarını ısırmamak için zor duruyordu.

"Şirketle ilgili bir şeyler, gruptaki rolüm falan işte. Doğum günüm diye yaşımı hatırladılar sanırım." Jimin kıkırdadı ellerini indirirken. Taehyung onun uzaklaşmasına şükredecekti ancak ellerinin Jimin tarafından çekiştirilmesiyle yeniden gerildi. Yatağa yattığında Jimin'e elini bile sürmemişti. Jimin'se inadına yapar gibi bir koala misali sarmıştı onu.

Planı zamanla işlemeye başlamıştı. Jimin'e sarılmak, ona yapışık bir şekilde yaşamına devam etmek isteyen bedenine zor da olsa direniyor, onu çok özlediğinde eve gitmek yerine stüdyoda sabahlıyordu. Sabahın çok erken saatlerinde eve gidip Jimin'in uyuyan bedenini bir süre izlese de bunu bilmeyen çocuğun düşen yüzü kalbini sızlatmaya başladı.

Yine stüdyoda sabahlayacağı çünkü Jimin'in üzerinde kendi hediyesi olan kazağı gördüğü bir gece yalnız değildi. Yoongi de sabahlamayı planlamıştı. Albüm hazırlıklarına en erken başlayan üye olarak stüdyosuna kapanacaktı. Taehyung'un dans pratik odasında uzanan bedenini görene dek planı buydu.

Mint ScentWhere stories live. Discover now